Şehid Metin Ekinci’nin İfşa Ettiği Kirli Niyetler

Yüzyılın en kanlı zalimlerinden Esed’in safında durup Müslümanlara kin duymak hangi dinin gereği?

HAKSÖZ-HABER

Suriye’de Mart 2011’den bu yana korkunç bir katliam ve vahşet yaşanıyor. Bebek, çocuk, yaşlı, kadın demeksizin topyekûn bir halk kıyımdan geçiriliyor. Katledilenlerin sayısı 25 bine dayandı. Yaralıların, mültecilerin, kayıpların sayısını tespit etmek ne mümkün! İşkence, tecavüz, yıkılan evler, camiler cabası…

Tüm bu zalimliklere karşı her şeylerini feda ederek onurlu bir şekilde direnmeyi tercih eden Müslümanlar yüzümüzü ağartması; içinde bulunduğumuz zillet örtüsünü yırttıkları için bizleri utandırması ve aynı kıbleye yöneldiğimiz kardeşlerimizin verdiği cihad bizler için iftihar vesilesi olması gerekirken yazık ki, saflarını Baas katillerinin yanında tutanlar çıktı aramızdan.

Türkiyeli Müslümanların Suriyeli kardeşlerine yeterince sahip çıkmamasına karşın bazı kardeşlerimiz verilebilecek en büyük bedeli ödeme pahasına Suriye’ye gittiler. Şu ana kadar isimlerini öğrendiğimiz üç değerli kardeşimiz şehit düştü. Baki Yiğit, Av. Osman Karahan ve son olarak Metin Ekinci…

Av. Osman Karahan’da olduğu gibi Metin Ekinci’nin şehadeti de Esed zulmüne karşı Müslümanların duyarlı olmasını hazmedemeyenlerce kirletilmeye çalışıldı. Bir insanın sırf Allah’ın emri olduğu için başka insanların çaresiz ve mazlum bırakılmasına canıyla karşı koyması büyük bir saygı uyandırması gerekirken; hem de aynı ilaha iman ettiklerini söyleyen kimilerince karalama kampanyasıyla karşılanabiliyor. Tarihe hiçbir zaman temizlenemeyecek kirli bir sayfa yazılıyor adeta.

Metin Ekinci’yi, kardeşi üzerinden vurmaya çalışıyorlar. Azad Ekinci’nin HSBC ve sinagog bombalamalarıyla irtibatlı olması üzerinden Metin ve Azad için ağza alınmayacak hakaretlerde bulunan kimi zevat; utanmadan “ABD ve İsrail şehidi” nitelemelerinde de bulunmaları irtibatlandırdıkları eylemler düşünüldüğünde ne kadar komik duruyor; onu dahi göremeyecek kadar körelmiş beyinleri…

Kardeşinin irtibatlandırıldığı bir eylemi Metin Ekinci’yi karalamada kullanmanın ve Suriye direnişini toptan mahkûm etmek için böyle bağlantılar kurmanın ve çirkin saptırmalar yapmanın ahlaksızca bir metot olduğunu vurgulamanın o kirli niyetleri açığa çıkaracağına inanıyoruz. Ve sözü Metin kardeşimizin arkadaşlarına bırakıyoruz.

Halep’te şehit düşen Metin Ekinci kardeşimiz için Bingöl’deki arkadaşları Cuma namazı için bir hutbe hazırlamışlar. Bugünkü Cuma namazında okunan hutbeyi kardeşimizi tanımak maksadıyla sitemizden de duyurmak istedik:

Not: Şehid Metin Ekinci için Bingöl merkezde Hacı Hasip Camiinde taziye yeri kurulmuştur.

***

HUTBE METNİ:

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Allah ayeti kerimede buyurur ki: Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. Tevbe,19

Bir diğerinde şöyle buyurur: İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır. Tevbe,19

Bir diğerinde şöyle buyurur: De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez. Tevbe 24

Bir diğer ayeti kerimede şöyle buyrulur: Müminlerden oturanlarla malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır. Nisa,95

Diğer bir ayeti kerimede şöyle buyrulur: Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır. Hucurat,15

Sahih müslimde geçen bir hadisi şerifte Rasulullah sallallahualeyhi ve sellem buyurur ki: Her kim Cihad etmez ve Cihad etmeyi içinden geçirmezse münafıklığın bir şubesi üzerinde ölmüş olur.

Değerli kardeşlerim: Yanı başımızda, Şam diyarında çok ciddi bir savaş verilmekte. Bu savaşla ilgili olarak, cahil olsun olmasın herkes bir şeyler söylemekte. Herkes gözüne takmış olduğu gözlüğün rengiyle olayları değerlendirmekte. Dili olan konuşmakta. Sanki hak ve batıl birbirine karışmış gibi olaylar çarpıtılmakta. Aklını başkasının cebine koyanlar da sağda solda topladıkları bu bozuk, kirli ve yanlış bilgiyle orda burda ahkam kesmekte. Bu savaşın ilk çıkışına baktığımızda. Zalim idareciye karşı, silahsız bir şekilde ortaya çıkıp; “artık insan gibi yaşamak istiyoruz” diyen bir halk olduğunu görürüz. Buna karşılık; kan ile beslenen ve hemcinsi tağutların yaptığı gibi, bu zalim de mazlum halkın üzerine ölüm kusmaya başladı. Tağutluğuna birde şiiliğin kini eklenince halkını katletmeye ve bu katlini gittikçe artırmaya başladı. Caddeler kan ve cesetle doldu, çocuklar kadınlar yaşlılar öldürüldü. Tüm dünya sessiz kaldı. Bu halkın içinde müslüman olanlar, dünya müslümanlarına şöyle sesleniyordu: Nerede müslümanlar, Nerede din kardeşlerimiz, nerede bizimle aynı kıbleye dönenler, nerede bizim kıldığımız namazı kılanlar. Bu feryatlar şu ayetteki feryatlara ne kadar da çok benziyordu. Ayeti kerimede buyrulur ki: Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz! Nisa, 75

Bu çağrıyı duyan şehit kardeşimiz Metin ve onun gibi olan ümmetin diğer müdafileri oralara akın etmeye başladılar. Amerika ve bu tağutun yanı başındaki tağut komşuları da, yarın bu devrilip yerine gelecek olanlarla çıkar hesapları yaparak onlar da oralara el atmaya ve başka bir küfür sistemini kurmanın hesaplarını yapmaya başladılar. Bu doğrultuda kendileri gibi olan muhaliflere yardım etmeye başladılar. Amerika’nın hedefi orada kendileri güdümünde bir sistem kurmak. Mücahidlerin hedefi de ordaki halkı Amerika ve komşu tağutlara teslim etmemek ve bu kargaşalık içinde İslam şeriatını hakim kılmak ve mazlumlara yardım etmek. Bu hedef doğrultusunda orada kendi birliklerini ve düzenlerini kurmaya başladılar. Bu izzettir. Ama ne yazık ki izzetin ne olduğunu bilmeyen cahiller sadece şunu dillendirmeye başladılar: Amerika oraya yardım ediyor, İsrail oraya yardım ediyor. Fakat bu cahillere kime ve nasıl yardım ettiğini sorsan bilmediğini söylerler. Şimdi şu soruyu iman ve akıl sahibi olanlara yöneltiyoruz. Amerika’nın oralarda çıkarı olduğu için yardım ediyor diye, insanları ölüme terk etmek hangi dinde, hangi imanda ve hangi ayette var?

Amerika ve İsrail oraya yardım ediyor propagandası ile tağutu destekleyen bir kesim daha var ki, bunlar da Şam cihadının, yüzlerindeki maskeyi düşürdüğü, maskenin altındaki çirkin ve hain yüzlerini ortaya çıkardığı, bu ümmetin münafıklarıdır. Yıllarca tağutu inkar eder gibi gözükerek, saf kitleleri peşinden sürükleyen ama tağut Beşşar’ın komutanlarına şehit diyen, küfür sisteminin devamı için Yaşasın Beşşar ve ordusu diyecek kadar alçalan bu kuklanın ve arkasındaki kuklacının maskesi.

Değerli kardeşlerim: Bu ümmetin içinde öyle bir grup var ki… Bunlar şehadet aşıkları, ümmetin fedaileridirler. Ümmet onları yalnız da bıraksa, ümmet onları kınasa da ilk çığlığında ümmetin yanında biterler. Pak ruhlarını bu ümmete ve onun mukaddesatına siper ederler.

Muhterem Müslümanlar! Kişinin gaye ve hedefini gerçekleştirmesi için uzun yıllar mücadele edip en sonunda, gayesine ulaşarak çabasının karşılığını alması ve bu şekilde temenni ettiği şeye kavuşması ne güzel bir şeydir.

Bir abid, bir davetçi, bir mücahid ve inşallah bir şehit olan Metin hocamızın ve değerli kardeşimizin hali işte böyleydi. Muradına erdi, yürüdüğü yolun sonuna vardı. Ölümü en tatlı olanıyla tattı şehadetle. Rabbına sunulacak en değerli şeyi sunarak canını. Kendisinden önce şehadet şerbetini içen kardeşlerine, sözünde durarak o da kavuştu. Ayeti kerimede buyrulur ki: Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. Ahzap, 23

Her insan ölümü tadacaktır. Ama korkakların ölümü ile kahramanların ölümü arasında fark vardır. Bu Yüce Allahın lütfudur. Onu dilediğine verir. Kardeşimiz izzetli yaşadığı gibi izzetli öldü. Ölümden korkmazdı sadece şehadetin dışında bir ölümle ölmekten korkardı.

Mücahid kardeşimiz; tevhid ilkesi üzerinde sebatkar olarak yaşadı. Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazdı. Biz babalarımızı bir dinde üzerinde gördük ondan başkasını kabul etmeyiz diyen toplumunun, ona hased eden kalbi bozukların ve tağutun kullarının inadına tevhidi ve sünneti her defasında en izzetli duruşuyla sergiler ve yaşardı. Kişiliğinden kimliğinden taviz vermezdi. Kahve köşelerinde oturup işi gücü senaryo ve kılıf biçme olan bir toplumda onurlu başı dik ve sarsılmazdı. Onun için tartıp biçmenin tek ölçüsü Kuran ve Sünnetti. Maslahat ve hikmet adı altında kendini ve davasını kimliksiz ve kişiliksiz bırakmazdı.

Yıllardır Bingöl’de yürüttüğü; alemlerin tek ilahı olan Yüce Allahın tevhidine ve insanlığın son önderi olan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin önderliğine davet çalışmasını şehadet mührüyle mühürledi. Onu tağut kurşunu değil arkasında konuşulanlar incitirdi. O, cesaretle ve kelimesini esirgemeden tevhide davet ederken, tağuttan korkmayı kendine şiar edinenler, bu cesareti haset eder. Arkasında ona iftira ederlerdi. Öyle ya; onlar gibi korkmuyorsan mutlaka arkanda bir güç olacaktı, hasta olduklarından bu gücün Allah olduğunu bir türlü anlayamıyorlardı. O meclislerinde oturmuş Allah’ı anlatırken ve Allah’ı anlatarak insanları etrafında toplarken, hasta olanlar ise meclislerinde onun gıybetini yapar, ona iftiralarla etraflarında insanlar toplamaya çalışırlardı. O, arkalarında müslümandırlar, diye onlara karşı şefkatini pek çok kere dillendirirken, onlar ise buna karşılık kafir ve fasık medyanın onun ve onun gibi mücahidler hakkındaki iftiralarını insanlara adres olarak gösterirlerdi. Sorsan ateşin olmadığı yerde duman çıkmaz derlerdi. Bu zavallılar bilmezlerdi ki kafirlerin Hz Muhammed’e attıkları iftiraların ateşi yoktu. Ama duman vardı. O, Allah yolunda kurşun vızıltıları altında aldığı yaraların acısını çekerken hasta olanlar; onun başka yerde olduğuna dair senaryosunu kurmuş ve etrafındaki zavallıları onlarla uyutuyorlardı. Kardeşimizin şehadet haberi geldiğinde ayıbı ve foyası ortaya çıkmış yalancının hali gibi, durumu nasıl kurtarırız telaşıyla kem kümlere başladılar. Kim bilir belki de cesedi ortaya çıkmasaydı senaryolarına devam edecek yeni senaryolar çizeceklerdi. Ama alemlerin rabbi olan Allah, bu kardeşimizi temize çıkardı. Tağut Esad’ın televizyonu, düşmanlarını yani kardeşimizi şehid ettiklerini söylüyorlardı. Buna Yüce Allahın kuluna ikramı denir. Bu kardeşimizin tağutu inkar ettiğinin tağut tarafından şahitliğidir. Cihad topraklarında şehid olan nice mücahidler var. Ama sadece önden gidenlerin haberleri acil diye geçer. Tağuti rejim onun ve kardeşlerinin haberini de acil diye geçmişti. Yüce Allah, bununla bir nevi, onun şehadetini yeryüzü coğrafyasında yaşayan diğer kardeşlerine duyurmak istemiş, onu kafir medyayla karalamak isteyenlerin yalancı olduklarını onlara ispat etmiştir. Onu bir lider olduğunu kafir medyayla tüm dünyaya duyurmuştu. Yüce Allah, buyurur ki: İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kafirler ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. Nisa,76.

Onu kişiliğini çok yakından bildiğimiz için deriz ki: Şayet yaşasaydı hakkını kendisine zulmedenlere helal ederdi. Bizim onlara tavsiyemiz bu çirkin karakterlerinden dolayı Rablerine tevbe etsinler. Şüphesiz o tevbeleri kabul edendir.

Evet, Ebu Hafs ve Şeddad olan Metin hocamız, önceki kardeşleri gibi o da bir yıldız gibi geçti, hepimiz ondan çok şeyler öğrendik özellikle tevhid noktasında. Takvalı ve onurlu bir muvahiddi. Hem inanç, hem amel ve hem de duruşunda kendisinden önceki selefi olan sahabeye uyardı. 

Metin kardeşimizin davetinde en başarılı olduğu alan, Yüce Allah’ı anlatmasıydı. Dostu ancak dostlar güzel anlatır. Onu anlatırken ağlardı. O annesine bile Yüce Allah’ı anlatırken yüzünü avuçları içine alır ve ağlardı. Onun bulunduğu her mecliste mutlaka Yüce Allah ve onun dini anlatılırdı. Hurileri ve cenneti anlatır. Hurileri anlatırken kardeşlerinde bir hayli tatlı hatıraları vardı. Kur’an’ı çok okurdu. Kur’an okumak ona sevdirilmişti. Hatta Kur’anı okumakta mahirdi. Hadisi şerifte Kur’an’da mahir olanların değerli meleklerle beraber olacağı geçer. Bizler Yüce Allah’ın onu sevdiğini ve kendine yakın kullardan kıldığını düşünür ve kendi aramızda bunu konuşurduk. Keşke kavmim bu kardeşimizi tanısaydı ve ondan faydalansaydı. Sahipse anneler Metin gibisiyle gurur duysunlar. Bizleri ona arkadaş kılan ve böylelikle bir velisini tanıma fırsatı vererek bizi seçen Allah’a hamd ediyoruz.

Aziz kardeşlerim: Bizler kardeşimiz şehid düştüğü için üzülmüyoruz. Çünkü tevhidi tanıdıktan beri, şehitlik onun kavuşmak için tutuştuğu bir hasretiydi. Biz buna şahidiz. Bizim asıl üzüntümüz onun gibi, Allah’a davet eden bir davetçiyi kaybetmemizdir. Ama Yüce Allah nurunu tamamlayacaktır. Mücadele devam etmekte. Onlar tevhidi canlarıyla ve kanlarıyla savundular. Bu yolda daha nice Metinler verilecektir. Bizler, geride kalanlar, tevhidi canımız ve malımız pahasına ayakta tutmalı ve ölümlerin en güzeli olan şehadeti; içimizde dipdiri ve tap taze tutmalıyız. Rabbimizden dileğimiz; Metin Hocamızı, sürekli dualarında olmak istediği yüce şehitlerden kılmasıdır.

Allah’ım! İslam’a ve Müslümanlara yardım et. İslam’ı ve Müslümanları izzetli kıl. Şirki ve müşrikleri zelil kıl. Allah’ım! Bu ümmetin elinden tutarak, onunla zaferden zafere koşacak yeni önderler gönder. Allah’ım Afganistan’da, Yemen’de, Çeçenistan’da, Somali’de, Filistin’de cihad eden Müslüman kardeşlerimize yardım et. Ayaklarını sabit ve atışlarını sedid kıl. Allah’ım! Mali ve oradaki müslümanları koru kafirlere fırsat verme. Allah’ım! Kafir Beşşar Esad’ı ve onun babalarıyla aynı dini paylaşan münafıkları kahru perişan eyle. Allah’m Şam diyarı cihadını genişlet. Yüce Allah’ım! Amerika ve diğer tağuti sistemlerin Şam üzerindeki planlarını gerçekleştirmelerine fırsat verme. Orda şehit düşen kardeşlerimizi katında makbul şehitlerden kıl. Rabbimiz! Hasta ve şüpheli bir kalpten sana sığınırız. Zorluklar ve ayakların kayma anında ayaklarımızı sabit kıl, müslüman olarak canımızı al ve bizleri salihlerle beraber haşret.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu