Sedat Peker’e yönelik iddianame hazırlanırken, Peker gündemini neden SADAT’a yöneltti?

Savcılık bugün Sedat Peker’in suç örgütü kurduğunu ve yönettiğini belirttiği iddianamesini mahkemeye sundu. Sedat Peker ise dün SADAT, İdlib, Irak, Nevzat Tarhan üzerine seri tweetler atarak yeni bir gündem oluşturmaya çalıştı.

HAKSÖZ HABER

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, Sedat Peker'in lideri olduğu belirtilen ‘suç örgütü’ne yönelik yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.

Sedat Peker'in elebaşı olduğu suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 26'sı tutuklu 92 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

İddianamede, 26'sı tutuklu 92 şüpheliden Sedat Peker'in örgüt lideri, 9 şüphelinin örgüt yöneticisi, 82 şüphelinin bir kısmının örgüt üyesi, bir kısmının da örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiler olduğu belirtildi.

İddianamede, suç örgütü lideri Sedat Peker'in Çekmeköy'de 31 Ağustos 2017'de Cahit Çetin'in silahlı saldırı sonucu ölümüne ilişkin "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

Hazırlanan İddianame, değerlendirilmek üzere Anadolu Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Dün akşam saatlerinde de sosyal medya hesabından SADAT hakkında iddialarda bulunan Sedat Peker yeniden gündem olmaya çalıştı. Üstelik hakkında hazırlanan iddianamenin yayımlanmasından bir gün önce özellikle SADAT’ı hedef aldı.   

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, daha önce paramiliter örgüt olduğunu iddia ettiği SADAT’la ilişkili olduğunu öne sürdüğü Üsküdar Üniversitesi Rektörü Nevzat Tarhan’a ilişkin de yeni iddialarda bulundu.

Peker, Tarhan’ın SADAT’ın gayri yasal tüm işlerinin parçası olduğunu iddia ederken 'Tarhan’ın neden hedef alınması gereken bir isim olduğunu da' kendi beyanlarında ifade etti.

Sedat Peker’in; Nevzat Tarhan, SADAT, Nusra Cephesi, Adnan Tanrıverdi, IŞİD, Mehdilik ve Irak hakkında yazdıkları kimi gazetecilerin iştahını kabartırken Sedat Peker’in iddialarına da tek bir görsel kanıt olarak sunuldu. 

Peker’in, SADAT’ı ve Suriye’deki muhalif güçleri hedef aldığı görülen tweetlerinde ‘gelecekte iddianamelere konu olacak anlattıklarım’ demesi birilerinin Sedat Peker’i yorum ve iddialar ile desteklediği intibaını güçlendirdi.

Peker, "Birileri kendisine kaynaklık ettiği için mi tweet atıyor?” eleştirilerine maruz kalırken, iddialarına delil teşkil edebilecek herhangi bir bilgide bulunmayarak bu düşünceyi desteklemiş oldu.

Peki organize suç örgütü liderliğinden hüküm yemiş biri olarak Peker, iddialarını neye dayandırıyor? Peker’in iddialarına konu ettiği olaylar neler ve kimler? Peker’in söylemlerine kimler özel bir anlam yüklüyor?

Peker SADAT, IŞİD, Irak ve İdlib konularında hangi savları, neden ileri sürüyor? 

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker: "40 yaş altı kardeşlerim, dün yayınlamış olduğum (sadat) dosyasıyla ilgili biraz daha fazla gayret sarf ederseniz sevinirim. Ne yalan söyleyeyim, bazen ben dahil hepsini çöpe atın dediğim 40 yaş üstü dostlarımız konuları daha dikkatli takip ediyorlar. diye yazan Sedat Peker, uzun bir süredir 40 yaş altı gençlerin kendisini anlamadığını ifade ediyor ve onlara sitem ediyordu.

Yayımladığı ilk videodan itibaren adeta bel bağladığı 40 yaş altı kesimin, Sedat Peker’in anlattıklarına ilgi göstermemesi sonucunda gündemdeki etkisini yitiren ve güvenilirliğini her yazdığı ile yeniden sorgulatan Peker’e 40 yaş üstü dostlar arkadaşlık etmeye başladı.

Gazeteciler Erk Acerer ve Yılmaz Özdil’in, Sedat Peker’in neredeyse her gün gündemde tutmaya çalıştığı konulara ağırlık verdikleri görüldü. Sedat Peker’in de sık sık bu iki isme teşekkür ettiği, büyük vefa duyduğunu dile getirdiğine şahit olunuyor.  

Sosyal medya ortamında adeta birbirlerini pohpohladıkları bir iletişim biçimi kuran kimi isimlerle Sedat Peker’in ‘fikir alışverişi’nde bulunduğu iddia edilirken Kemalist söylemlerin Peker’in ağzından farklı bir dille çıkması ne anlama geliyor?

Sedat Peker 15 Ekim'de Twitter hesabından şu paylaşımlarda bulundu. 

Peker, Nevzat Tarhan ile Adnan Tanrıverdi arasında olduğunu iddia ettiği hisse devir teslimine dair bir görseli paylaştı.

SADAT hakkında ‘ülke için planlanmış en karanlık işlerin uygulayıcısı olmuş’ denirken hangi olaylar kastedildiği söylenmediği gibi Peker'in yazdıklarının itibar suikastından öteye geçmediği düşünülüyor. 

Sedat Peker’in, ‘ben gördüm, ben de deliller var, hakimler ve savcılar göreve’ dediği birçok konu hakkında herhangi bir soruşturma açılmamıştı. Bunun yanı sıra Sedat Peker’in de bir intikama dönüştürdüğü açıklama ve sözde ifşalarının belirli bir kitle haricinde kimseyi etkilemediği düşünülmüştü.

Her ne kadar Sedat Peker bir suç örgütü lideri ve güvenilmez bir kişi olsa da yaptığı ve bildiği kimi olaylar ile gazeteciler, siyasiler ve mafya arasında dönen kurulu bir düzeni işaret ederek Türkiye'nin gündemini hararetli tartışmalara sevk etti.

Mehmet Ağar ve Süleyman Soylu arasında gazeteler yoluyla cereyan eden “marina” tartışmaları oldukça ses getirmişti. Siyasiler ve mafya arasında bir şeylerin olduğu düşüncesi de kimi fotoğraflar ve beyanlar ile doğrulanmıştı.

İddialarına kanıt olarak kendi şahitliği haricinde her hangi bir delil sunamayan Peker’in kimi söyledikleri Mehmet Ağar, Hadi Özışık, Korkut Eken, Veyis Ateş ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tartışmalarının odağında yer almalarına sebep olduğu hatırlanıyor. 

Bugün bahsi geçen birçok ismin üzerinde şaibe bulunurken, kimi isimler de işlerinden olmuştu. Yine de Peker'in iddialarının birçoğu doğrulanamadığı gibi savcıları harekete de geçirmemişti. Ancak Sedat Peker’in dile getirdiği tüm iddiaların yalan veya kurgu olduğunu söylemek de oldukça zor. 

Öte yandan Sedat Peker’in son dönemde yaptığı çıkışlarda kullandığı dil ve içerikler kendisinin birileri tarafından “beslendiği” yorumlarını güçlendirdiği gibi Peker'in iddialarının itibar suikastı güttüğünü düşündürtüyor.

Son birkaç aydır Sedat Peker’e açıktan destek veren birçok ismin Kemalist ve sol kesimden olduğu görülürken, kimi gazetecilerin bu süreçte Sedat Peker’in dile getirdiği iddiaları gündemleştirirken kullandıkları dil ve gazetecilikten uzak bir şekilde aktarımda bulunmaları nedeni ile iş akitlerine son verildi. 

Bu konuda en dikkat çeken olay, Sedat Peker’in iddialarını haberleştirirken kullandığı dil nedeniyle sol gazete Birgün'ün, Erk Acerer'in iş akdini sonlandırması oldu.

Peker üzerinden "gerçeklerin” yansıtıldığı ve 'herkesin bilmesi gerektiği' iddia edilirken birçok gazetecinin Peker'in söylediklerine fazlasıyla anlam yüklediği görüldü. 

Ergenekon ve Balyoz darbe planlarının tamamıyla kurgu olduğu iddiasını sürdüren Kemalizm ise Sedat Peker aracılığı ile iddialarını algılarda sabitlemeye çalışıyor. 

Örneğin son yazdıkları ve birkaç gün önce sistemli bir şekilde yazdığı seri tweetlerde Sedat Peker’in hedefinin sadece SADAT olmadığı, arka planda Nevzat Tarhan üzerinden belirli bir kesimin hedef alındığı görüldü. Sosyal medyada Peker'in iddialarının kimin işine yaradığı tartışmaları yapıldı.  

Nevzat Tarhan ile ilgili Sedat Peker’in özellikle öne çıkarttığı şeylerden birisi de Ergenekon davaları oldu. 

Sedat Peker 14 Ekim tarihinde, sadat ile ilgili yazmak zorunda kaldığım tweetlerden sonra sadat ekibi ve de sadat şirketinin başkanı adnan tanrıverdi şahsım ile ilgili bazı açıklamalar yapmışlar. Beni tanıyanlar çok iyi bilir ki bu benim en çok sevdiğim şeydir. Üsküdar Üniversitesi Rektörü nevzat tarhanı melaike bir adam haline getirmişler. Bu kişi ergenekon davasında savcıların sanıklar aleyhine olan tanığıdır (yani zekeriya özün tanığıdır). O tarihlerde Ak Parti’de siyaset yapan bir iş adamı vasıtası ile kendisini tanımıştım. diye yazmıştı.

Nevzat Tarhan’ın Köksal Karabay’ı kendisi üzerinden Ergenekon davasına dahil etmek istediğini iddia eden Peker şöyle yazıyordu: “Hastaneye gittiğimizde sohbetimiz esnasında uyku ile alakalı sorunum olduğundan bahsetmiştim. Bu şahıs savcılığa verdiği ifadede benim kendisine Köksal Karabay’dan bahsettiğimi; haricen Veli Küçük, Korkut Eken’den bahsettiğimi onlarla ortak çalışmalar yaptığımı, ayriyeten de şiddet yapmaktan hiç üzüntü duymadığımı (adam öldürmekten) söylediğimi ifade olarak ergenekon mahkemesinde tanık olarak belirtmişti. Takdir edersiniz ki ben böyle bir şey söylememiştim. Ayrıca ben deli miyim? İnsan ilk gördüğü kişiye böyle şeyler niye söylesin? Bu ifadedeki tek amaç eski dönem Özel Harp Dairesi’nin bağlı olduğu Korgeneral Köksal Karabay’ı da ergenekon davasına dahil etmekti. Bu iddialar savcılık tarafından bana soruldu.

Kemalizm’in ileri savunucuları tarafından kamuoyuna belirli aralıklar ile sunulan kimi söylemlerin Sedat Peker’in iddiaları ile yeniden gündem edilmeye çalışıldığı ve mevcut iktidarın bu şekilde tahrip edileceği yorumları da Peker’in tweetleri sonrası dolaşıma girdi.

Peker iddialarına SADAT üzerinden devam ederken ilginç çıkarımlarda bulunarak kamuoyunu sözde araştırmaya davet ediyordu. Oysa kesin hükümlü davranarak konuyu neden ortaya çıkardığını söylemiş oluyordu.

 

Peker’in hedefinde, 'SADAT olsa da Suriye’de savaşan Müslümanlar' hakkında da delile dayanmayan ithamlar yer alıyordu. 'SADAT’ı terör örgütü olarak göreceğimiz yıllar olduğu' imasında bulunan Peker daha çok şey anlatacağını iddia ediyor. 

Sedat Peker, Saddam Hüseyin yönetimi altında modern bir Irak olduğu iddiasında bulunurken SADAT’ın, Ortadoğu’daki birçok terör olayında fail olarak bulunduğunu iddia etti. 

İddialarına kanıt olarak kendisinin yazdığı cümleler haricinde ise herhangi bir delil sunmadığı görülen Peker’e aşırı güven, sol ve Kemalist kesimlerden geliyor.  

Örneğin, 'Mehdi gelecek inancı ile saraylar yapıldığını', SADAT’ın elinde ‘çok ciddi’ silahlar olduğunu, 'SADAT’ın suikast planları' yaptığını, SADAT’ın saldırı eylemleri de yapmayı planladığını iddia eden Peker’in kanıtı şekillenen algılar olurken, herhangi bir delil sunulmadığı halde uzun süreli yayınlanan bu tarz iddiaların yalanlanmasına rağmen gerçekmiş gibi kabul edildiği görülüyor. 

Bütün bu iddialara karşın Sedat Peker’in herhangi bir belge sunmadığı ve itibar suikastından öteye geçmediği yorumları yapılırken Peker’in, neden kaale alınmadığı soruları da kısmen cevaplanmış oluyor.  

Kemalist kesimler ile fikir ve söylem birlikteliği içerisinde olduğu görülen organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarında Suriye’deki mücadelelerine Türkiye’nin meşru yollarla destek verdiği muhalifleri de hedef olarak katması, Peker’in amacının yıpratma olduğu yorumlarını beraberinde getirdi. 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!