Seçimlere Doğru Mısır’da Zor Geçiş Dönemi

“Arap Baharı’nın en kritik ülkesi Mısır’da geçiş dönemi pek çok belirsizlik ve risk içeriyor.”

AK Parti Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Taraf gazetesindeki yorum sayfasında Mısır’daki seçim sistemini ve partilerin durumlarını yazdı.  Askeri Konsey’e karşı Mısır halkının yeniden Tahrir Meydanı’nı doldurduğu şu günlerde seçimlerle ilgili malumat içeren bu yazıyı sizler için iktibas ediyoruz:

Mısır’da zor geçiş dönemi

Haluk Özdalga / Taraf

Mısır 60 yıllık askerî diktatörlükten sonra demokrasiye geçmeye çalışıyor. Ama bu geçiş sorunlarla ve tuzaklarla dolu. Son diktatör Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık yönetiminin Şubat’ta son bulmasından bu yana, ekonomi daha kötüye gidiyor. İnsanların günlük hayatını doğrudan etkileyen asayiş bozukluğu giderek artıyor. Çıkış yolu, halkın seçeceği ve rahat çalışabilecek bir iktidarının sorunlara cesaretle el atması. Ama ne yazık ki, böyle bir gelişme kısa süre içinde mümkün görünmüyor. Mevcut sorunlara bir de siyasi istikrarsızlık eklenirse, Mısır’da demokrasiye geçiş ciddi risklerle karşılaşabilir.

Mısır’ın iki önemli döviz kaynağı dış yatırımlar ve turizm gelirleri. Dış yatırım girişi son bir yılda %67 düşerek 6,7’den 2,2 milyar dolara geriledi. Aynı dönemde turizm gelirleri %25 düştü. Borsa yılbaşından bu yana %40 değer kaybetti. Son dönemde Mısır ortalama %6 civarında büyüyordu. Büyüme, son bir yılda sadece %1,8 oldu. Hızlı nüfus artışı dikkate alınırsa, bunun anlamı Mısırlıların fakirleşmesi.

Diğer taraftan şiddet olayları, hapishanelerden mahkûm firarları ve grevler (öğretmenler, doktorlar, şoförler, vs) artıyor. Ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birinin yaşadığı 20 milyonluk Kahire’de, daha önce de iyi işlemeyen güvenlik ve belediye hizmetleri, şimdi neredeyse çökmüş durumda. Mahallelerin çoğunda, polisin görevlerini şimdi vatandaşların oluşturduğu gönüllü savunma birlikleri yürütüyor. Mübarek’in Milli Demokrasi Partisinin kendi taraftarları ile doldurduğu yerel yönetim birimleri hâlâ resmen iş başında; ama fiiliyatta hizmet etmeyi büyük ölçüde bırakmış durumdalar. Belli ki ülkeyi yöneten askerler de, belediye hizmetlerinin iyileşmesine pek ilgi duymuyor.

SEÇİMLER

Halk Meclisi ve Şura Meclisi seçimleri 28 Kasım’da başlayacak ve 11 Mart’ta son bulacak. Seçimler tam 105 gün (15 hafta) sürecek! İki Meclis için değişik tarihlerde, ayrıca her Meclis için farklı seçim çevrelerinde üç farklı tarihte seçim yapılacak.

Ne var ki, bu karmaşık seçim süreci sonunda demokrasiye geçilmiş ve halkın seçtiği bir iktidar işbaşına gelmiş olmayacak. Çünkü Halk Meclisi sadece bir yasama organı. Şûra Meclisi’nin ise sadece istişare işlevi var. Yasaları veto etme ve hükümet kurma yetkilerine sahip Yüksek Askerî Konsey (YAK), seçimlerden sonra da ülkeyi yönetmeye devam edecek. YAK’ın başında, 20 yıl Mübarek’in Savunma Bakanı olarak görev yapan Mareşal Hüseyin Tantavi bulunuyor.

Demokrasiye geçiş takvimine göre, seçimlerden sonra iki meclisin ortak toplantısında, kurucu meclis gibi çalışacak ve yeni anayasayı hazırlayacak 100 kişilik bir heyet seçilecek. En erken Nisan 2012’de işe başlayabilecek bu heyetin altı ay içinde anayasayı hazırlaması bekleniyor. Ardından anayasa referanduma sunulacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi ertelendi ve yeni anayasanın halk tarafından kabul edilmesinden sonra tarih açıklanacak. Yeni cumhurbaşkanının göreve başlamasıyla beraber askerî yönetim son bulacak ve Mısır demokratik yönetime geçmiş olacak. Mevcut takvime göre bu geçiş en erken 2013’te, muhtemelen 2013’ün ikinci yarısında gerçekleşecek. Hâlbuki önceki takvime göre, Meclis seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktı. Askerî yönetimin süresi şimdilik bir yıldan fazla uzamış oldu. Tabii yeni anayasa hazırlanmasının gerçekte ne kadar süreceği, nasıl bir rejim öngörüleceği (başkanlık, yarıbaşkanlık veya parlamenter demokrasi), askerlerin hangi taleplerde bulunacağı gibi kritik soruların cevapları da henüz belli değil.

Mısır’da pek çok çevre, demokrasiye geçişin daha hızlı olmasını arzu ediyordu. Mesela Başkanlık seçimi için en yüksek şansa sahip görünen altı aday, ortak bir açıklama yaparak, en geç Nisan 2012’ye kadar Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmasını ve askeri yönetimin son bulmasını istedi. Ama YAK, bu talepleri uygun bulmadı.

Seçimler değişik siyasi partilerin gücünü gösterecek ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bazı ipuçları verecek. Ancak, YAK tarafından belirlenen seçim kuralları hayli karmaşık ve uyum içinde çalışacak bir yasama meclisinin veya anayasa heyetinin ortaya çıkması kolay olmayabilir.

Halk Meclisi’nin seçilecek 498 üyesinin en az %50’si “işçi” veya “köylü” olmak zorunda. Nasır dönemi sosyalizm anlayışından kalma bu kuralı YAK değiştirmek istemedi. Buna karşılık siyasi partiler için daha önce %7 olan seçim barajı, %0,5’e (yüzde yarıma) indirildi. 10 üye de askerî yönetim tarafından atanacak. Önemli bir başka kurala göre, Halk Meclisi’nin üçte ikisi (332 üye) parti listelerinden, üçte biri (166 üye) sadece bağımsız adaylar arasından seçilecek. Bağımsız seçilenlerin daha sonra siyasi partilere üye olması yasak. Partilerin çoğunun ısrarlı talebine rağmen YAK, bağımsız aday kotasından vazgeçmedi. Bağımsız adaylık, yerel güç sahiplerinin ve zenginlerin işine yarayacak. Bu kişilerin ağırlıklı olarak eski rejim yanlısı oldukları biliniyor. Ayrıca, oy satın almalarını ve değişik seçim hilelerini yaygınlaştıran bir etki yaratacak.

Mısır’ın içinde ve dışında pek çok çevrede, Müslüman Kardeşlerin (MK), en örgütlü siyasi güç olarak Mısır demokrasisini tahakküm altına alacağı endişesi var. Bu endişeleri ciddiye alan MK, Mübarek devrildikten sonra Cumhurbaşkanlığı için aday çıkarmayacaklarını ve meclis seçimlerinde sadece %50 aday göstereceklerini açıklamıştı. Halkın tercihlerini çarpıtabilecek seçim kurallarına rağmen MK sözünü tuttu ve yer aldığı seçim ittifakı çerçevesinde sadece 166 aday gösterdi. Bu durumda, Halk Meclisi’nde hiçbir partinin tek başına çoğunluk sağlaması beklenmemeli.

Buna karşılık siyasi partiler yıl boyunca değişik seçim ittifakları oluşturdu. Bunların içinde en güçlü ve açık ara birinci gelebilecek gibi görünen, MK’nin Özgürlük ve Adalet Partisi önderliğinde kurulan ve toplam 34 partinin yer aldığı Demokrasi İttifakı idi. Ancak aday listelerinin teslim edilmesine birkaç gün kala, hemen hemen bütün seçim ittifakları çözüldü. Aday bildirme tarihi uzatıldı. Çünkü partiler, kendilerine tahsis edilecek adaylıklar konusunda anlaşamadı.

Önce Demokrasi İttifakı dağıldı. Mısır’ın en eski partisi liberal eğilimli Wafd ile radikal İslamcı Selefiler ve Cemaat-i İslamiyye hareketlerine bağlı partiler ittifaktan ayrıldı. Gruptaki parti sayısının 34’ten 12’ye düşmesine rağmen Demokrasi İttifakı hâlâ en güçlü grup gibi görünüyor. Ardından, daha çok liberal ve sol partilerin yer aldığı Mısır Bloku dağıldı, gruptaki parti sayısı 20’den 5’e düştü. Nur ve Asalet gibi değişik isimler altında örgütlenen Selefiler ile Cemaat-i İslamiyye hareketine bağlı partiler şimdi kendi ittifakları ile seçime giriyorlar. Wafd ise tek başına seçimlere katılacak.

Bu gelişmeler, siyasi mücadelenin sadece İslamcılar ve liberaller arasında değil; İslamcılarla İslamcılar, liberallerle liberaller arasında da geçtiğini gösteriyor. Diğer taraftan askerî yönetim, muhtemel istikrarsızlık kaynakların önünü açmak ve demokrasiye geçiş takvimini uzatmak için her fırsatı değerlendiriyor. Arap Baharı’nın en kritik ülkesi Mısır’da geçiş döneminin pek çok belirsizlik içerdiği, uzun süreceği ve demokrasi açısından risklerle dolu olduğu görülüyor.

Yorum Analiz Haberleri

Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...