Seçimler ve Kan Tutulması

“Ak Parti tek başına iktidar olabilir mi?” sorusu bu partinin dostlarının ve düşmanlarının müştereken sorduğu bir soru. Hatta, denebilir ki, düşmanlarının çok daha büyük merakla sorduğu bir soru.

Seçimler ve kan tutulması

Ahmet Taşgetiren / Star

Bulunduğum her ortamda karşılaştığım ilk soru şu: - Seçim sonuçları ne olur, şimdi anketler nasıl gidiyor? 

Aslında merak edilen ise şu:

- Ak Parti’nin oyları artıyor mu, tek başına iktidar olacak kadar milletvekili çıkarabilecek mi, bu oylar nereden gelecek, MHP’den mi, HDP’den mi?

Bununla bağlantılı bir soru da şöyle:

- HDP’ye giden dindar Kürtler’in oyu geri dönecek mi?

Bir başka soru da MHP ile ilgili:

- Bahçeli’nin genel kamuoyunda garipsenen tavrı MHP’ye oy veren kitlede de garipseniyor mu, bu MHP’de dramatik bir düşüşe sebep olabilir mi?

“Ak Parti tek başına iktidar olabilir mi?” sorusu bu partinin dostlarının ve düşmanlarının müştereken sorduğu bir soru. Hatta, denebilir ki, düşmanlarının çok daha büyük merakla sorduğu bir soru. Çünkü böyle bir şeyin gerçekleşmesini asla istemiyor, ama böyle bir şeyin gerçekleşme ihtimalinin kuvvetli olduğunu da düşünmekten kendini alıkoyamıyor.

Nazlı Ilıcak“1 Kasım’da bizi neler bekliyor?” başlıklı Bugün gazetesindeki yazısını şöyle bitiriyor:

“Çok ufak bir ihtimal olmakla birlikte AK Parti, 276 milletvekilliğiyle salt çoğunluğu yakalarsa, zulüm ve adaletsizlik devam edecek ve hepimiz duvara toslayacağız. Herkes, keyfiliğe dayanan böyle bir sistemin sonsuza kadar devam edemeyeceğini bilsin. Artık iç savaş mı çıkar? Asker müdahale mi eder? Kestiremiyorum... Ve bundan dolayı çok korkuyorum.”

İç savaş mı, askeri darbe mi?

Duvara toslama psikolojisi...

Nazlı Ilıcak bu psikoloji içinde 7 Haziran’da olduğu gibi HDP’nin etrafında saf tutma çağrılarını “Camia medyası”nda sürdürüyor.

Cengiz Çandar“Ak Parti tek başına iktidar olursa ülke yönetilemez hale gelir, kan banyosu devam eder” diyor.  

Ahmet Altan, Haberdar isimli internet sitesindeki yazısında çok kanlı bir senaryo oluşturmuş muhtemel bir Ak Parti iktidarı için.

“Bu insanları, bu seçimde durdurun” diye sesleniyor. Sedat Peker’in “Oluk oluk kan akacak” sözlerinden yola çıkarak bir kanlı senaryo oluşturmuş kafasında. Şunlar bu çılgın rüyanın yansımaları:

“Bu iktidarın devamının, şiddetten, ölümden, savaştan, bombadan, terörden başka bir şey getirmeyeceğini görün.

“Oluk oluk kan” akacak bu iktidar yerinde kalırsa.

Bugün akan kandan daha fazlası akacak.

Bu iktidar işbaşında kaldığı sürece bu ülkeye istikrar ve huzur gelemeyeceğini, bu iktidarı destekleyenlerin de görmesi, hatta herkesten önce onların görmesi gerek...

Bu iktidarı işbaşında tutmaya çalışan herkes, kendisinin de içinde yaşayacağı bir cehennemin mimarı ve işçisi olacaktır.”

Nasıl ruh hali bu?

Hasan Cemal aynı ruh halini t24’teki yazısında şu satırlara yansıtıyor:

“Şunu iyi bilin.

Türkiye’yi çok kötü yönettiniz.

Ve bir uçurumun kenarına getirdiniz.

1 Kasım’da, 7 Haziran’dan daha büyük bir seçim darbesi sizi bekliyor.

Ya da benim temennim bu.

Ama şöyle ya da böyle gidicisiniz!”

“Şöyle ya da böyle...” Ne demek bu? Şöyle nasıl, böyle nasıl?

Ah Hasan Cemal, bir türlü kurtulamadın o 9-12 Mart’lı günlerin zihin dünyasından. Bakıyorsun, daraldığın bunaldığın her defasında 9 Mart sendromu bir yerlerden nüksediyor.

1 Kasım’da 7 Haziran’dan daha büyük bir hezimet olacağından emin olsan, bunları yazmazsın. Ama biliyorsun ki, durum öyle değil. Biliyorsun ve biliyorsunuz ki, bu halk senin gibi ve sen gibiler gibi bakmıyor olan bitene. Onun için Ahmet Altan “Bu iktidarı iş başında tutmaya çalışan herkes”diye hala Ak Parti’ye oy vereceğini bildiren milyonlarca insanı “Cehennemin mimarı” olarak suçlamaya cür’et ediyor.

Tehdit, tehdit, tehdit. Kan, kan, kan.

Bunlar demokrat olacaklar. Nazlı IlıcakAhmet AltanHasan Cemal, Cengiz Çandar.. En demokratları bunlarsa, başkalarının yüreğinde nasıl bir cehennem kaynıyor durup düşünmek lazım.

Şunu biliyorum, halk bu ruh halini tanıyor, bu ruh halinin içinden Başbakan idamları çıktığını biliyor ve 1 Kasım’a ona göre hazırlanıyor.

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!