Seçime girerken

Ali İhsan Karahasanoğlu

İlginç bir seçimin arifesindeyiz.

Hangi parti birinci, hangisi ikinci olacak tartışması olmayan bir seçim..

Birinci belli. İkinci belli.

Hatta üçüncü dahi belli.

9 genel başkan yardımcısını kaset skandalına feda eden milliyetçi partinin “Skandal kasetlerle oylarımız azaltılmak istendi. Ama tam aksine oylarımız arttı” diyerek, akla ziyan açıklamalar yaptığı bir seçim.

O kasetler sonrasında, MHP’nin oylarının artması hiç mümkün değil ama, böyle bir ihtimalin dillendirilmesi bile, bu seçimin ilginçliğini artırıyor.

Hani dini sorumluluklar olmasa, tüm partilerin adayları, malum kasetlerden çektirerek oy artırma yarışına girecekler..

Böyle akıl tutulması yaşanan bir seçime giriyoruz.

Seçimden birinci olarak çıkacağına kesin gözüyle bakılan partinin üst yönetiminde bulunanların tüm ev halkı başörtülü olduğu halde, listelerinden seçilecek noktadan bir tek başörtülü aday göstermemeleri de bir başka ilginçlik..

Ne olurdu, bir tane, hatta birden fazla başörtülü milletvekili adayı gösterilse?..

Kimden korkuluyor ki?

Paşaların cezaevine konulduğu bu günlerde, AK Parti, kimden korkuyor?

Sadece AK Parti’ye yüklenmeyelim..

Ergenekon davasını önemsizleştirmeye çalışanlara, aynı noktadan soralım: “AK Parti’yi, ‘Milli Görüş çizgisinden geliyorlar’ diye eleştiriyorsunuz. Bakanlarının listesini manşetlerden yayınlayıp, eşlerinin başörtülerini haber yapıyorsunuz. Başörtü konusunda AK Parti’nin ısrarcı olduğunu tekrar tekrar haber yapıyorsunuz. Ama bu partinin, bir tane bile başörtülü milletvekili adayı göstermemesinin arkasında hangi korkuların yattığını, niye sorgulayamıyorsunuz?”

Öyle ya..

AK Parti’yi başörtülü aday göstermediği için eleştirelim ama..

Hırsızın günahını da görmezden gelmeyelim..

AK Parti, başörtü yasağını kaldırma noktasında samimiyetine rağmen, başörtülü aday göstermeyi “risk alma” olarak görüyorsa, bu riski yaşatacakların kimler olduğunu da sorgulamamız gerekir.

Silivri’de tutuklu olanlar, o kadar güçlü olmalılar ki, cezaevinde bulundukları halde, ülkenin en büyük partisine, samimiyetle inandığı bir uygulamayı yaptırtmıyorlar.. O partiye, bu uygulamayı, “risk alma” olarak gösteriyorlar..

İşte böyle garip bir seçime giriyoruz.

Resmi evrakta sahtecilik suçlaması ile mahkum olan, cezasının kesinleşmesi 15 dakikalık bir incelemeye kalmış olan anamuhalefet partisi genel başkan yardımcısının dosyasının, ertelendikçe ertelendiği ve artık seçim öncesine yetiştirilmek istenmediğinin ortaya çıktığı bir seçim yaşıyoruz.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyen CHP, resmi evrakta sahtecilikten mahkum olan bir genel başkan yardımcısı ile seçime giriyor..

Eskiden, dürüst isimler, mahkeme ile hiç işi olmayan, karakolun önünden geçmemiş kişiler milletvekili adayı yapılırdı..

Şimdi ise, anamuhalefet partisi cezaevinden iki tutukluyu aday yaptı: Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal.. Bir de cezaevinden yeni çıkmış tutuklu var: İlhan Cihaner..

Demek ki, TBMM’yi, mahkumlar koğuşuna çevirecekler..

Barışçı geçinen milletvekili adaylarının seçim bürolarında, onlarca molotof kokteylinin çıktığı bir seçime giriyoruz...

“Kürtler eziliyor” diye hak arayışı içinde olanların, Kürt çocuklarının olduğu yurtları yakma girişiminde bulunduğu bir seçime giriyoruz...

Ateistlerin gölgesi altında, dindarların milletvekili olma arayışına girdiği bir seçim!

Dindarın mı ateiste, ateistin mi dindara milletvekili seçilme imkanı vereceği tam belli olmayan bir seçime giriyoruz..

İnsanların milletvekilliğini, halka hizmet için değil, cezaevinden çıkma aracı olarak gördüğü bir seçime giriyoruz...

Doğu Perinçek’ten tutun Çetin Doğan’a kadar bir çok ismin, cezaevinden çıkışın tek yolunun, milletvekili seçilmek olduğunu gördüğü bir seçim..

Tarafsız olması gereken, en azından fanatik partici kimliğine bürünmemesi gereken gazeteci ve televizyoncuların, hiçbir mantıklı gerekçe sunmaya ihtiyaç hissetmeden, açık açık hangi partiye oy vereceklerini ilan ettikleri bir seçim..

İkinci çıkacağına herkesin tam kanaat getirdiği partinin, birinci çıkacağı iddiasında bulunan iş adamları ile girdiğimiz bir seçim..

Yetim kalmış iki partinin; Saadet Partisi ve BBP’nin, liderlerini kaybetmiş olarak girecekleri ilk seçim..

Ülkeye ve tüm İslam alemine huzur getirmesi ümidiyle..

YENİ AKİT