HAKSÖZ-HABER
Esed rejiminin, İran ve Rusya ile birlikte yürüttüğü katliam ve tehcir politikası birçok şeyle birlikte Türkiye solunun ağzından düşürmediği dikta rejimlerine karşı insan hakları, barış, adalet vb. söylemlerinin ne kadar tutarsız ve samimiyetten uzak olduğunu ortaya koymuştur. İşte sol tandanslı sözde insan hakları ihlalleri karşısında gayet duyarlı geçinen Duvar adlı sitede Musa Özuğurlu’nun yazısı bu gerçeği bir kere daha gözler önüne sermekte.
Kendisini Arap Baharının başlayıp Suriye’ye de yansıdığı dönemde görev yaptığı Şam’dan geçtiği Esed yanlısı haberleriyle tanıdığımız, bilahare görevinden uzaklaştırılan Özuğurlu "Sıra İdlip’te” başlıklı yazısında rejimin Halep’te ilerleyişine dair yazısında gizleyemediği sevincini de yansıtmakta. Yazısında tek kelimeyle rejimin ve destekçilerinin işlediği katliamlara değinme gereği duymayan bu kişi Türkiye’ye de bir dizi eleştiri getiriyor.
Yazısında geçen şu ifade ise yazarın tiynetini net bir şekilde gözler önüne seriyor: “Sınıra yığılmış çoğu cihatçı yüz binlerce yeni ‘mülteci’…”
Demek ki neymiş, günlerdir vicdan sahibi insanların büyük bir kederle acılarına, sıkıntılarına, dramlarına şahitlik ettiği Suriyeliler hiç de göründüğü gibi masum değillermiş. Çoğu ‘cihatçı’ imiş! Bu ifadenin ne manaya geldiğini anlamamak mümkün değil. Yazar bu tanımlamasıyla zımnen “Başlarına geleni fazlasıyla hak etmişler” demiş oluyor.
Şebbiha ahlakı da bu olsa gerek!