Şebbihanın Myanmar Yorumu Pes Dedirtiyor!

Dünyanın her neresinde olursa olsun yaşanan tüm sorunlara, çatışmalara ilişkin yorumunda istikrarlı bir tarzda İslami hareketleri sorumlu tutan, mahkum eden Ceyda Karan, Myanmar meselesine de aynı hastalıklı bakışını sürdürmüş!

Haksöz Haber

Cumhuriyet’in şebbihası Myanmar konusunda da şaşırtmadı ve ‘cihatçı’ yaftasıyla yaşanan vahşeti yine Müslümanlara fatura etti. Ceyda Karan ‘Myanmar meselesi’ başlıklı ve güya sorunun tarihsel kökenini ve bugüne uzanan yansımalarını ele aldığı yazısında tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen ve büyük tepkilere yol açan insanlık suçlarının sorumluluğunu ‘olağan suçlu’ İslamcılara yüklemekten çekinmedi.

Yazısının daha ilk cümlesinden itibaren tarafını belli ediyor. Araya emperyalizm, paylaşım savaşı vb. ‘sol aroma’lı kelimeler, kavramlar eklemekle birlikte asıl suçlunun, daha doğrusu asıl düşmanın kim olduğu hususunda şüpheye yer bırakmıyor!

“Güney Asya’da İslamcı cihatçılığın yine başrolü oynadığı bir savaş derinleşiyor. Yerel gibi görünen ve sosyal medyadaki sahte fotoğrafların da eşliğinde sivil kurbanların öne çıktığı bu savaşın arka planında ise büyük bir paylaşım mücadelesi var…”

Her ne kadar eleştiriyor görünse de gelişmeleri yorumlarken bütünüyle Myanmar devletinin açıklamalarını merkeze aldığını gizlemiyor:

“…Son olaylar Arakan Rohinya Kurtuluş Ordusu’nun (ARKO) 25 Ağustos’ta Bangladeş sınırında karakollara 30’u bulan koordineli saldırılarıyla başladı. Myanmar ordusuna göre çoğu ARKO militanlardan 400 kişi öldü. 70 binden fazla Rohinyalı Müslüman Bangladeş’e geçerken, 11 bin kadar Budhist ve Hindu aksi yöne kaçtı. Hem Myanmar ordusu, hem de ARKO’nun sivilleri katlettikleri, köyleri ve Budhist mabetleri yaktıkları ve militanların kadın ve çocukların aksine erkekleri sınırdan geçirmeyip militan yaptıklarına dair tanıklıklar var. Hepsi yürek yakıcı. Aung San Suu Kyi’ye Nobel takdim etmiş Batılılar şaşkın. Bu da pek ironik…”

Yazının hemen her satırında İslami hareketi, İslamcılığı, daha ötesi Müslümanları suçlayan, töhmet altında tutan ifadeleri okumak mümkün:

“…Koşullar İslamcı militanlık için müsait. Nitekim etnik ve dini gerilim 2012’de tavan yapmıştı. Raporlara göre, Ekim 2016’dan itibaren Suudi Arabistan, Pakistan ve Malezya’nın desteğiyle cihatçılar Rakhine’deki köylerle Bangladeş’teki kamplardan militanlar devşirdiler. Yakın zamana kadar ‘İnanç Hareketi’ ismiyle anılan ARKO’nun liderliğini Pakistan’daki Arakan toplumunda doğmuş, Suudi Arabistan ve Pakistan’da eğitim almış Vahhabi cihatçı Ataullah ebu Ömer Cuncuni yapıyor. Amaç İslamcı ayrılıkçı ülke tesis etmek…”

E, zulmü bunca meşrulaştırırken yine araya emperyalizm, çıkar savaşı vs. gibi kavramları sıkıştırmadan olmayacağı için yazının sonuna doğru bir kez daha bu tür vurgular arzı endam ediyor. Şebbiha bu arada Müslümanları zavallı piyonlar konumuna oturturken, İslami hareketi ise Çin’in karşısındaki güçlerin elinde basit bir figürana dönüştürüyor:

“…Rakhine, Çin’in ‘Tek Kuşak Tek Yol’ girişiminin parçası. Hint Okyanusu’ndaki derin liman bölgesinden enerji kaynaklarının Malukka Boğazı veya tartışmalı Güney Çin Denizi’ni aşmadan aktarılabileceği diyar. Çin’in milyar dolarlık projeleri var. Rakiplerinin elinde de zamanımızın en güçlü ideolojik silahı İslamcı cihatçılık…”

Turbun büyüğü ise sepette! Şebbiha sıfatına bihakkın layık olduğunu ispatlayacak şekilde Myanmar meselesine dair yazısını bir Budist rahibin sözleriyle bitirmeyi tercih ediyor. Her ne kadar girişte aşırı sağcıların görüşünü yansıttığını ifade etse de açık bir şekilde ırkçılık ve katliam destekçiliği içeren rahibin sözlerini yorumsuz aktarmayı ve yazısını bu şekilde bitirmeyi tercih etmiş:

“…Müslümanlar Budhist düzeni yok ediyor, kendi yasalarını zorla dayatıyorlar. Bunu yapmazlarsa barış içinde yaşayabiliriz. Müslümanlar Afrika balıkları gibi, çok hızlı ürüyorlar. Şiddet davranışlarına sahipler, kendi türlerini de diğer balıkları da yiyorlar. Doğal kaynakları da yok ediyorlar. Azınlıkta olsalar bile soyumuz için büyük yük yaratıyorlar.”

Şaşırmaya, kızmaya ne hacet! Şebbihaya da bu yakışır elbette!

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye