HAKSÖZ-HABER
Televizyon izlerken Nazi rejiminin, Sırp çetelerinin ya da Ruandalı soykırımcıların övüldüğü cümleleri duysanız ne hissedersiniz? Herhalde epeyce bir şaşırırsınız değil mi? Masum insanları vahşice katletmiş dikta rejimlerinin olumlanması normal bir ülkede elbette normal bir siyasetçi ya da gazetecinin yapabileceği bir iş değildir. Bu olsa olsa marjinal medya organlarında karşılaşılabilecek bir durumdur.
Ne var ki Türkiye’de ana akım medya organlarında rahatlıkla bir ülkeyi mezbahaneye çevirmiş, yüzbinleri katletmiş, milyonları tehcir etmiş, işkenceci, zalim bir diktatöre övgüler yağdırılabiliyor. Bu durum ilginçtir, ne o medya düzeni açısından ne de ülkenin genel siyasi manzarası açısından garip karşılanmıyor.
İşte dün gece CNN Türk ekranlarında benzer bir manzara ile bir kez daha karşılaştık. Bukalemun sıfatıyla maruf Doğu Perinçek Esed şebbihalığını en galiz biçimde bir kez daha sergiledi. Suriye rejimi ile ilişkiler konusunun tartışıldığı programda Doç. Dr. Enes Bayraklı ile tartışan Perinçek, Esed’in aslanlar gibi savaştığını, Mustafa Kemal ne yaptıysa Beşar Esed’in de onu yaptığını söyledi.
İnsan hakları, halk iradesi, özgürlük ve adalet kavramlarının kendisi için bir şey ifade etmediğini net biçimde dile getiren ve son derece basit, ucuz bir ABD karşıtlığı retoriği ile muhatabını susturmaya kalkan Perinçek her zaman yaptığı gibi tarihi gerçekleri de çarpıtmaktan çekinmedi. Öcalan’ın Suriye rejiminden destek görmesini Özal’ın yanlış politikalarına ve 1983-84’lerde Suriye’de İhvan’a destek vermesine bağladı. Oysa Öcalan Suriye’de barındırıldığında Türkiye’de daha 12 Eylül darbesi bile gerçekleşmemişti ve Hafız Esed Hama’yı yaktığında ise tarih 1982 Şubat ayıydı.
Doğrusu Perinçek’in yalanlarını, iftiralarını ve katliam savunuculuğunu tartışmak abesle iştigal olur. Kendisi her türlü baskıcı, zorba, katil dikta rejiminin savunucusu olarak bilinen bir kişiliktir. Ama fütursuzca sergilenen bu çirkinliğin bu ülke yöneticileri ve medyası açısından normal karşılanmasının hiç de normal olmadığını belirtmek gerektiği kanaatindeyiz.
Zaman zaman iktidar mensuplarının hoşuna gidecek kurnazca söylemler de kullandığı için kimi çevrelerce sempati ile karşılanan bu şahsın kirli, karanlık geçmişine ve pervasızca sürdürdüğü katliam savunuculuğuna rağmen halen ‘muteber adam’ muamelesi görmesi bu ülke için utançtır!