SDP’den Koalisyon Girişimi Hakkında Açıklama

Sivil Dayanışma Platformu: “Uluslararası Koalisyon Projesi”, bölgedeki Müslümanları birbirine kırdırma projesidir!

HAKSÖZ-HABER

IŞİD'e karşı oluşturulması planlanan "Uluslararası Koalisyon" konusunda Sivil Dayanışma Platformu (SDP) bir basın açıklaması yayınladı.

Türkiye’nin “bölgedeki Müslümanları birbirine kırdırma projesi” demek olan bu girdaba çekilmesinin kesinlikle doğru olmadığını belirten SDP, açıklamanın yanı sıra işgalciler ve işgal hükümetlerinin Irak'ta işlediği savaş suçlarına da bir dosya halinde yer verdi.

Açıklamayı ve söz konusu dosyayı ilginize sunuyoruz:

Kamuoyunun dikkatine!

Hepimizin bildiği üzere ABD, 8 Ağustos 2014 tarihinden itibaren IŞİD’e yönelik havadan operasyon yapmaktadır. Basına yansıdığı kadarıyla gelinen noktada havadan yapılan operasyonlarla sonuç alamayacağını gördüğü için de yeni bir strateji planı açıklayarak “uluslararası koalisyon” kurmak istediğini deklare etmiş ve Türkiye’yi de bu koalisyonda görmek istediğini belirtmiştir.

Yine basından öğrendiğimiz kadarıyla bu operasyonların asker göndermekten ziyade şu anda IŞİD’le savaşan yerel güçlere silah, mühimmat, lojistik ve hava desteği şeklinde olacağı ifade edilmektedir. Bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti hükümetine koalisyonda yer alması için baskı yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bize göre bu yaklaşım bütünüyle sorunun anlaşılamadığını göstermektedir ve sorunun çözümü yerine daha da derinleşmesine zemin oluşturacaktır.

IŞİD sorunun sebebi değil, sonucudur.

IŞİD, ekte somut verilerle ortaya konulduğu üzere 2003’ten 2011’e kadar uluslararası koalisyonun Irak’ı işgali neticesinde her geçen gün artarak devam eden zalimane uygulamaların ortaya çıkardığı bir gerçekliktir. Özellikle Iraklı Sünni kesimlere dönük ağır baskı, işkence, tecavüz, katliamlar ve milyonlarca insanın mağdur edilmesi yetmiyormuş gibi Irak gerçekliğini yansıtmayan, etnisiteye ve mezhepçiliğe dayalı bir bölünme anayasası ve sonrasında ABD güdümündeki Maliki yönetiminin telafi edilemez büyük hataları, maalesef böylesi bir tepkiye sebep olmuştur. Bağdat gibi açık tarih müzesi olan bir İslam şehrinin talan edilmesi, Şiileştirme politikaları, Sünni kesimlerin yok sayılması, dışlanması, şiddet, baskı, tecavüz ve mağduriyetlere maruz bırakılması IŞİD gibi bir sonucu ortaya çıkarmıştır.

Keza aynı şekilde Suriye halkının haklı, meşru taleplerinin Suriye yönetiminin mezhepçi yaklaşımlarıyla boğulmak istenmesi; Mısır’da meşru seçimlerle iktidara gelen İhvan’ın ve Mısır halkının meşru, demokratik taleplerinin, darbe, şiddet ve kanla bastırılması; Gazze’de seçimle iş başına gelen meşru Hamas yönetiminin gayr-i meşru sayılmak istenmesi;  Libya, Yemen, Tunus gibi ülkelerde demokratik sistemlerin inşa edilmesine karşı kurulan komplolar ve uluslararası kamuoyunun bütün bu yaşananlara seyirci kalması maalesef IŞİD gibi tepkisel bir anlayışın oluşumuna sebebiyet vermektedir.

Uluslararası camianın ayrımcı ve özellikle mutedil Sünni kesimlere dönük çifte standartlı yaklaşımları, halkların meşru taleplerinin zorla ve şiddetle bastırılmasına adeta ortak olunması, bölgeyi ve tüm insanlığı böylesi bir tabloyla karşı karşıya getirmektedir.

Şimdi sanki bütün bunlar yaşanmamış gibi çıkıp sonuç üzerinden ve sebepleri görmezden gelerek, palyatif tedbirler düşünmek ve bu sözümona çözüm önerileri içerisine Türkiye’yi çekmeye çalışmak kabul edilemez bir durumdur.

“Uluslararası Koalisyon Projesi”, bölgedeki Müslümanları birbirine kırdırma projesidir.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, son üç yıldır bütün bunları öngörerek müslümanların terörize edilmesi ve hak talep eden çoğunlukların radikalleştirilmesi süreçleri konusunda uluslararası camiayı uyarmakta ve bölge halklarının haklı feryadının sesi olarak uluslararası camianın vicdanına seslenmektedir. Tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye’nin bu girdaba çekilmesi kesinlikle doğru değildir ve buna müsaade edilmemelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

SİVİL DAYANIŞMA PLATFORMU


İşgal Güçleri ve İşgal Hükümetlerinin Irak’ta İşlediği Savaş Suçları

NİSAN VE KASIM 2004: BİRİNCİ VE İKİNCİ FELLUCE KATLİAMLARI

Beyaz fosfor silahlı ve yasaklanmış diğer silahları da kullanan Amerikan işgal güçlerinin saldırıları neticesinde birçoğu ismi, cismi ve diğer detayları, fotoğrafları belirlenmiş 2500 kişi öldürüldü, yaklaşık 7000 civarında ev, yüzlerce cami, okul ve işyeri yerle bir edildi. Kimyasal nedeniyle kanser hastalığı yaygınlaştı, doğumlarda çok korkunç şekillerde, vücudu değişmiş, hastalıklı çocuklar dünyaya gelmeye başladı.

AĞUSTOS 2004: CEREF ES-SAHR KATLİAMI

2004 Ağustos ayında bayramın son gününde onlarca kişinin hayatını kaybettiği art arda düzenlenen katliamlar yaşandı.

2004 CEREF ES-SAHR KATLİAMI

Amerikan işgal güçleri futbol oynayan bir çocuk grubuna saldırdı ve katliam işledi.

2005 KASIM: HADİSE KATLİAMI

Amerikan işgal güçleri Irak’ın kuzeybatısında yer alan Hadise’ye düzenlediği baskında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 24 sivili katletti.

Katliam haberi: http://www.youtube.com/watch?v=-TI0yR68tqI

-----------

CAFERİ DÖNEMİNDE SÜNNİ TUTUKLULARA İŞKENCELER

İbrahim Caferi’nin başbakanlığı döneminde İngiliz 4. Kanalı dahil birçok batılı medya kuruluşu, uluslararası insan hakları örgütleri ve en önemlisi Iraklı STK’lar, aktivistler ve kurbanların da belgelendirdiği gibi çok geniş çaplı işkenceler ve katliamlar işlendi. Bunların birçoğu İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Savunma Bakanlığı merkez binaları başta olmak üzere hükümete bağlı kurum, kuruluş ve cezaevlerinde işlendi. Bayan Cabir Solağ ez-Zübeydi’nin işin merkezinde yer aldığı bu cinayetlerde matkaplar, kimyasal maddelerle akıl almaz işkenceler yapıldığı ortaya konuldu. Bu sayının 665.000 gibi inanılmaz rakamlara ulaştığına dikkat çekiliyor.

Caferi dönemini anlatan İngiliz 4. Kanalının Ölüm Tugayları isimli önemli belgeseli: http://www.youtube.com/watch?v=up9UNKQcO_E

15 MART 2006: İSHAKİ BÖLGESİ KATLİAMI

Amerikan işgal güçleri Selahaddin eyaletine bağlı el-İshaki bölgesindeki bir eve geceyarısı düzenlediği baskında 11 kişiyi katletti.

---------------

MALİKİ DÖNEMİNDE İŞLENEN KATLİAMLAR

2007: EZ-ZARKA KATLİAMI

2007 yılında Necef’e bağlı ez-Zerka bölgesinde işlenen katliam. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere el-Hevatim ile el-Huzail Aşiretleri mensubu 1000’den fazla kişi bu saldırıda öldürüldü ve yaralandı. Saldırıyı Maliki’ye bağlı hükümet güçleri ve milisler gerçekleştirdi.

Sözde Cündus Sema (Gökyüzü askerleri) Örgütü (Şii) savaşçılarını hedef aldığı iddia edilerek düzenlenen saldırıda yaralıların da öldürüldüğü ve toplu mezarlara defnedildiği bildirildi. Bu savaşçılar veya sivillerden öldürülenlerin hiçbirinin cesedi aileleri, yakınlarına verilmedi.

450’yi aşkın çocuk, kadın buradaki aileler bir okulda 4 ay boyunca gayri insani koşullarda zorla yarı mahkum gibi tutuldu. Sonra bilinmeyen bir yere serbest bırakıldı, burada yiyecek içecek ve kalacak yerin dahi olmadığı öne sürüldü. Bunların taşınır taşınmaz malvarlıklarına el konulduğu gibi evlerine geri dönmelerine de izin verilmedi. Avukatların bu katliamı soruşturması, mağdurları savunmasına izin verilmedi.

17 MAYIS 2013: BAKUBA SARİYE CAMİ KATLİAMI

Maliki’ye bağlı şii SWAT özel harekat güçlerinin camiden çıkan halka yönelik katliamında onlarca insan öldürüldü ve yaralandı. Önce bir patlama akabinde kaçanların teker teker sniper ile kafalarından vurulduğu ortaya çıktı.

Katliam videosu: http://www.youtube.com/watch?v=qbS-0Izfprc

23 NİSAN 2013: HAVİCA GÖSTERİ MEYDANI KATLİAMI

Maliki Hükümetine bağlı güçler uzun bir süre barışçıl gösterilerin düzenlendiği Kerkük’e yakın el-Havica’ya düzenlediği baskında aralarında çocuklar ve yaşlıların da bulunduğu 54 sivili öldürdü, onlarcası yaralandı. Bu katliamı işleyen askerlerin çektiği videolar kamuoyu ile paylaşıldı.

Katliam videosu: http://www.youtube.com/watch?v=4B3mVKWQrC4

ARALIK 2013: RAMADİ GÖSTERİ MEYDANI KATLİAMI

Tam bir yıl boyunca onbinlerce insanın katılımıyla barışçıl gösterilerin yapıldığı meydana Maliki’ye bağlı SWAT güçleri saldırdı. Onlarca insan öldürüldü ve yaralandı. Milletvekili Ahmet el-Alvani’nin evine de baskın düzenlendi. Kardeşi ve ailesinden 4 kişi öldürüldü. Kardeşinin başına postalını koyan askerler aynı şekilde darp edip tutukladıkları Alvani’nin fotosunu teşhir etti.

24 OCAK 2013: FELLUCE GÖSTERİ MEYDANI KATLİAMI

Maliki’ye bağlı Şii SWAT güçleri Felluce merkezde yer alan gösterilerin düzenlediği meydana baskın düzenledi, onlarca kişi öldürüldü ve yaralandı.  Öldürülenler arasında bazıları alimlerden oluşuyordu.

Katliam videosu: http://www.youtube.com/watch?v=72iDTldK--g

7 şehidin cenaze töreni: http://www.youtube.com/watch?v=VM7is7VSMaw

5 EYLÜL 2014: HAVİCA HASTANESİ KATLİAMI

Irak’ın kuzeyindeki Kerkük’e bağlı el-Havica kazasındaki hastaneye Maliki hükümetine bağlı helikopterler bombardıman düzenledi. Çocukların bulunduğu kısmın vurulduğu saldırıda 18 kişi öldü, 30 kişi ise yaralandı. Çocuk biriminde malzemeler ve birim tamamen yok edildi, hastanede ciddi maddi hasarlar oluştu.

22 MART 2014: BUHRUZ KATLİAMI

Diyala’nın güneyinde bulunan Buhruz bölgesine bağlı köylere giren Maliki güçlerine ait polis araçlarını kullanan Şii Asaib Ehlil Hak teröristleri aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu 30 kişiyi öldürdü, yaklaşık 20 kişiyi ise kaçırdı. Bunlar SWAT milislerinin de eşlik ettiği, insanların bıçaklanarak parçalandığı görgü tanıklarının ifadelerinde yer aldı.

Katliam videosu: http://www.youtube.com/watch?v=VCU9_u6SnE4&feature=youtu.be

22 AĞUSTOS 2014: MUSAB BİN UMEYR CAMİ KATLİAMI

Şii din adamı Kays el-Hazali liderliğindeki Asaib Ehlil Hak terör örgütü milisleri resmi polis araçlarıyla Diyala eyaletine bağlı İmam Üveys Köyünde yer alan Musab bin Umeyr Camisini Cuma namazı esnasında bastı. Katliamda cemaatten 80 kişi öldürüldü. Sonrasında bunları kurtarmaya gelen insanlara da saldıran milisler kadın ve çocuklar dahil onlarcasını yaraladı, birkaçını daha öldürdü.

Katliam videosu: http://www.youtube.com/watch?v=8g5s5Grg7uU

EYLÜL 2014: EL-ALEM OKULU KATLİAMI

Maliki’ye bağlı savaş helikopterleri yine katliamlardan kaçan ailelerin sığındığı Selahaddin Eyaletine bağlı Tikrit şehrindeki el-Alem bölgesinde bulunan okulu bombaladı. Çocuk ve kadınlar dahil 30 sivil öldürüldü, onlarcası yaralandı. Okul ve araçlar yok edildi.

Katliam sonrası video: http://www.youtube.com/watch?v=uslNp_UNkJ0

OCAK-EYLÜL 2014: FELLUCE’DE DEVAM EDEN KATLİAMLAR

2014 Ocak ayından itibaren Maliki hükümet güçleri karadan ve havadan defalarca varil bombaları, füzeler ve ağır silahlarla Felluce’yi bombalamayı sürdürüyor. Bunlara farklı  Şii milisler de aktif bir şekilde destek veriyor. Ocak’tan bu yana en az 100 kişi öldürüldü, 4.000’e yakın insan ise yaralandı. Felluce Hastanesi onlarca kez bombalandı, yangın çıktı ve birçok kısmında ciddi maddi hasarlar oluştu.

EL-KAİDE, IRAK İSLAM DEVLETİ VEYA IRAK VE ŞAM İSLAM DEVLETİ (IŞİD)

Bu farklı isimlerdeki aynı örgüt 2005 yılından 2014 Eylül ayına kadar Irak’ta Amerikan işgal güçleri ve beraberinde Iraklılara yönelik katliamlar işleyen hükümet-milis örgütlere yönelik savaşan yerel milli-dini-Sünni direniş hareketlerine büyük darbeler vurmuştur. Özellikle öne çıkan 1920 Devrim Tugayları, Irak İslam Ordusu başta olmak üzere birçok direniş hareketinin komuta kademesi dahil yüzlerce saha komutanını ve elemanını öldürmüştür. Hala bunları en az Şii güçler kadar düşman görmekte, ilk fırsatta ortadan kaldırmaktan çekinmemektedir.

Hakeza Suriye’deki Sünni ve yerel direniş gruplarına mensup dünyaca aranan meşhur komutanlar dahil binlerce komutanı, alimi, savaşçıyı da IŞİD örgütü öldürmüş, öldürmeye devam etmektedir.

 

Basın Açıklaması Haberleri

Türkiye’nin göç raporu yayınlandı
“Çocuk katliamlarına, ayrımcılık ve şiddetine dur de!”
İslami STK'lar: Gazze için meydanlara inmekten vazgeçmeyeceğiz
Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
ANFİDAP: “Sisi Gazze’deki soykırıma sessiz kalma utancından kurtulmalıdır”