Tur şirketleri ve turizm acenteleri, yüksek ret oranları ve aylar sonrayı bulan randevular sebebiyle Türkiye’de daha önce hiç yaşanmamış bir vize krizi yaşandığını savunuyor.
30 Mayıs’ta TOBB 79. Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan vize sorununu en kısa sürede hal yoluna koyacağız” demişti.
Sektör temsilcilerine göre Schengen vizesi için hem yeterli sayıda vize randevusu verilmiyor hem de başvurulardaki ret oranı çok yüksek. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Firuz Bağlıkaya, vize randevu kotalarının 5’te 1’e düşürüldüğünü ve kişilerin randevu alabilmek için 3-4 ay beklemek zorunda kaldığını söylüyor. Bağlıkaya, 2022 öncesinde Schengen vizesi ret oranının %10-12 seviyesinde olduğunu, 2022’de %15’in üzerine çıktığını, 2023’te ise %50’ye yükseldiğini belirtiyor:
“Hem kapasiteyi 5’te 1’e düşürüp, hem onların da yarısını reddettiğiniz zaman aslında siz vize oranını 10’da 1’e düşürmüş oluyorsunuz. Eskiden 10 kişi alırken, artık 1 kişi vize alabiliyor. Sürekli yurtdışına seyahat eden insanlar dahi ret alabiliyor. Henüz 2023’e dair istatistik yayımlanmadı ama bize gelen şikayetler sebebiyle ret oranının %50’ye yakın olduğunu düşünüyoruz.”
Travelzone Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öztürk ise “23 yıldır bu sektördeyim, daha önce hiç böyle bir dönem yaşamamıştık” diyor:
“Yüksek bir ret oranı var. Pandemi ve sonrasındaki dönemin bile ötesine geçen bir sorun söz konusu. 2 aydan önce randevu bulabilmek imkânsız."
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı: 'Randevu sürelerini kısaltmak için çok sıkı çalışıyoruz'
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut ise Ocak ayında "ön değerlendirmeye göre olağan dışı bir durum olmadığını" söylüyor:
“Bu yılın ilk aylarına gelince, konsolosluklar beklentileri karşılamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hiç kimse hizmetleri askıya almadı. Aslında yaz dönemi her zaman çok yoğundur. Dış hizmet sağlayan kurumlardaki randevu sürelerini kısaltmak için de çok sıkı çalışıyoruz. Şu aşamada elimizde toplu veriler yok, ancak ön değerlendirmemiz bu yılın ilk ayında önceki yıllara kıyasla olağan dışı bir durum olmadığını gösteriyor.”
2022 yılında başvuru oranlarının neredeyse üç kat arttığını paylaşan Landrut, vize reddedilme oranlarının geçen yıl da artmadığını belirtiyor:
“2022 yılında Türkiye'deki Schengen vizesi başvuruları 2021 yılına kıyasla neredeyse üç katına çıkmıştır. Reddedilme oranı 2022'de artmamış, hatta 2016'dan bu yana ilk kez düşerek önceki yıldan ve küresel ortalamadan daha düşük olmuştur. Schengen ülkeleri ayrıca, Türkiye'de küresel ortalamadan %20 daha yüksek oranda çok girişli vize vermiştir.”
Landrut, bu yılki Schengen vizesi başvurularının Temmuz-Ağustos sonuna kadar işleme alınmadığı iddialarını ise reddediyor:
“Üye devletlerin konsoloslukları sürekli olarak çalışmakta ve vize başvurularını geçmişte olduğu gibi şimdi de mümkün olan en hızlı şekilde işleme almaktadır.
“Türkiye'den yapılan vize başvurularının kısıtlanmasına yönelik olarak, kamuoyuna defalarca ifade ettiğim üzere, böyle bir politika kararı bulunmamaktadır. Her başvuru kendi içinde incelenmeye devam etmektedir.”
TÜRSAB Başkanı: 'Başvurularda sistematik bir engelleme var'
Vize başvurularında yaşanan sorunlar esasen Covid-19 pandemisi bitiminden hemen sonra, 2022 yılının başlarında kendini gösterdi. O dönem konsolosluklardan yapılan açıklamalarda, pandemi sürecinde ülkesine dönen çalışanlar sebebiyle personel eksikliği olduğu ve bu yüzden vize işlemlerinde gecikme yaşandığı belirtiliyordu. 2022 yaz döneminde hem vize randevularının çok geç verildiğini hem de ret oranlarının artmaya başladığını söyleyen sektör temsilcileri, 2023 itibarıyla sorunun giderek büyüdüğünü belirtiyor.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Pandemi yüzünden dediler, herkes sabırla bekledi. Ancak görülüyor ki, personel eksikliğiyle falan alakası olmayan bir şekilde, sistematik bir engelleme var” diyor.
Bağlıkaya hem vize randevularında hem de kabul oranlarında “makul sebeplerle” izah edilemeyecek kadar büyük bir daralma olduğunu kaydediyor:
“Burada sistematik bir biçimde ve kasti olarak alınmış bir karar var, belli ki konsolosluklar da bunu uyguluyor. Açıkçası konsoloslukların da çok yetkisi dahilinde olduğunu düşünmüyorum. Konsolosluklar kapı duvar, kimi ararsanız kimseye ulaşamıyorsunuz. Neden olduğu muamma. Artık vize zulmü diyoruz biz buna, paranla rezil oluyorsun.”
Öztürk ise “Konsolosluklara bu konuyu sorduk, talebin çok fazla olduğunu, aynı zamanda halen eksik elemanlarla çalıştıklarını söylediler. Fakat ben bu konunun siyasi olduğunu düşünüyorum” diyor.
Kamuoyunda tartışılan iddialar arasında, Avrupa’nın Türkiye’de vatandaşlık verilen göçmenler sebebiyle vize başvurularında daralmaya gitmiş olabileceği de yer alıyor.
Bağlıkaya şu ana dek konsolosluklardan böyle bir gerekçe duymadığını söyleyerek, “Zaten bu da çok mantıklı değil; vatandaşlık almış göçmenleri istemiyorlarsa, bunu başvuruda ayırt etmek 5 dakikalık iş” diyor.
Seçimden sonra Avrupa’ya göçün artabileceği değerlendirmeleriyle ilgili olarak ise, “O amaçla yurtdışına giden insanlar zaten şirket kurup oturum alma vb. yolları seçiyor, bu turistik vizeyle alakalı bir şey değil” diyor.
Ret gerekçeleri ne?
Reddedilen başvurularda genelde 10. madde gerekçe gösterilerek, “planlanan kalışa ilişkin gerekçenin inandırıcı olmadığı ve seyahat amacının net olarak belirtilmediği” ifade ediliyor.
Öztürk ise pek çok örnekte bu gerekçenin son derece muğlak olduğunu ve uzak randevu tarihleri sebebiyle itiraz hakkının da etkili bir şekilde kullanılamadığını değerlendiriyor:
“Mesela, seyahat gerekçenize ya da seyahat evraklarına inanmıyoruz diyor. Bunlar çok yuvarlak gerekçeler. Esasında şu: Ülkeye geri dönecek misiniz, dönmeyecek misiniz? Bunu öğrenmek istiyor. Seni ülkeye yeteri kadar bağlayan sebep var mı, yok mu?
“Volkan Konak ne yapacak orada, gidip Mercedes fabrikasında mı çalışacak? Ya da yıllarca gidip gezmişsiniz Avrupa’yı, belli bir kurumda çalışıyorsunuz, diyor ki geri dönüş için sebeplere inanmıyorum.”
Ret aldıktan sonra itiraz ya da tekrar başvuru için de makul bir süre içinde yeni randevu verilmediğini söyleyen Öztürk, “Schengen ülkelerinin bu konuda bir an önce fabrika ayarlarına geri dönmesi gerekiyor” diyor.
'Karaborsa doğdu'
Bağlıkaya, aracı kurumların “VIP müracaat” adı altında, randevu için aylarca beklemek istemeyen kişilerin fahiş ücretler karşılığında öne alındığını söylüyor:
Aracı kurumlar, kısıtlı randevu kotalarını 300-400 euro gibi fahiş fiyatlarla VIP servise çevirdiğini kaydediyor:
“Halbuki normal vize ücreti 80 euro, servis bedeli ise 20-30 euro arasında değişiyor. Bu servis bedelini 300-400 euroya çıkarıyorlar, önden randevu almaya çalışıyorlar. Resmen karaborsaya çıktı bu iş.
“Aracı kurumlar bunları konsolosluklarla koordineli mi yapıyor yoksa kendileri mi öne alıyorlar, onu bilemiyoruz. Dünyanın en medeni ülkeleri diye saydığımız AB ülkelerindeki uygulamaya bakar mısınız, belirsizlik, masa altı işler…”
2022 Ekim ayında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki (AKPM) Türk Grubu, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alırken karşılaştığı sorun ve çözümleri içeren bir tasarı sundu.
Schengen sisteminde reform çağrısı yapan bu tasarı, AKPM Genel Kurulunda oy çokluğu ile kabul edildi.
Kararın tavsiye niteliğinde olduğunu belirten AKPM Türk Grubu üyesi Ziya Altunyaldız, Avrupa kurumlarına iş birliği çağrısı yapmıştı.
Bağlıkaya ise, “AKPM tavsiye kararına da kimse uymadı. Dışişleri Bakanlığı elinden geldiği kadar bu işin üzerine gidiyor ama bir türlü çözüme ulaşmadı” diyor.
'Sektör ciddi sıkıntı içerisinde'
Schengen vizesi alamayan ya da yüksek başvuru ücretlerine rağmen vize alabileceğinden emin olmayan kişiler, daha çok vizesiz seyahat yapabilecekleri ülkelere yöneliyor.
Bağlıkaya, şu anda vizesiz ülkelere tur satışlarının “patlamış vaziyette” olduğunu, buna karşın pek çok turizm acentasının ciddi krizde olduğunu belirtiyor:
“Sektör olarak da çok ciddi sıkıntı içerisindeyiz, arkadaşlarımız iş yapamaz hale geldi. Müracaat eden insanlar vize alamadığında iade de etmiyorsunuz. Hiç kimse alıp alamayacağından emin olmadığı bir işe bu kadar bütçe ayırmak istemiyor.”
Öztürk ise hem bireylerin hem turizm acentelerinin hem de havayollarının sıkıntı yaşadığını söyleyerek, tur iptallerinin başladığını belirtiyor:
“Belli başlı rezervasyonlar yapılmış ve bunların ödemeleri yapılmış durumda. İptal etsek karşı taraf, para ödesek biz mağdur oluyoruz. Diğer taraftan tüketici vize parasını ödüyor ve mağdur oluyor. Ortada hem maddi hem manevi olarak problem var.”
Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği de dün vize işlemlerine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, verilen Schengen vizelerinin pandemi öncesi seviyeye döndüğü belirterek “Almanya şu anda dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’dekinden daha fazla vize vermiyor” denildi.
Ocak-Mayıs 2023 döneminde yaklaşık 100.000 Schengen vizesi verildiği kaydedildi.
Almanya'da 3,5 milyona yakın Türkiye vatandaşı yaşadığı düşünüldüğünde, Almanya'nın en çok Türkiye'den vize vermesi olağan karşılanabilir.
Öte yandan Almanya'nın açıklamasında; ortalama randevu alabilme süresi, vize ret oranı, vize tipleri ya da vize sürelerine dair herhangi bir veri bulunmuyor.