SBS ve Başörtüm

"Annemin hep anlattığı başörtüsü yasağının ne olduğunu şimdi daha iyi anlamıştım..." Başak Şekerci kardeşimizin SBS duyguları...

HAKSÖZ-HABER

Başörtülü bir kız çocuğunun ortaöğretim kurumlarına geçiş için yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS)’ye başörtülü bir şekilde girme azmi ve yaşadığı duygular…

İlköğretim 8. Sınıf öğrencisi Kevser Başak Şekerci* kardeşimiz, geçen sene başörtülü girdiği SBS’deki duygularını kaleme alarak sitemiz okuyucularıyla paylaştı:

***

ÇİFTE SINAV

O gün başörtüm benim için çok daha farklı bir anlam kazanacaktı. İlk defa uğrunda mücadele edecektim. Bu anlamsız, zalim yasak karşısında duracaktım. Yıl boyunca çok çalışmıştım. Tek umudum SBS’ye başörtülü girebilmekti. Çalışırken “Acaba tüm emeklerim boşa mı gidecek?” diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Sınav zamanı yaklaştıkça televizyonda rehber öğretmenler sınav kaygısını yenmenin yollarını anlatmaya başlamışlardı. Bense başörtü yasağından kaygılıydım. Bu kaygının yanında sınav kaygısı hiç kalıyordu. Bu benim için çifte sınav demekti. Soruları bir şekilde çözerdim. Önemli olan başörtülü tamamlayabilmekti sınavı. Nasıl isterler başörtümü çıkarmamı?! Ben kendimi başörtüsüz hayal bile edemezken. Bazen sokağa başörtüsüz çıktığımı düşünmeye çalışıyorum. Hayalimde bile kapıdan dışarı adımımı atamıyorum. Başörtümle et ile tırnak gibi olmuşken bunu benden nasıl isteyecekler? Hem başörtüsü benim kimliğim. Bundan taviz vermek istemiyordum. Örtümü taktığım ilk gün de söz vermiştim kendime asla açmayacağım diye.

Yıl boyunca “Aç başını, emeklerine yazık edersin!” gibi sözler benim için ayrı bir işkenceydi. Onlara göre başörtüsü yalnızca saçları kapatan bir kumaştı. Nihayet “o gün” gelip çattı.

Okul bahçesine doğru yürüyordum. Şimdiden velilerin merak dolu bakışlarına maruz kalmıştım. Yürüyordum. Bahçe kapısında bir polis bekliyordu. Acaba ilk darbeyi kim vuracaktı bana? İlk savunmamı kime yapacaktım. Bahçe kapısından içeri girdim. Kalbim küt küt çarpıyordu. Polis bir şey diyecek miydi? Hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ettim. Tam “Çok şükür bunu atlattım” diye düşünürken okul kapısında bir polis daha gördüm. Çok yaklaşmıştım. Sağıma soluma bakmaya bile cesaret edemiyordum. Polis bana bakmadı bile. Ben yine içimden şükrederken “Kızım!!” diye bir sesle irkildim. Karşımda bıyıkları ağzına girmiş 45-50 yaşlarında bir adam vardı. Beni görünce kendinden geçmişti. Gözlerindeki nefreti çok rahat okuyabiliyordum. Eliyle başını işaret ederek “Çıkart başındakini, aç aç!” diye bağırıyordu. Ama ben hazırlıklıydım. Bunun gibi ihtimalleri düşünmekten saatlerce uyuyamadığım geceler olmuştu. Bir şekilde onu geçiştirdim.

Sınıfa girip sırama oturdum. Sakin olmaya çalışıyordum ama mümkün değildi. Kalbimin sesini duyuyordum. Hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Sınavın başlamasına on dakika kalmıştı. İki gözetmen öğretmen kendi aralarında konuştular. Benimle ilgili konuştuklarını anlamıştım. Zil çaldı. Soruları çözmeye başladım. Hala bir şey söylememişlerdi. Acaba sorun çıkmayacak mıydı? Ellerim öylesine titriyordu ki ilk soruları kodlarken taşırdığımı hatırlıyorum. On soru çözmüştüm ki gözetmen öğretmenim kimlik kâğıdıma baktı. “Kevser, başörtünü çıkarmayacak mısın?” dedi. “Hayır” dedim.  “Bu şekilde sınav olacağım.”

Sınav boyunca aynı şeyi yaşıyordum. Öğretmen geliyordu ve bana başörtümü çıkarmam gerektiğini anlatıyordu. Bir tanesi beni ikna etmeye çalışırken diğeri muhatap olmuyordu. Yalnız sınav boyunca benimle muhatap olmayan öğretmenin göz hapsinde kaldım. Yarım saat geçmiş olacak ki dışarıdan bir öğretmen daha geldi. Beni dışarı çıkarıp başörtümü çıkarmam gerektiğini anlatıyordu. Onu duymuyordum bile. “Başörtünü açmalısın.” cümlesinden sonra söylenenleri duymuyordum. Sınıfa girdim. Sürekli olarak sınıf kapısından bana bakılıyordu. O bakışlar hala gözümün önünde canlanır. Aynı zamanda beni sınav boyunca başörtümü çıkarmam için ikna etmeye çalışan diller, o gözlerden farksız değildi.

Annemin hep anlattığı başörtüsü yasağının ne olduğunu şimdi daha iyi anlamıştım. Deneme sınavlarında yaptığımdan daha fazla yanlış yapmıştım. Bir türlü sınav sorularına yoğunlaşamadım çünkü. Ama olsun insanın örtüsü uğruna mücadele etmesi daha önemli bir sınav değil mi?

Şimdi birkaç hafta sonra SBS sınavına tekrar gireceğim. Hafta sonu yapılacak sınava herkes istediği kıyafetle hiçbir endişe taşımadan girecek. Bense yine sınav kaygısı taşımayacağım. Benim için tüm sorular çok kolay… Zor olan ise başörtüsü yasağı ile karşılaşma ihtimali…

----

* Kevser Başak Şekerci, Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Şekerci'nin kızı...

 

Kültür Sanat Haberleri

Bilgi, inanç ve eyleme yönelik bir ömür çaba: Sezai Karakoç
Genç Birikim dergisinin Kasım 2024 sayısı çıktı
Umran dergisinin 363. sayısı çıktı!
Dava ahlakına sahip bir Müslüman: Sezai Karakoç
Genç Birikim dergisinin Ekim 2024 (268'inci) sayısı çıktı