Türk Ceza Hukuku Derneği isimli bir tüzel kişilik var. Avukattan hakime, savcıya kadar hukuk alanındaki birçok meslektaş, bu dernekte üye..
Daha önce de bazı ilginçlikler sebebi ile eleştiride bulunmuştum.
Ama şimdiki eleştirim, çok daha ciddi bir gerekçe ile.
Geçtiğimiz hafta sonu, Uluslarası Ceza Hukuku Derneği’nin 18. Dünya Kongresi İstanbul’da yapıldı. Türk Ceza Hukuku Derneği’nin irtibatlı olduğu, uluslararası bir dernek bu..
Ve Türk Ceza Hukuku Derneği’nin ev sahipliğinde, Uluslararası Ceza Hukuku Derneği’nin 18. Dünya Kongresi’nin sonuç bildirgesi önceki gün yayınlandı.
Bildirgede, hâlâ derdest olan Ergenekon davası ile ilgili olarak da görüşler sunuldu, yorumlar yapıldı.
Ergenekon davası ile ilgili en net karar ise şu şekilde idi: “Yalnızca gizli tanığa ve özel soruşturma tekniklerine dayanılarak kimsenin özgürlüğü kısıtlanamaz. Zira telefon konuşmaları delil kabul edilip davada tutuklanan zanlılar mevcut.”
Mütalâanın doğruluğu/yanlışlığı noktasına hiç girmeyeceğim.. Ama şunu sormak istiyorum, “Ergenekon davası ile ilgili bu kadar net bir mütalâada bulunulması mümkün müdür?”
Bence mümkün değildir.
Bir gazete köşesinde, bazı yorumlar yapılabilinir. Ama, aşağıya sıfatlarını vereceğim isimlerin üye olduğu bir derneğin ev sahipliğindeki bir toplantının sonuç metninde böyle bir mütalâa yer alırsa, orada durup “yargı etkilenmez mi?” diye sormak gerekir.
Ergenekon davası için yukarıdaki mütalâayı yayınlayan uluslararası derneğin, Türkiye’deki uzantısı olduğunu açıkça kabul eden Türk Ceza HukukuDerneği’nin üyeleri arasında bakın kimler yer alıyor?
Önce eleştirilen Ergenekon davasında, sanık avukatlığı üstlenenleri sıralayalım..
Levent Ersöz’ün avukatı Ali Rıza Dizdar..
HurşitTolon’un avukatı Köksal Bayraktar ve Dilek Helvacı.
İlhan Selçuk’un avukatları Fikret İlkiz ve Akın Atalay.
Erol Manisalı ve Mustafa Balbay’ın avukatı Aydın Metin.
Kemal Alemdaroğlu’nun avukatı Metin Çetinbaş.
Ergenekon’un avukatlığını, büro arkadaşları vasıtası ile yapan Şahin Mengü..
Ve daha birçok isim..
Ve sonrasına geliyorum..
Şimdi de, bir başka hukukçu üyeyi aktarıyorum size.. Ergenekon davasının iddianamesini hazırlayan savcıların amiri konumundaki İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin. Sayın Engin, aynı zamanda, Ergenekon iddianamelerini okuyup, mahkemeye gönderilmesi kararını veren başsavcı..
Ya hakimlerden bu derneğe üye olanlar..
Ergenekon davası sanıklarının değişik tarihlerde tutuklama kararlarını inceleyen ve çoğu defa da sanıklar aleyhine karar veren hakimlerden Erkan Çanak ve ZaferBaşkurt. Ve Ergenekon sanıkları ile avukatlarının sayısız şikâyet dilekçesi verdikleri, HSYK tarafından görevden alınmak istenen Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. AğırCeza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün.
Ergenekon davası Yargıtay’a gittiğinde, inceleme yapacak heyet üyelerinden Yargıtay 9.Ceza Daire Üyesi Şerafettin İste..
Avukatlara söyleyecek pek sözümüz yok.
İstedikleri adamın avukatlığını yaparlar.. İstedikleri savunmaları, istedikleri yönde geliştirirler. Üyeleri oldukları dernekleri de, özel avukatlıklarını yaptıkları şahısların davalarına müdahil yapmaya çalışabilirler..
Ama en azından son açıklama akabinde, yukarıda ismi geçen savcı ve hakimlerin, artık o dernek üyeliğinden ayrılmaları gerekmez mi?
Evet, o savcı ve hakimler, şu ana kadar verdikleri kararlar ile o derneğin yaptığı açıklamadaki görüşe katılmadıklarını ortaya koydular.. Aynı derneğe üye oldukları avukatlarla, zıt kanaatlerde olduklarını net olarak gösterdiler.. Hazırlanan iddianamaler, verilen tutuklama kararları, tutuklama kararlarına yapılan itirazların redleri, hakim ve savcıların kanaatlerinin dernek açıklaması ile paralel olmadığını gösteriyor. O kararlar aynı zamanda; bu hakim ve savcılar üzerinde herhangi bir şüphe doğmasını da önleyecek kadar net.
Ama yine de o hakim ve savcılara çağrıda bulunuyorum: Bu dernekte, yıllar önce yaptığınız üyelik başvurusunu, özellikle de sizin isimlerinizi, kendi çıkarları için kullanmak isteyebilecek bazı istismarcıların emellerinin kursaklarında kalması için, lütfen dernek üyeliğinden istifa ediniz. Lütfen!
VAKİT