Savcının, HSYK’ya verdiği ders!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Her lafın başında, “Ben 47 yıllık avukatım” diyordu Turgut Bey.

Dün Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen iddianame gösterdi ki; 47 yıllık avukata da, HSYK’daki ceza hukuku tecrübesi olmayan üyelere de, kelimenin tam anlamı ile ceza usûlü dersi verilmiş!
Hakim ve savcıların “birinci sınıf olanlar ve olmayanlar” diye ikiye ayrıldıkları, “görev suçu ve kişisel suç” ayrımları olduğu, ayrıca “Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi”nde yargılaması yapılacaklar için hangi düzenlemeler olduğu açık açık anlatılmış!
Tüm bunların yanında, işin sadece teorisi yapılmamış.
İki de somut örnek dava gösterilmiş.
İzmir davası ve Urfa davası.
Birincisi; Yargıtay’da ilk aşamadan geçmiş, hâlâ Ceza Genel Kurulu’nda.
Diğeri Ceza Genel Kurulu’na da gitmiş ve kesinleşmiş!
Peki kararlar, kimin savunduğu görüşten yana?
Turgut Kazan ve HSYK’nın savunduğu görüşten yana mı, Erzurum Özel Yetkili Savcılarının savunduğu görüşten yana mı?
Savcıların görüşünden yana...
Peki şimdi ne olacak?
Olacak bir şey yok..
Açılan dava sürecek.
Başsavcı da, ordu komutanı da, diğer sanıklarla birlikte, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verecekler. Tutuksuz olan komutan ifade vermeye gelmezse, her sanık için olduğu gibi, onun için de yakalama kararı çıkacak.
Yakalanacak ve ifadeyi vermeye gelecek.
Bunlar, geldiğimiz noktadaki, davanın kuşbakışı görüntüsünün notları..
Benim dikkat çekmek istediğim konu ise, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan’ın, dünkü basın toplantısında da sürekli tekrar ettiği “Yargılamayı Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi değil, Yargıtay 11. Ceza Dairesi yapabilir” iddiası..
Bu iddianın doğru olmadığı ortada..
Örnek içtihadlarla ortada.
Ama Sayın Kazan, niçin bu iddiasında ısrar ediyor, onu anlamaya çalışalım..
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi yargılamayı yapınca dava bitmiyor ki!
Temyiz üzerine dosya yine, Sayın Kazan’ın ısrarla istediği 11. Ceza Dairesi’nin önüne gelecek!
Ha bugün yargılamayı 11. Ceza Dairesi yapmış..
Ha da, yargılamayı Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi yapmış ama, itiraz üzerine dosya yarın 11. Ceza Dairesi’ne gitmiş.
Ne farkı var?
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar, temyizi mümkün olmayan bir karar olsa, Sayın Kazan’ın hassasiyetini anlarım.
Ama Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı, HSYK kararı gibi, itirazı mümkün olmayan bir karar değil ki!
Yaparsınız itirazınızı, o çok sevdiğiniz 11. Ceza Dairesi’ne gider, incelenir dosyanız..
Haklı iseniz, kararı bozar. Haksız iseniz, kararı onar.
Ama plan başka..
Plan şu..
Delilleri, ilk yargılama aşamasında yok etmek.
Ortada ne delil varsa, ortadan kaldırmak. Yargılamayı suç mahallinden uzak bir mahkemede yaptırarak, adil bir karar verilmesini önlemek.
Oysa Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi dosyaya baktığında, deliller birebir takdir edilecek. Suçun işlendiği yer, yargılama yapan mahkemeye daha yakın olduğundan deliller daha ciddi şekilde değerlendirilecek.. Şahitlerin dinlenmesinde, diğer yan delillerin araştırılmasında gecikmeler yaşanmayacak.. Ve sonuçta bir karar verilecek.
Haa; karar yanlış mı çıktı?
Turgut Bey’in tabiî ki itiraz hakkı var. Yazar iki satır temyiz dilekçesi. Verir mahkemeye.. Dosyanın tamamı, tüm delilleri ile gelir 11. Ceza Dairesi’ne..
Ve; Başsavcımız ile ordu komutanımız gerçekten suçsuz oldukları halde mağdur edilmiş iseler, 11. Ceza Dairesi, dosyadaki delillerle (daha doğrusu mahkûmiyete yetersiz delillerle) ceza verilemeyeceğini tespit eder ve olaya noktayı koyar!
Sayın Kazan, bir bardak suda niye fırtına koparmaya çalışıyor ki?
Niye Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nden sanıklar kaçırılıp, Ankara’ya götürülmek isteniyor ki? Sayın Kazan, bir cevap versin bakalım.. Versin de, biz de öğrenelim..

VAKİT