Son durum şudur: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ü görevden aldırmak için, yoğun ve sistematik bir çalışma yürütülüyor.
Bu çalışmanın içinde YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu var.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok var...
Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu var.
Her fırsatta "yargı bağımsızdır" diye bağıran, sıra asker brifinglerine gelince susan hemen hemen bütün yargı adamları var.
İlk planda, "görevden aldırma"nın altından kalkılamayacağı düşünülüyor.
Spekülasyon yaratabilirmiş...
Başka sağlam bir yol bulunmalıymış...
Bu "başka sağlam yol", belli çevrelerce "çözümlerin adamı" olarak sunulan Sabih Kanadoğlu tarafından bulundu.
Kanadoğlu'nun nasıl bir "çözüm adamı" olduğunu, Cumhurbaşkanlığı krizinde ailecek izledik.
Tuttu, ortaya "367" diye bir formül attı.
İlgili mahkeme de balıklama atladı önerinin üzerine.
Formül uyarınca, Gül Cumhurbaşkanı seçilemeyecek, önerdiği adayı seçtiremeyen AK Parti de halkın gözünden düşerek sandığa gömülecekti.
Hem formül tutmadı, hem de hukuk nosyonu ağır bir yara aldı...
Üstelik, Kanadoğlu'na "çözümlerin adamı" unvanını getiren formül, orijinal değildi.
Çalıntıydı.
Muhtemelen "hin-i hacette lazım olur" düşüncesiyle, YÖK eski Başkanı Erdoğan Teziç tarafından 70'li yıllarda yazılıp bir kenara atılan formül, Kanadoğlu tarafından bulunmuş, "orijinal fikir" diye devreye sokulmuştu.
Ne formülün gerçek sahibine bir atıfta bulunulmuş, ne de formül sahibi çıkıp, "Bir dakika kardeşler, bu formül bana aittir!" demişti.
Hazır yeri gelmişken...
Duyumlarımıza göre, 367'nin mucidi Teziç, şu sıra, "Lanet olsun, keşke hiç bulaşmasaydım bu YÖK işine... Beni kullandılar... " modundaymış ve kapalı kapılar arkasında Ergenekonculara verip veriştiriyormuş.
Neyse, Zekeriya Öz'ü devre dışı bırakacak çözüm önerisinden söz ediyorduk.
Kanadoğlu, "Ergenekon davası büyük... 40 savcı ancak üstesinden gelebilir" diyor.
Eminağaoğlu öneriyi desteklemekle birlikte, "Soruşturmaya yeni ve yaşça daha büyük bir savcı atanmasının daha doğru olacağını" savunuyor.
Her iki öneriyi de destekleyen Özdemir Özok, "Ben bu adamı ne tanırım ne de bilirim" dediği Zekeriya Öz'ün derhal görevden alınmasını, soruşturmanın "daha tanınmış" bir savcıyla yürütülmesini istiyor.
Eminağaoğlu, geçtiğimiz hafta, iki HSYK üyesi nezdinde bazı girişimlerde bulunmuş, "Öz'ü görevden almak yerine, yanına YARSAV'ın belirlediği savcıların atanmasını, bu savcılardan en az birinin Öz'den yaşça büyük olmasını" istemiş.
İyi olur...
Kıdemli savcı, Öz'ün daha da ileri gitmesini engeller en azından...
Bu iki HSYK üyesi, aynı zamanda YARSAV'ın da üyesi...
HSYK'nın gündemini Adalet Bakanlığı belirlediği için, Eminağaoğlu'nın girişimi akim kalacak gibi görünüyor.
Fakat HSYK, (konuyla direkt ilgisi yok ama), sonunda yaptı yapacağını ve hakkında açılmış davaları gerekçe göstererek, sırası gelmiş Zekeriya Öz'ü bir üst sınıfa terfi ettirmedi.
HSYK bunu neden yaptı, bilmiyorum.
Fakat, tüm darbelere karşı olduğunu söyleyen Eminağaoğlu'nun, HSYK'nın bazı tasarruflarını neden sorun yapmadığını çok merak ediyorum.
HSYK, 12 Eylül darbecilerini yargı önüne çıkarmak isteyen Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu'yla, Şemdinli bombacılarını suçüstü yakalayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı meslekten ihraç etmişti.
Sonra da avukatlık haklarını ellerinden almıştı.
Bugüne kadar Eminağaoğlu'ndan bu konuyla ilgili bir cümle duymadık.
Duymak istiyoruz...
Bu cümleyi alalım, Ergenekon Savcısı'nın icabına sonra bakarız.
STAR