Suriye'de 5. yılına giren savaş sonucu ailelerinin ülkelerini terk etmek zorunda kaldığı 61 bin 625 Suriyeli bebek, Türkiye topraklarında dünyaya geldi.
Ankara'nın Keçiören ilçesinde 25 gün önce doğan Rais isimli bebeğin annesi Nura Kartur da ülkesindeki karışıklığın sona erip ülkesine dönmenin hayalini kuruyor.
Hamileliğinde kimyasal silah etkisine maruz kaldığı için beyni gelişmediğinden doğumdan hemen sonra vefat eden bebeğinin yasını tutarken, bir yandan da 2 çocuğuyla hayata tutunmaya çalışıyor.
AA muhabirinin Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) aldığı bilgiye göre, Suriye'de savaşın başladığı 2011'den bu yana Türkiye'nin "açık kapı" politikası sayesinde yaklaşık 2 milyon Suriyeli, Türkiye'ye sığınarak yeni bir hayata başladı.
Suriye'de 5. yılına giren savaş sonucu aileleri Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan 61 bin 625 Suriyeli bebek, Türkiye topraklarında gözlerini dünyaya açtı.
Kartur, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bir gecekonduda, 20 gün önce Rais adını verdiği erkek bebeğini dünyaya getirdi.
Halep'teki evlerine bomba düştüğünü "ev gitti" sözleriyle anlatan Kartur, 1,5 yıl önce Ankara'ya geldiklerini söyledi.
Türkiye'ye geldikten sonra ikinci bebeğine hamile kalan Kartur, bebeğinin doğumunu Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptığını aktardı.
Eşinin Siteler'de çalıştığını aktaran Kartur, oturdukları gecekondunun 100 lira kirası olduğunu belirtti. Neye ihtiyacı olduğunun sorulması üzerine, "elhamdülillah" yanıtını veren Kartur, sorunun tekrarlanması üzerine de "Şimdi kış geldi. Çok soğuk. Kıyafetlerimizin hepsi yazlık" diye konuştu.
Kartur, ülkesinde 4 yıl kimya mühendisliği okuduğunu ancak bir işte çalışmadığını aktardı.
Türkiye'de bulunmaktan mutlu olduğunu dile getiren Kartur, burada akrabalarının değil, ancak arkadaşlarının bulunduğunu ifade etti. Kartur, "Çocukların için ne isterdin? Ne hayal ederdin? Savaş bitse ülkene dönmek ister miydin?" sorusuna, "Evet. Şimdi savaş bitse hemen giderim Suriye'ye. Ama ne yapalım Suriye'de ev yok, savaş var. Akrabalarımız hep rahmetli oldu. Hayat orada çok zor. Çocuklarımı Suriye'de büyütmek isterdim" karşılığını verdi.
Türkiye'de doğan engelli çocuğunu toprağa verdi
Tarih öğretmeni Nezahat Albay ise bir yıldır Ankara'daki Suriyeli öğrencilerin koordinatörlüğünü yaptığını anlattı. Ankara'daki 3 okulda Suriyeli öğrenciler için geçici eğitim merkezlerinin oluşturulduğunu hatırlatan Albay, ancak bu öğrencilerin sosyal yaşamlarına ilişkin çalışmalara da katıldığını söyledi.
Özellikle Ankara'da kiraladıkları evlerde yaşamlarını sürdüren Suriyelilerin sıkıntılarını çok iyi bilen Albay, bunlardan biri olan ve bir süre önce beyni gelişmediğinden doğumdan hemen sonra bebeğini kaybeden Emine E'nin yaşadıklarını anlattı.
İki çocuğu olan Emine E'nin Ankara'ya 4 ay önce geldiğini ve bu sırada hamile olduğunu ifade eden Albay, Şanlıurfa'daki doktorun Emine'nin bebeğinin yaşama olasılığının bulunmadığını, bunu da hamileyken kimyasal silahların etkisine maruz kalmasına bağladığını söylediğini aktardı.
Albay, Emine'nin doğumundaki sıkıntıları, "Emine'yi Zübeyde Hanım Hastanesine götürdük. 8 aylıkken sezaryenle doğum gerçekleşti. Çocuk bir gün yaşadı. Ama beyni olmadığı için bebeği kaybettik. Annesi hastanedeyken Solfasol Mezarlığı'na bebeği defnettik" sözleriyle anlattı.
Annenin doktorların uyarısına rağmen son bir umutla çocuğunu sağ salim kucağına almayı hayal ettiğini ifade eden Albay, "Doğumda tabii bir şok yaşadı. Bir ümit yaşayacağını düşünüyordu. Çocuğu babasıyla mezarlığa biz gömdük. Bebeğin kafasının yarısı yoktu" diye konuştu.
Emine E. de Halep'teyken silah ve bomba kokularından uyuyamadığını, ancak Türkiye'ye geldikten sonra rahat uyuyabildiğini söyledi. Emine E, bebeğinin doğumdan hemen sonra ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirirken, en son Kurban Bayramı'ndan önce eşiyle birlikte bebeğinin mezarını ziyaret ettiğini ifade etti.
AA