Haber: Yasemin Asan / Yeni Şafak
Suriye’de 15 Mart 2011’de bir protestoyla başlayan savaşta 10 yıl geride kaldı. Bu 10 yılda doğan 500 bin çocuğun büyük bölümü vatanlarını hiç görmedi. Hafızalarında Suriye’ye ait bir tek anı bile yok. 5 yaşındaki Nuhe Halil, “Bizim ülkemizin adı Suriye” diyen annesine “O ne demek” diye soruyor.
10. yılı dolduran Suriye iç savaşının kayıp kuşağı çocuklar, Yeni Şafak’a vatan özlemlerini anlattı. Dera’da 15 Mart 2011’de küçük bir protesto ile fitili ateşlenen ve dünya güçlerinin satranç tahtasına dönen Suriye iç savaşının en büyük mağduru çocuklar. İç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin yarısı çocuk. Türkiye’de 0-14 yaş aralığında 1 milyon 480 bin 257 Suriyeli çocuk var. 10 yılda doğan bebek sayısı ise 500 binin üzerinde. Yeni Şafak, gurbette doğanlara, küçük yaşta vatansız kalanlara duygularını sordu.
ORADA HİÇ FOTOĞRAFIM YOK
Nuhe Halil, 5 yaşında, gözlerini dünyaya Türkiye’de açtı. Suriye’yi bilmediğini, tanımadığını söyleyen Halil, aile albümüne baktığında kendisinin Suriye’de fotoğrafı olmadığını ifade ediyor. Halil, oyuncak bebeği Hatice ile Suriye’ye olan evlerine gitmek istediğini söylüyor. Annesi ‘bizim ülkemizin adı Suriye’ dediğinde Halil, “O ne demek” diye soruyor.
SURİYE’YE GİTMEK İSTİYORUM
Selam Alawad, 10 yaşında. 6 yıl öncesi Türkiye’ye gelmiş. Alawad, “Rüyamda her zaman Suriye’yi görüyorum. Güzel bir yermiş. Suriye’ye gidersem okullara gideceğim, akrabalarımı göreceğim” diyor. Ablalarının kendisine Suriye’nin meşhur şehirlerini, şarkılarını, sanatçılarını, yemeklerini anlattıklarını dile getiren Alawad, “Ben de Suriye’ye giderek aynı şeyleri yaşamak istiyorum” diyor.
KÖPEK OYUNCAĞIMI UNUTAMADIM
Hale Hamıdan, 11 yaşında. Hamıdan’ın, hiç arkadaşı yok ve zamanının çoğunu kitapları ile geçiriyor. 4 yaşında Türkiye’ye geldiğini belirten Hamıdan, “Evimizi hatırlıyorum. Suriye’deki evimizde kırmızı köpek oyuncağımı hiç unutmadım. Çok çantalarım vardı. Onları çok hatırlıyorum” ifadesini kullandı. Hamıdan, savaş bittiğinde ailesi ile birlikte Suriye’ye giderse, arkadaşlarını bulmak istediğini anlatıyor. Her zaman annesi ile Suriye’den kalan bebeklik fotoğraflarına baktığını belirten Hamıdan, “Aklımda Tarsus, Humus, Şam Suriye değil. Sadece Halep Suriye. Çünkü Türkiye’ye gelmeden önce Halep yıkılmamış görmüştüm. Aklımda hep böyle geçiyor” diye anlattı.
GİDİP OYUN OYNAMAK İSTİYORUM
Muhammed Tayyip Halil, 13 yaşında. Halil, 3,5 yaşında iken Türkiye’ye ailesi ile gelen çocuklardan birisi. Halil, “Suriye’deki evimizde yürüdüğümü hatırlıyorum. Bir tane plastikten kaplan oyuncağım vardı. O zaman dedem bize gelmişti. Onun kucağındaydım ve balkonda çay içiyorlardı. Bir anda her yer duman oldu. Bu anı hiç unutmadım” diye konuştu. Halil, eğer savaş biterse ailesi ile birlikte Suriye’ye gittiğinde oyun oynamak istediğini anlattı. Sınırda taşların üzerinde uyuduğunu ve ağladığını hatırladığını anlatan Halil, “Türkiye’de ilk önce kampta yaşıyorduk. Kardeşlerimle ve ben o kampı Suriye zannediyorduk” ifadesini kullandı.
KAMPI, SURİYE ZANNEDİYORDUM
Nevraz Halil, 11 yaşında. 1 yaşında annesinin kucağında Türkiye’ye gelen Nevraz, “Suriye’yi hatırlamıyorum ama kamptaki evimizi hatırlıyorum. Kamptan çıkıp, Ankara’ya geldiğimizde çok üzülmüştüm. Ben de abim gibi kampı, Suriye zannediyordum. Bir dönem sürekli babama ‘bizi kampa götür’ diyordum. Hatta babam Suriye’den geleceğini haber verdiği zamanlarda ben sınır kapısı zannettiğim o büyük kampın kapısının önünde otururdum ve babamı orada heyecanla beklerdim” dedi.
Savaş bizi bir anda büyüttü
Afraa Alawad, 18 yaşında. Suriye’den Türkiye’ye 13 yaşında ailesi ile birlikte geldiğini söyleyen Alawad, savaş öncesi hayatlarının çok güzel olduğunu ve evlerini çok özlediğini söyledi. Mühendis olmak istediğini belirten Alawad, “Yıkılan yerleri yeniden inşa etmek istiyorum. Türkiye’de gördüğüm binaları, parkların aynısını Suriye’de inşa etmeyi hayal ediyorum” dedi. Alawad, “Savaş bizi bir anda büyüttü. Suriye’yi terk ettiğimizde sınırdan geçerken ‘bir çiçeği toprağından ayırıyor’ gibi hissettim. O bomba seslerini unutamıyorum. Geceleri namaz kılıp, ülkemize dönelim, diye dua ediyorum” dedi.
Rüyalarımda hep evimizi görüyorum
Mustafa Al-Omar, 16 yaşında. Al-Omar, 7 yıldır Türkiye’de yaşıyor, Suriye’yi en son 9 yaşında gördü. Suriye’de son gördüğü ve hatırladığı manzara kendi evleri olduğunu söyleyen Al-Omar, Al-Omar, Suriye’de savaş biterse ilk yapacağı şeyin giderek akrabalarını ziyaret etmek olduğunu söyledi. Al-Omar, “Akrabalarımın adını biliyorum ama yüzlerini tanımıyorum. Rüyamda evimizi ve anneannemi görüyorum” dedi.
Annem söylemese bilmezdim
“Annem bana Suriyeli olduğunu söylemese ben Suriyeli olduğumu bilmezdim’ diyen Halil, “Suriye’nin sokaklarını, çarşısını, parklarını, okullarını bilmek, görmek isterdim. Türkiye’yi ve Ankara’yı daha iyi biliyorum. Türkiye’yi daha iyi tanıyorum, Suriye’yi tanımıyorum” diye konuştu. Halil, Suriye’yi yıkık dökük olmayan , binalarını sağlam, parklarını yeşil ve herkesin mutlu olduğu şekilde hayal ettiğini söyledi.
Ancak internetten bakabiliyor
Daha 4 aylıkken vatanından ayrılan ve şu an 5 yaşında olan Elbera Abud, “Suriye’yi biliyor musun” sorumuza “Bizim memleketimizdir” cevabını veriyor. Ülkesini çok merak ettiğini belirten Abud, internetten fotoğraflarına baktığını söylüyor. Abud, Rakka’dan görüntülü görüştüğü kuzenlerine giderek birlikte oyun oynamayı hayal ettiğini dile getirdi.