Şaşırdınız demek...

Ahmet Altan

Mehmet Altan, Şahin Alpay ve Eser Karakaş’ın Mehtap TV’de her pazartesi yaptıkları bir saatlik bir programı seyredenler, bu ülkede olanları ve olacakları çok rahat öğreniyorlar.

Konulara ve konuların ardındaki nedenlere ayrıntılarıyla vâkıf olan bu üç insan, bu ülkede neyin niye olduğunu anlatıyor.

Onların bir saatte hiç sıkmadan, güle eğlene anlattıklarını, bu ülke seksen yıldır öğrenemedi.

Seksen yılda anlaşılamayan sorunları bir saatte anlatabilecek adamlarımız olduğuna mı sevinelim, bir saatte anlatılacak sorunları seksen yıldır anlamayan bir toplumda yaşadığımıza mı üzülelim bilmiyorum.

Şimdi herkesin, “aman Allahım, Hizbullahçılar çıktı, mafyacılar çıktı, katiller çıktı, bu nasıl hukuk” diye feryat ettiği rezaletin “temelini” bu pazartesi Eser Karakaş, “Adalet Bakanlığı’nın bütçeden aldığı payla” ortaya koyuverdi.

Bu toplumun ve bu hükümetin ne kadar “hukuk” istediği, bütçeden Adalet Bakanlığı’na ayırdığı paydan anlaşılıyor.

Dün de Mehmet Altan Star gazetesindeki köşesinde “adalete” ayrılan paranın miktarını, diğer ülkelerle kıyaslayarak bir kere daha yazdı.

Türkiye, Adalet Bakanlığı Bütçesi’ne 2011’de yaklaşık iki milyar beş yüz milyon avro ayırıyor.

Almanya ise 9 milyar avro.

Türkiye, adalete ayırdığı parayla ancak 7 bin 81 yargıç, 4 bin 40 savcı çalıştırabiliyor.

Buna karşılık tam 3 bin 875 yargıç ve savcı açığı var.

Almanya’da yargıda çalışan personel sayısı 57 bin, Türkiye’de 24 bin.

Almanya’da niye katiller serbest kalmıyor da, Türkiye’de bir davayı on yılda sonuçlandırmayı başaramadıkları için sanıkları serbest bırakıyorlar, anladınız mı?

Ayrıca, üniversitelerin, hukuk fakültelerinin, hukuk profesörlerinin, bu fakültelerden mezun olan hukukçuların niteliklerine, bilgilerine, kalitelerine hiç girmiyorum.

Tabii, Türkiye’de adalete ayrılan payın düşüklüğü aynı zamanda “devletin niyetini” de ortaya koyuyor.

O “niyeti” daha iyi anlatacak rakamları da dün Kanat Atkaya Hürriyet’te yazmıştı.

Adalete, Bütçe’den 4 milyar 887 milyon lira ayırırken, Savunma’ya 16 milyar 975 milyon lira, Emniyet’e de 10 milyar 578 milyon lira ayırıyorlar.

Savunma’ya adalete ayırdığımızın dört mislini, Emniyet’e de iki mislini harcıyoruz.

Bu devlet için “silah” adaletten önemli.

Rakamlar bunu açıkça gösteriyor.

Zaten, bütün o JİTEM’lerle, ölüm timleriyle, özel kuvvetlerle yıllarca yapılanlar, faili meçhullere kurban edilenler ortada.

Biz hukuktan, “suçlu” gördüklerimizi “yargılamayı” değil, daha yargı aşamasına getirmeden yok etmeyi ya da yakalayıp yıllarca “tutuklu” olarak hapislerde yatırmayı anlıyoruz.

Toplumun büyük kısmı, adaletin içine düşürüldüğü sefaletle hiç ilgilenmedi.

Öldürülenler Kürt olduğu sürece faili meçhullere arkasını döndü.

Hapislerde mahkûm edilmeden tutulanlar PKK’lı sanıklar olduğu sürece “tutukluk” süreleri hiç dikkat çekmedi.

Vaktaki Ergenekon sanıkları tutuklandı, bu konulara hiç aldırmayan darbeci medya, “bu kadar uzun tutukluluk olmaz” demeye koyuldu.

Çünkü bu “çarpık sistemin” taraftarları kendi sistemlerinin kurbanı olmaya başlamıştı.

Bugün bile yaşanan tuhaflıkları “Ergenekoncular içerde, Hizbullahçılar dışarıda” diye özetliyorlar, sistemin bütününün nasıl çalıştığıyla hiç ilgilenmiyorlar.

Bu çarpık sistemi “halk” için kurmuşlardı çünkü, amaç, halkın arasından “devletin hoşlanmadığı” insanlar çıktığında onları yok etmekti, adaleti aramak değildi, halkın başına ne geldiği de kimsenin umurunda olmuyordu.

Hukuku ciddiye almadığında, bir gün herkesin başının derde girebileceğini “efendilerimiz” şimdi anlamaya başladılar.

Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkede gerçek adalet ve hukuk hiçbir zaman olmadı.

Bugün de yok.

Şimdi tek fark, “hukukun ve adaletin olmadığını” herkesin görmesi.

Eğer hukuk istiyorsanız, “öldürmeye” değil “yargılamaya” para harcayacaksınız.

Aklınız varsa, bundan böyle devletin sizden topladığı paraları, nerelere, nasıl harcadığına dikkat edersiniz.

Hukuk, ancak bu dikkatle başlar.


ahmetaltan111@gmail.com

TARAF