HAKSÖZ HABER
Yerli ve yabancı fonlarla desteklenen Tarlabaşı Toplum Merkezi, cinsel sapkınlık olan LGBT ile marjinal ideolojik eğitimini küçük yaştaki çocuklara aşılamaya çalıştığını alenen sosyal medya hesabından paylaşıyordu. Çocukları travesti gibi giydiren, çocukların cinsel yönelimleri olduğunu iddia eden ve tercih ettikleri bir cinselliği yaşayabileceklerini taze belleklerine işlemeye çalışan merkezin kapatılması talep edildi.
Çocukları açıkça istismar ettiği görülen yapının çalışmaları kamuoyunda tepki çekmişti. İstanbul Valiliği olayla ilgili soruşturma başlatırken, kamu yararına olacak şekilde ‘kapatma talebinde’ bulunuldu. 'Derneğin amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale geldiği' gerekçesi ile açılan kapatma davasının ilk duruşması dün İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinde gerçekleştirildi.
Duruşmada söz alan İstanbul Valiliği avukatı Gülnur Kara Kucur, derneğin Bilgi Üniversitesi tarafından proje kapsamında kurulduğunu ifade ederek “2007 yılında faaliyetlerine son vermiştir. Ancak dernek hâlâ devamını sürdürmektedir” diye belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Av. Aylin Kurt da müdahillik talebi ile ilgili “Gençlerin ve çocukların istismarına karşı her türlü faaliyeti yürütmek bakanlığımızın görevleri kapsamındadır” diyerek müdafilik taleplerini aktardı.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin avukatı Sevgi Kalan Güverci de savunmasında, ‘davanın açılmış olmasını örgütlenme hakkına müdahale’ olarak yorumlanması gerektiğini belirtti. Duruşma belgelerin toplanması kararı ile 29 Eylül’e ertelenirken, Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin iğrenç çalışmalarına yakından bakalım.
Tarlabaşı Toplum Merkezi adıyla faaliyet yürüten, çocukları cinsel sapkınlık istismarına maruz bırakan, LGBT ve PKK lehine kamuoyu paylaşımlarını çocuklar üzerinden aktaran sapkın güruh, “örgütlenme hakkımız ihlal ediliyor” diyerek kapatılma davasına karşı savunma yaparken, çocukların masumiyetlerinden faydalanmaya çalışırken kendisinin “iyi, doğru ve güzel” eylemlerde bulunduğunu iddia ediyor.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’nin eğitim verdiği çocuklarla birlikte çıkardığı “Parlayan Çocuklar” dergisinde Suriyeli erkek çocuklarına kurdurdukları iğrenç hayaller; etek giymek, prenses olmak gibi sapkınlığı normalleştirici şeyler olurken, çocukların kimsesiz oluşlarından faydalanılıyordu.
Eğitimlerde erkek çocuklar travesti gibi giydiriliyor, çocukların zihinlerine sapkınlığı normalleştireceği düşünülen söylemlerle ulaşılmaya ve küçüklükten ikna etmeye çalışıldıkları görülüyordu.
Sapkın cinsel eğilimlerin bilinçlere nakşı için çeşitli eğitim materyallerinin arasında; filmler, görsel işaretleyiciler, dergiler, eğitsel oyun çalışmaları ve daha birçok şey bulunuyor, çocukların sapkınlığı olan bir durum olarak kabul ettiğine dair sözlü beyanları tekrarlanıyordu.
Milli Eğitim Bakanlığı “toplum merkezi” olarak faaliyet gösteren sapkınların çalışmalarına dur demiş, eğitim materyali olarak kullanmak istedikleri cinsel objelerin ve fikirlerin havada uçuştuğu kitapların imha edilmesi gerektiği talimatını vermişti.