Haksöz Haber
Sapanca ilçe merkezinde Rüstempaşa Câmîi önünde teravih namazı çıkışında gerçekleştirilen bazın açıklamasında “Tevhid, Adalet, Özgürlük!”, “Uyan, Diren, Özgürleş!”, “Sapanca Uyuma, Kardeşine Sahip Çık!” sloganları atıldı.
SABED Başkanı Ömer Sevim’in okuduğu basın açıklamasında: “Çin yeni emperyal bir güç olarak müslümanlara ve İslâmî kimliğe olan tahammülsüzlüğünü göstermektedir.” denildi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Doğu Türkistan Kan Ağlıyor Zulme Sessiz Kalma
Değerli Sapancalı Müslümanlar;
Mübarek kitâbımız Kur’ân’ın vahyedildiği ay olan Ramazan Ayı’nı idrak ettiğimiz şu günlerde Doğu Türkistan’da işgalci Çin yönetiminin yaptığı zulümleri protesto etmek için burada toplandık.
Bilindiği gibi İşgalci Çin yönetimi 64 yıldır Doğu Türkistan’ı işgal etmiş durumda ve burada müslümanlara hayat hakkı tanımadığı gibi İslâm’ın sosyal ve toplumsal hayattan silinmesi için her türlü zulmü uyguluyor.
Doğu Türkistan, müslüman Uygurların yurdudur fakat İşgalci Çin yönetimi neredeyse bir aydır bölgeyi işgal altına almış durumda ve akla hayale gelmeyecek zulümler uyguluyor.
Oruç tutmak yasaklanıyor Doğu Türkistan’da. Müslümanlar oruç tutamıyorlar. Müslüman hanımlar sürekli taciz ediliyor. Marketlerde içki satışı mecburî hâle getirilmiş durumda. Oruç tuttukları tespit edilen müslümanlar katlediliyor.
Aziz Sapancalı müslümanlar;
Çin'in, Doğu Türkistan'daki halka uyguladığı zulmün en önemli nedeni halkın müslüman olmasıdır. Çünkü komünist Çin, bölge üzerindeki hâkimiyet ve sultasını kuvvetlendirmeye karşı en büyük engel olarak halkın İslâmî kimliğini görmektedir.
Halkı dininden vazgeçirmek için her türlü yıldırma ve baskı yöntemini kullanan Çin şovenizmi, en fanatik dönemini komünist diktatör Mao'nun 1966-1976 yılları arasında uygulattığı Kültür Devrimi esnasında yaşadı.
Câmîler yıkıldı, toplu ibadet yasaklandı, Kur’ân kursları kapatıldı ve bölgeye yerleştirilen Çinliler müslümanları taciz etmek için her yolu denediler. Okullarda dinsizlik propagandası yapıldı. Ayrıca bütün iletişim araçları vasıtasıyla insanların dinden soğutulmaları için yoğun çaba harcandı.
Dinî ilimlerin öğrenilmesi ve dinî bilgilere sahip öncü kişilerin halkı eğitmeleri ise tamamen yasaklandı. Buna rağmen halkın İslâmî kimliği yok edilemedi.
Otuz yılda dört defa alfabelerinin değiştirilmiş olması da yine bölgedeki müslümanlara yapılan asimilasyon uygulamalarının bir parçasıdır. Mao, Kültür Devrimi’ne rağmen Çin alfabesine dokunmazken, Uygur alfabesini Kur’ân harflerinden Kirilce'ye çevirmiştir. Bir müddet bu alfabe kullanıldıktan sonra Latin harflerine geçilmiş, ancak bu defa da Türkiye ile kültür köprüleri kurulmasın diye tekrar Kur’ân harflerine dönülmüştür. Alfabe ile bu kadar sık oynamanın nesiller arası anlaşmayı ne kadar zor bir hâle getireceği ise açıktır.
Bugün Doğu Türkistan’da işgalci Çin yönetiminin yaptıkları neyse Mısır’da darbeci Sisi’nin yaptıkları ile Suriye’de Katil Beşşar’ın yaptıkları odur.
İşgalci Çin yönetiminin yaptığı mecburî içki satışı zulmü neyse Türkiye’de geçen hafta mübarek Ramazan Ayı’nı kirleten sapkın zihniyet de odur.
Bizler Sapanca’dan dünyaya Birleşmiş Milletler’e ve diğer Uluslararası örgütlere seslenerek diyoruz ki:
İşgalci Çin yönetiminin uyguladığı bu zulüm ve katliamlar acilen durdurulmalıdır! Müslümanların yaşam hakları inanç hakları tesis edilsin!
Ve bütün müslümanları Doğu Türkistan’da yaşanan zulme duyarlı olmaya ve protesto etmeye ve müslüman kardeşlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Rabbimizin Şûra Sûresi’nde buyurduğu gibi: "Müslümanlar bir zulme uğradıklarında ‘birlik’ olup karşı koyarlar!".
Rabbimiz bizi dosdoğru yolundan ayırmasın ve bizleri ümmetin yeniden ihya ve inşasına çabalamak için güç ve kuvvet versin. Toplumu ifsad etmek isteyen sapkınların oyunlarını bozsun.
Rabbimiz bizleri hayatını ibadetlerini sâdece Allah’a adayan kullarının arasına katsın. Doğu Türkistan’da zulüm altındaki müslümanlara Suriye ve Mısır’da zor şartlar altında yaşayan müslümanlara yardım etsin.
Değerli Sapancalı müslümanlar;
Rabbimiz şahitliğinizi kabul etsin. Geceniz mübarek olsun.