Özgür-Der Sakarya Şubesi ve SABED’in Mısır’da yaşanan darbeyi protesto ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye destek için düzenledikleri basın açıklaması Sapanca Rüstempaşa Camii önünde Cuma namazı çıkışında yapıldı. “Diren Mursi Müslümanlar Seninle” yazılı dövizlerin taşındığı eylemde “İhvan’a Mursi’ye Sapanca’dan Bin Selam”, “Darbeciler Yenilecek İslami Direniş kazanacak” ve “Tevhid Adalet Özgürlük” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını okuyan Ömer Sevim açıklamasında özetle; Mısır’da yaşanan olayları değerlendirdi ve Tahrir’de toplanan ve özgürlük istedikleri iddia edilen kalabalığın ordunun darbe açıklamasından sonra sevinç gösterileri yapmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Ömer Sevim açıklamasını : “Bu yüzden şurası bilinmelidir ki Müslümanlar hayatlarını ve tarihlerini çıkar ve iktidar merkezli değil Kur’an ve Sünnet merkezli okumak durumundadırlar. Kim olursa olsun zalime karşı kim olursa olsun mazlumdan yana tavır almak zorundadırlar.Mısır’da Türkiye’de ve tüm yeryüzünde Müslümanlar adil şahitler olarak hakkı ayakta tutmakla yükümlüdürler. Müslümanlar ne olursa olsun ücretlerini krallardan soytarılardan çapulculardan ya da postallardan değil Rablerinden bekleyenler olmalıdırlar.İşte gerçek müjde ve kurtuluşta tam burada yatmaktadır.” Diyerek bitirdi.
Açıklamanın tam Metni aşağıdadır.
Darbelere Karşı Direnmek Farzdır
Bugün burada her tarafı yakıp yıkmak için toplanmadık. Bugün burada etrafa hakaretler savurmak için toplanmadık. Bugün burada darbe savunuculuğu yapmak darbeye zemin hazırlamak için toplanmadık. Bugün burada Vandallık yapmak için de toplanmadık.
Bugün burada Mısır’da ordunun darbesine maruz kalan Muhammed Mursi’yi desteklemek Müslüman Kardeşlerin yanında olduğumuzun şahitliğini yapmak için toplandık. Bugün burada onurumuza sahip çıktığımıza tanıklık etmek için toplandık. Burada toplandık çünkü bizler açık İslami kimliğimizle özgürce yaşamak istiyoruz. Mısır’da Muhammed Mursi’yi destekleyen milyonlarca insan da bunu istiyordu.
Burada toplandık çünkü bizler gayrimeşru yollara sapmadan sahih ve berrak bir dini mübini yaşamak istiyoruz. Mısır’da Muhammed Mursi’yi destekleyen insanlar da bunu istiyordu. Burada toplandık çünkü Müslümanlar bir zorbalıkla karşılaştıkları zaman birlik olup direnenler ve dayanışma içerisinde olanlardır.
Evet. Mısır’da ordunun belli bir kesimi bir yıl önce halkın yarısından fazlasının katıldığı bir seçimde yine oyların yarısından fazlasını alarak seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’ye dolayısıyla Müslüman Kardeşlere dolayısıyla İslama ve Müslümanlara karşı darbe yaptı.
30 Haziran’da güya Mursi gitsin diye meydanlara çıkan kalabalıkların darbe açıklamasının ardından yaptıkları sevinç gösterileri bizlere nedense 28 Şubat’ta “ne şeriat ne darbe” diyerek kaos yaratıp darbe olunca hazır ola geçilen günleri hatırlattı.
Evet. Mısır’da yaşanan bu hukuksuzluk ve zulüm ve ardından yaşanan gözaltı tutuklama ve işkenceler yaşananlara darbe bile diyemeyen Batı’nın ikiyüzlülüğünün açık göstergesidir. Evet. Mısır’da yaşanan bu darbe “evet bu bir darbedir” dedikten sonra “ama”lı cümlelerle asıl niyetlerini ortaya koyanların sahtekarlıklarının resmidir.
Evet. Bu darbe “Mısır Ordusu halkını karanlık bir tünelden çıkardı” diyerek darbecilere destek veren kralların münafıklıklarının nişanesidir. Evet. Mısır’da yaşananlar bizlere nedense “mesele ağaç değil sen hala anlamadın mı” twitlerini hatırlattı.
Gerçekten mesela ağaç Mursi’nin hataları üslup ve söylemlerdeki güya sertlikler değil. Bizler bunun farkındayız ve bunun için bugün buradayız. Gerçekten mesele ekonomik yetersizlikler sosyal siyasal dalgalanmalar değil bunu da biliyoruz. Mesele dünyayı heva ve heveslerini ilah edinmiş çıkar gruplarının Müslümanlar tarafından yönetilmeyi içlerine sindirememeleridir. Mesele İslama ve Müslümanlara olan düşmanlıktır. Mesele Allah’a olan düşmanlıktır.
Mesele seçimle bir daha iktidara gelemeyeceklerini anlayan seçkinci elitlerin kalkışmalarıdır. Mesele demokrasi seçim sandık falan değildir. Mesele Müslümanların ciğerlerini sökmek istemeleri meselesidir. Mesele diktatörlük otokrasi tiranlık falan değildir mesele İsrail’in güvenliğidir Suud kralının zevklerinden ödün vermek istememesidir Kemalist elitlerin paranoyak ruh halidir. Mesele özgürlük çoğulculuk falan değildir mesele cinsel sapkınlıklarının sona ereceği endişesidir. Evet. Mesele gerçekten açıktır ve ortadadır.
Bu yüzden şurası bilinmelidir ki Müslümanlar hayatlarını ve tarihlerini çıkar ve iktidar merkezli değil Kur’an ve Sünnet merkezli okumak durumundadırlar. Kim olursa olsun zalime karşı kim olursa olsun mazlumdan yana tavır almak zorundadırlar.
Mısır’da Türkiye’de ve tüm yeryüzünde Müslümanlar adil şahitler olarak hakkı ayakta tutmakla yükümlüdürler. Müslümanlar ne olursa olsun ücretlerini krallardan soytarılardan çapulculardan ya da postallardan değil Rablerinden bekleyenler olmalıdırlar.
İşte gerçek müjde ve kurtuluşta tam burada yatmaktadır.