Şantajcı Troller İçin Yolun Sonu Görünüyor

Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal bugün kaleme aldığı "Şantajın Hesabı Sorulur" başlıklı yazısında FETÖ'yle mücadeleyi ranta tahvil eden, bir şantaj aracına çeviren ahlaksız troller güruhunu bekleyen akıbeti değerlendiriyor.

HAKSÖZ-HABER

Her ne kadar Ünal yazısında hiçbir isim ve örgütü zikretmiyorsa da trollere ait çirkin, çirkef, şirret, yüzsüz, geçmişi karanlık gibi vasıfları sıralayınca kamuoyunda hemen herkesin zihninde aynı isim ve resimler canlanıyor.

Hemen hepsinin çok yakın zamana kadar Fethullahçı cuntayla sıkı fıkı ilişkiler içinde olduğunu ve birer ikişer gözaltı ve tutuklama süreçlerinin başladığını hatırlatan Ünal'ın şu vurgusu da dikkatleri çekiyor:

"Dün, Fetullah’a neredeyse tapacak kadar Fetullahçıydılar; bugün ise, ‘FETÖ ile sadece ben mücadele ediyorum’ havasında, sosyal medyayı, yerel ve ulusal medyayı, gazete köşelerini, ekranları kullanarak itibar suikastleri yapıyor, tehditle, şantajla çıkar peşinde koşuyorlar.”

Aydın Ünal’ın Yeni Şafak’taki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı bugünkü (19 Şubat 2018) yazısı şöyle:

Şantajın Hesabı Sorulur

15 Temmuz darbe girişiminden hemen 2 hafta sonra, 28 Temmuz 2016’da “Ensenizdeyiz” başlıklı bir yazı kaleme almış, FETÖ ile mücadeledeki bazı kaygılarımı dile getirmiştim.

Türkiye tek yürek halinde FETÖ ile mücadele ederken, kimilerinin arada şahsi meselelerini halletmeye çalıştığını, kimilerinin de mücadeleyi kendisi için bir ranta çevirmeye çalıştığını vurgulamıştım.

Aradan yaklaşık 1,5 sene geçti… FETÖ ile mücadeledeki kararlılığımız aynı keskinlikte devam ediyor. 15 Temmuz öncesi neredeyse sadece Recep Tayyip Erdoğan ve çevresindeki dar bir kadronun meselesi olan FETÖ, bugün artık tüm Türkiye’nin meselesi. Bütün ülke, bu tehlikeli örgütün gerçek yüzünü gördü. FETÖ ile mücadele kesintiye uğramaz. Bu topraklarda FETÖ’nün yeniden dirilmesine millet izin vermez.

FETÖ ile mücadeleyi istismar edenlerle, ayrımcılık yapanlarla, yakınlarını kayıranlarla, arada kendi şahsi işlerini görenlerle, FETÖ ile mücadeleyi ranta tahvil etmeye çalışanlarla, FETÖ’yü bir şantaj aracı olarak kullanıp çıkar sağlamaya çalışanlarla mücadelemiz ne durumda?

Gerek 17/25 Aralık sonrasında, gerekse 15 Temmuz sonrasında, FETÖ ile mücadeleyi bir rant alanı olarak gören ahlaksız bir güruh ortaya çıktı.

Bu ahlaksız güruh, kimi durumlarda örgütlü çalışıyor, kimi durumlarda bireysel iş görüyor.

Bu güruh, ya itibar suikasti yapıyor, ya da şantajla, tehditle “FETÖ ile mücadele” adı altında maddi çıkar sağlıyor.

Hepsinin ortak bir yanı var: Samimi değiller! Samimi olmadıkları bir bakışta anlaşılıyor. Hepsinin geçmişi karanlık. Her yere girip çıkmışlıkları, hep kazananın yanında durmuşlukları, çok kolay manevra kabiliyetlerine sahip oldukları belgeleriyle sabit.

Dün Fetullah’a övgüler düzüyorlardı, bugün FETÖ ile mücadeleye övgüler düzüyorlar. Olabilir. Ama dün Fetullah’ı överken aşırı abartılıydılar, bugün FETÖ ile mücadeleye, işi sulandıracak kadar abartılı yaklaşıyorlar.

Dün, Fetullah’a neredeyse tapacak kadar Fetullahçıydılar; bugün ise, “FETÖ ile sadece ben mücadele ediyorum” havasında, sosyal medyayı, yerel ve ulusal medyayı, gazete köşelerini, ekranları kullanarak itibar suikastleri yapıyor, tehditle, şantajla çıkar peşinde koşuyorlar.

İlçe, il başkanlarını tehdit ediyorlar, belediye başkanlarına şantaj yapıyorlar, devlet memurlarını tasfiye ediyorlar, bürokratlara haksızca ve ahlaksızca saldırıyorlar, milletvekillerine, bakanlara kadar dil uzatıyorlar, işadamlarını korkutuyorlar, işadamlarından “sende Bylock çıkmış, ama biz seni kurtarırız” diyerek yüklü miktarlarda paralar çalıyorlar…

Yaptıkları, kontör dolandırıcılığının biraz daha niteliklisi, ama sonuçları daha ağır olabiliyor.

Neredeyse her ilçede, her ilde böyle ahlaksız operasyoncular türedi. Tetikçiler. Kiralıklar. Arkalarına, saldıracakları kişinin rakip ya da rakiplerini alıp, sorumsuzca, pervasızca, ahlaksızca operasyon yapıyorlar.

Aramızdaki dürüst insanlara nişan alıp onları tek tek düşürüyorlar. Namuslu, ahlaklı, temiz, bu davanın fedakâr neferi olan isimleri hedefe koyup, “FETÖ’cü” diyerek ya da “FETÖ ile mücadele etmiyor” iftirası atarak kollarını, kanatlarını kırıyorlar.

Çoğu kişi bu ahlaksız, şirret, yüzsüz, hiçbir ilkesi olmayan güruhla mücadeleyi göze alamıyor. Açığı olanlar, korkanlar, tehlikenin boyutlarını görmeyenler, bu çirkin operasyonlara boyun eğiyorlar.

Bunlarla mücadele etmek gerçekten zor. Çünkü FETÖ ile mücadele ediyor maskesi altında FETÖ yöntemlerini kullanıyorlar. İyi insanlara, onların asla kullanamayacakları, asla kendilerini savunamayacakları yöntemlerle saldırıyorlar.

Neyse ki, bu itibar suikastçilerine, şantajcılara yönelik mücadele de artık başladı.

Sosyal medya ve medya üzerinden, FETÖ ile mücadele görüntüsü altında sağa sola ayar vermeye çalışan bazı isimler, işadamlarına şantaj yapmaktan gözaltına alındılar.

Bu daha başlangıç… FETÖ ile mücadeleyi ranta çevirmeye çalışan kim varsa, FETÖ ile mücadele görüntüsü altında Fetullahçılığın âlâsını yapan kim varsa tasfiye olacak ve hesap da sorulacak.

Siz siz olun, çevrenizde FETÖ’ye abartılı şekilde tepki veren, mücadeleyi sulandırmaya çalışan kim varsa ona kuşkuyla yaklaşın. Bir de şantaja boyun eğmeyin. Şantaja boyun eğmek, umutsuzluğa kapılmak, mücadeleden vazgeçmek bu ahlaksız güruha boyun eğmektir. Hepsinin maskesi düşecek. Meydanı onlara bırakmayın…

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!