İktidarın söylemiyle paralellik kurma kaygısıyla iktidara yakın medya organları sürekli biçimde ortalığa korku senaryoları yayma ihtiyacı hissediyorlar. Nitekim işi AİDS virüsü ile Erdoğan’ı öldürmeye teşebbüs ihbarına vardıranlar bile çıktı. Bu şekilde çizilen dehşet tabloları üzerinden hem teyakkuzda olma hali besleniyor, hem de bu süreçte yapılan edilenlerle ilgili aşırılık, ölçüsüzlük eleştirileri boşa çıkartılmış oluyor.
Bu tutumun bir politik stratejiye dönüştüğü apaçık meydanda. Ama ne var ki, bu yapılan şey gazeteciliği gazetecilik olmaktan çıkarıyor. Daha kötüsü hitap edilen kitlenin mantıklı bir zeminde düşünebilmesine imkan bırakmıyor. Hukuk, adalet duygularını ise zaten çoktan geçmiş, tüketmiş olduğumuzdan bunlara değinmek hiç gerekmiyor.
Yeni Şafak’ın bugün manşetten verdiği ‘haber’i okuduğumuzda akıl-mantık sınırlarının delik deşik edildiğini, kocaman iddiaları destekleyecek somut tek bir delil ortaya konulmadığını görüyoruz. Kaynak belirsiz, veriler mevcut değil, mantık zaten hak getire! Boğazda balık avlamaya çalışan balıkçı tekneleri gibi cumhurbaşkanı avlamaya çıkmış bahriyeliler!
Ayrıntıları beraber okuyalım: Vira bismillah!
O gece 31 gemi Erdoğan'ı aradı
FETÖ’nün 15 Temmuz saldırısıyla ilgili ürpertici bir gerçek daha ortaya çıktı. O gece 31 muharip gemi denizlerde kritik noktaları tuttu, İstanbul Boğazı’nı da deniz trafiğine kapattı. Darbe girişimi başarılı olsaydı, Erdoğan ve yakın çevresi ile ona destek veren siyaset, iş ve medya dünyasından önemli isimler gemilere doldurulup açık denizlerde aylarca bekletilecek, bu arada “yurt dışına kaçtılar” denilerek itibar suikasti yapılacaktı.
Yeni Şafak, 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli FETÖ’cülerin yaptığı planların detayına ulaştı. Deniz Kuvvetleri’ne ilk sızmayı yapan FETÖ’cüler, sıkıyönetim emrini yayınlamadan önce harekete geçti. Cuntacılar, farklı deniz üslerinde bulunan gemilere sabah saatlerinde hazır olmasını talimatı verdi.
GEMİLER BOĞAZLARI KAPATTI
Yeni Şafak’ın ulaştığı bilgiler göre göre, 31 muharip gemi, 15 Temmuz gecesi henüz darbeciler sıkıyönetim emrini yayınlamadan önce limanlardan ayrıldı. Gemiler üçe ayrıldı, bazı gemiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bulunabileceği olası yerlere doğru harekete geçti. Bazı muharip gemilere de İzmir Körfezi, Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı’nı kapatma görevi verildi.
MODA’DA TOP ATIŞI
Hatta 15 Temmuz gecesi saat 21.00 ile 16 Temmuz sabahı 09.00’a kadar İstanbul Boğazı’nın deniz trafiğine kapatıldığı ve muharip gemilerin darbe girişiminin başarısız olacağının belli olduğu sabah saat 04.00-05.00 sıralarında halkı ürkütmek için Moda’da top atışları yaptıkları öğrenildi. Eğer darbe girişimi başarıya ulaşmış olsaydı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın çevresi, siyaset, iş ve medya dünyasından isimler ile FETÖ karşıtı askeri ve sivil bürokratlar gemilere doldurarak açık denizlere açılacaklardı. Türkiye'de ise “yurt dışına kaçtı” diyerek algı operasyonları yürütecek ve bu yolla da itibar suikastı yapacaklardı. Darbeciler, muharip gemilere müdahale edilemeyeceğinden hareketle bu planlamayı yapmışlardı.
AKSAZ'DAN ALACAKLARDI
Darbe girişiminde FETÖ’nün derdest etmeyi planladığı siyasilerin başında Cumhurbaşkanı Erdoğan yer alıyordu. Planlama da buna göre yapılırken daha darbenin ilk saatlerinde “Erdoğan, Almanya’ya kaçtı” haberleri sosyal medya ve fısıltı yoluyla kamuoyuna yayıldı. Planın diğer aşamaları olarak Erdoğan’ı almak için kaldığı Marmaris’e bir tim gönderilirken, Cumhurbaşkanının tutulacağı bir gemi de Aksaz Deniz Üssü yakınlarında hazır bekliyordu. Marmaris’ten getirilecek olan Erdoğan bir gemide tutulacak bu esnada ise kamuoyu nezdinde yıpranması için kara propaganda devreye sokulacaktı. Türkiye’de FETÖ kontrolü sağlandıktan sonra ‘yakalanmış’ süsü verilerek ortaya çıkarılacaktı. Erdoğan, “kaçan lider” pozisyonuna düşürülerek yakalandığı duyurulacaktı.