Sanal kumar bağımlılığı ertelenmemesi gereken bir problem!

Ersin Çelik, sanal kumar bağımlılığının uyuşturucu ve alkol bağımlılığı ile yarışır hale geldiğini vurguluyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Sanal kumar faciası: Ah o zehirli şekerler!

Birkaç ay önceydi. Gazeteci arkadaşlarla, Zeytinburnu’nda bir mekandaki buluşmamızdan ayrılırken kapıdaki güvenlik görevlisi yanımıza gelip, “Siz gazetecisiniz. Çok kimsenin bildiği ama konuşulmayan bir mesele var. Size aktarmak istiyorum” dedi. Ayaküstü konuşmaya başladık. İçini tek nefeste döktü: “Abi ben bulaşmadım. Kendimi korumak, nefsime yenilmemek için çok uğraştım. Fakat polis, bekçi ve güvenlikçiler arasında kumar bağımlısı çok arkadaşımız var. Bu bela virüs gibi yayılıyor. Haberlere çıkmıyor ancak intihar edenler var. Bildiğimiz, ettiğimiz, tanıdığımız gencecik insanlar kumar borcundan dolayı canlarına kıyıyorlar.”

Israrla da şu cümleyi tekrarladı: “İntiharları araştırın. Birçoğunun kumar bağımlısı olduğunu göreceksiniz.”

“Kaynağın ne?” diye sordum. Çünkü gerçekten dertli ve bilinçliydi. Şöyle aydınlattı bizi: “Herkes, herkesi biliyor. Kaynak çok abi. Ellerden düşmeyen cep telefonları en belirgini. Oyun ya da sosyal medya bağımlısı değilse bil ki kumar oynuyordur, ya da borsada kaldıraçlı işlem takip ediyordur.”

Güvenlik görevlisi kardeşimizin anlattıklarını birkaç hafta sonra, konuşabileceğim en “yetkin” kişiye açacaktım. Dostumuz, ağabeyimiz Mehmet Dinç, Yeşilay Başkanı seçilmişti. Ziyaretine gittik. Ancak benim söylememe gerek kalmadı. Sohbet ederken Mehmet Hoca, “Bağımlılık sıralaması değişiyor. Sorsam alkol ve uyuşturucu dersiniz” demişti. Ben de “internet ve sosyal medya mı?” diye araya girince Mehmet Hoca, “sanal kumar” diye yanıtladı ve şöyle ekledi: “Korkunç derecede artış ve yönelim var. Kumar, uyuşturucu bağımlılığı kadar tehdit edici.”

Güvenlik görevlisi ile sohbetimizi aktardığım Mehmet Hoca şunları da söyledi: “Meslek ayırt edemeyiz ancak doktor, polis, avukat ve asker gibi farklı meslek gruplarında kumar bağımlılığı sıkça görülüyor.”

Şu bilgileri ise Mehmet Dinç’in daha sonra yaptığı bir açıklamadan aldım: “Sanal kumarın yükselişiyle birlikte Yeşilay Danışmanlık Merkezleri’ne (YEDAM) yapılan başvuruların yüzde 37’si kumar bağımlılığı nedeniyle gerçekleşti. 2023 yılında YEDAM’a başvuran kadınların sayısı 2022’ye kıyasla iki katına çıktı.”

YEDAM’ın yine geçtiğimiz günlerde paylaştığı “kumar oynama bozukluğu” istatistikleri ise şöyle:

  • Başvuru yapan kişilerin yaş ortalaması 34.
  • Başvuru yapan kişilerin yüzde 97’si erkek.
  • Başvuru yapan kişilerin yüzde 53’ü evli.
  • Başvuru yapanların yüzde 85’inin eğitim düzeyi lise ve üzeri.
  • Kumar oynama davranışı, yüzde 67 oranında spor bahisleri ile başlıyor ve yaş ortalaması 21.
  • Kumar oynama davranışını sürdürenlerin, en sık oynadığı kumar çeşidi yüzde 51 oranıyla spor bahisleri. İkinci sırada yüzde 40 oranıyla casino oyunları geliyor.

Yukardaki verilerden çıkarılması gereken çok sayıda sosyal mesaj var. Çocuklarımız, babalar, anneler, kardeşler ne durumda? Hapsoldukları o telefon ekranlarında neleri, nelerinizi kaybediyorlar acaba?

Tam burada bir bilgi daha aktaracağım. Üç hafta önceydi, hemşire bir ablamız, “Ersin kardeşim, kızımdan çok korkuyorum. Bize dua et” dedikten sonra derdini şöyle anlattı: “Bir gecede 34 bin dolar kaybetti. Yıllardır çalışarak biriktirdiklerini Bitcoin’de batırdı.”

“Coinlerini satmasın. Amerikan seçimlerini Trump kazanırsa yükselir, zararını telafi eder” diye teselli etmek istedim ancak, hemşire ablamız, evladının coinle kumar oynadığı acı gerçeğini söyledi bu sefer.

Şimdi de intihar etmesinden korkuyordu ve yarım saatte bir arıyormuş. “Geçen iki saat ulaşamadım, aklım çıktı. Komşuyu yolladım eve gitti” dedi. Çaresiz bir annenin bakışlarıyla “Ne yapayım?” diye sordu. Çünkü kızı, çevresinden borç istemeye başlamış. Güya kaybettiği parayı kumar oynayarak kazanacak. Sonun başlangıcı böyle seyrediyor işte… Daha çok kazanma hırsı, kaybedileni telafi etme paniği ve tükeniş. Hemşire ablamıza YEDAM’ı söyledim. Sitesini açtım gösterdim. İnşallah kızını aramaya ikna eder.

Kumar siteleri, yasal olan ya da olmayan tüm bahisler, casinolar, kaldıraçlı işlemler… Ancak bunun bir adım öncesi var. Dijital oyunlar! Çocukları sanal kumara yönlendiren o belalı yola sanal oyunlardan giriliyor. Sadece çocukları değil yetişkinleri de.

Hafta başında yapılan son kumar operasyonlarından sonra kumar oynanan sitelerin ekranlarını görmüşsünüzdür. Bir yerlerden aşina olabilirsiniz! Hani şu şeker patlatma oyunları var ya, oynamayan ya da en azından oynayan birini görmeyen yoktur. İşte sanal kumar siteleri de aynı şekerleri patlattırıyorlar. Oyun bağımlıları bir bakmışsınız kumar bağımlısı oluyor. Mantık aynı. Burada, oyundaki “canlar” değil de paralar gidiyor. Allah esirgesin sonrasında da hayatlar sönüyor. Ne para kalıyor ne de can!

İnternetin sunduğu sınırsızlık ve günümüz insanının daha fazlasını kazanma isteği, gençlerin sosyal medyadan gördükleri başkalarının hayatlarını yaşama ve de taklit etme arzusu kumarı sıradanlaştırmış olabilir mi? Mutlaka!

Peki ne yapacağız? Bunun önü nasıl alınacak? Hep diyorum, herkes sanal dünyada bulunduğu platformlardan bir adım geri atmalı. Kafasını ekrandan kaldırmayan hiç kimse bu büyük soruna çözüm üretemez. Çünkü tüm bağımlılıklarla olduğu gibi sanal kumarla mücadelede de farkındalık çok önemli. Farkında olması gerekenler ise anneler, babalar ve öğretmenler. Aklı başında ve bağımlı olmayan herkes…

Çok nadir görülen ani zenginleşmeler, daha çok karşılaşılan birdenbire fakirleşmeler, evi-arabayı satmalar, dilenircesine borç istemeler, sebebsiz boşanmalar, insan içine çıkmamalar… Sosyal medyada yazıp çizmekle olmaz. Gözlemlerinizi bu yönlere, çevrenizde böylesi savrulmalara kapılan insanlara kaydırın lütfen. Evlatlarınızın, gençlerin ve dahi birçok yetişkinin, meslek ve kariyer sahibi insanın düştüğü dipsiz kuyuyu görün. Eğlence için de olsa eğer oynuyorsanız o şekerleri de patlatmayı bırakın. Oyun deyip geçmeyin!

Yorum Analiz Haberleri

Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası
Medyadaki ahlaksızlığa neden göz yumuluyor?