Şam’ın çağrısı!

MUSTAFA ÖZCAN

Türkiye maalesef, Suriye konusunda İslam alemi içinde aydınların en kötü sınav verdiği tek ülke.

Adaleti ve vicdanlarını bastırmak için meseleyi bir komplo düzeyine indirerek kendi akıllarını tezyif etmiş oluyorlar. Böylece hem kendilerine hem de davalarına yabancılaşıyorlar. Suriye’de rejime yakın hocaların dışında İslam aleminde ve Arap aleminde (istisnalar kaideyi bozmaz) herkes Suriye halkının haklı ve adil davasını destekliyor. Hatırı sayılır ulemanın tamamına yakını Suriye devrimini kucaklıyor. Türkiye ise aydınlar bazında bunun istisnası. Sünni dünyanın ilim merkezi olan Ezher bile bu hususta deklarasyon yayınladı ve devrime destek verdi. Lakin bunlar Türkiye’deki ‘İslami’ olarak adlandırılan basın tarafından doğru dürüst takip edilmiyor, duyurulmuyor ve tabiatıyla yansıtılmıyor. Bundan dolayı avam ve halk ulemanın gerekçelerini ve delillerini bilmiyor. Halkımızın bir kısmı Suriye olaylarının El Cezire’nin stüdyolarında üretildiğini zannediyor. Bahane arayanlar için bahane çok. Vicdanlarını rahatlatmak için gözlerine perde indiriyorlar. Bununla birlikte, Suriye rejimi ve Beşşar Esat tarihin çöplüğünü boylayacak. Onun gerisinde duranların da son pişmanlıkları fayda vermeyecek. Tunus Cumhurbaşkanı Münsif Marzuki, Beşşar Esat’ın da Kaddafi’nin akıbetini paylaşacağını ve tamuyu boylayacağını ifade etmektedir. Bunlar halkını inim inim inleten sahte ve sahtekar rejimler. Biz görmesek de maşeri vicdan bunu algılıyor.

¥

Katar’da bulunduğumuz sırada gazeteleri takip ettim. Bu ülkede her gün Suriye için farklı bir etkinlik düzenleniyor. Dikkatimi çeken hususlardan birisi Mısırlı Davetçi Vecdi Guneym’in bir etkinliği oldu. Gazetelere etkinlikle alakalı olarak yarım sayfalık bir ilan verilmişti. İlanda kanla yazılmış bir başlık göze çarpıyor: Şamuna Tünadi: ‘Şamımız yakarıyor veya Şam sizleri yardıma çağırıyor’ anlamına gelen bu başlığın üzerinde ise şu ibare var: Hamle igaseti”ş Şa’bis Suri. Suriye halkına yardım kampanyası. Katar gibi ülkelerde mazlum ve mağdur Suriye halkı için her gün bu tür etkinlikler düzenleniyor. Şam halkı hem mazlum hem de mağdur. Rejimi tarafından zulme uğradığından dolayı mazlum. Lakin dostlarından yardım görmediğinden dolayı da mağdur. Yani gadre uğramış bir halk. Arap dünyasında ve İslam dünyasında eşi benzeri olmayan bir azınlık rejimi tarafından yönetiliyor ve katlediliyor. Lakin siyasi ve stratejik hesaplardan dolayı bütün dünya hazale (yalnız bırakanlar) zümresine ve takımına dönmüş durumda. Vicdanları adaletin değil de birilerinin sevgisinin veya nefretinin esiri haline gelmiş İslami kesimler tarafından da yalnız bırakılmıştır. Hadislerde belirtildiği gibi sevgi ve nefret gözü kör eder ve gerçeklerle insanın arasına perde olarak iner. Rıza veya sevgi gözü kusur görmez. Birileri Beşşar ve Esat rejimine meftun olmuş durumda. Bundan dolayı onun kusurunu görmediği gibi aksine küresel bir komplo ile karşı karşıya kaldığına inanıyor. Halbuki, küresel komploya maruz kalan Suriye halkı. Bu iyice gün yüzüne çıkmasına rağmen birileri hâlâ kırık plağı çalmaya devam ediyor. Bu kırık plakla vicdanının sızısını ve sesini bastırmaya çalışıyor. İmam Şafii’nin dediği gibi: “Rıza gözü, bütün ayıplara karşı kördür, nefret gözü ise bütün kusurların aynasıdır.” Sevgi gözü kusur görmez nefret gözü ise kemal görmez. Her ikisi de aynı derecede peşin hükümlü olduğundan yanılmaya açıktır. Sufiler de mecazen sevginin sağır ve kör ettiğini söylerler.

¥

Katar’da bulunduğumuz günlerde Doha’da Şam etkinlikleri yapılmaktadır. Bu etkinliklerden birisinin başlığı şu idi: Eyyamuş Şam/Şam Günleri. Bugün Şam günleri gam yüklü ve kan yüklüdür. Abdullah Abdulgani Merkezi tarafından düzenlenen Şam Günleri festivaline katkı verenlerin başında değindiğimiz üzere Vecdi Guneym ve Hatem Tabşı ve Profesör Hind Miftah gibi isimler gelmektedir. Katar gibi nüfusu iki milyonu bile bulmayan bir ülkede her gün Suriye halkı ile dayanışma festivalleri düzenleniyor. Ülkemiz ise Suriye meselesinde kaderin bir cilvesi olarak baş aktör olmasına rağmen Suriye halkıyla dayanışma ve Suriye meselesine ilgi halk katmanlarına ve tabakalarına pek inmiyor ve yansımıyor. Suriye rejiminin nüfuzunu yayan kimi aydınlar tarafından bu ilgi kesiliyor. Yani aydınlar ilginin halka inmesine perde oluyorlar. Bu ilgiyi kesiyorlar. Bu çabaları Suriye meselesinin sonuçlarına asla tesir etmez sadece bu vesile ile kendi kimliklerini ve saflarını belli etmiş olurlar. Esat rejimiyle birlikte onların itibarları da yıkılacaktır. Kuşkunuz olmasın.

YENİ AKİT