Şam'da ekmek kuyruğunda 7 saat

Suriye’nin ekmek kuyrukları o kadar uzun ki, çocuklar beklemek için okulu ekmek zorunda kalıyor. İnsanlar girdikleri sıralarla yüzlerce metre kuyruk oluştururken, bir poşet ekmeği alabilmek yedi saati buluyor.

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Her sabah, Ebu Muhammed ve en büyük iki oğlu Şam'da sabah namazının ardından sırasıyla fırına gidiyor. En az üç saat beklediklerini ifade ediyorlar. Çoğu zaman işe ya da okula zamanında varamadıklarını söylüyorlar. Çocuklar genellikle sıraya girdiklerinde ilk birkaç dersi kaçırıyorlar. Bazen de sıra ve süre o kadar uzuyor ki bütün gün okula gidemiyorlar.

Ebu Muhammed, ekmek kuyruklarında geçen zamanı yüzünden işinden olduğunu söylüyor.  "Bir gün yedi saat bekledim. Ertesi gün sekiz saat bir sonraki gün altı. İşimi kaybettim. Çalışmam lazım. Yaşamam gerek."  

Güvenlik güçlerinin tacizinden korktuğu için tam adını vermeyi reddeden Ebu Muhammed, sayıları hızla artan mağdur Suriyelilerden sadece birisi.

Ekmek krizi, Suriye'deki ekonomik çöküşün belki de en görünür ve acı verici tezahürü. Çoğu ailenin satın alabileceği ekmek miktarı, yarı yarıya veya daha fazla azaldı. Sübvansiyonlu fiyatlar, baharda ekmeğe yönelik fiyat artışlarının aşılmayacak bir "kırmızı çizgi" olduğu yönündeki resmi vaatlere rağmen Ekim'den bu yana iki katına çıktı.

Fabrika işçisi ve beş çocuk babası olan Ebu Muhammed, günde üç ila dört torba ekmeğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Devlet fırınından iki torba iri ve düşük kaliteli ekmek satın alıyor. Özel fırınlarda daha kaliteli diğer ekmekler için uzun sıralarda beklemek zorunda. Çaresiz kaldığında -ki bulabilirse- karaborsada “kriz satıcıları” olarak bilinen ekmek satıcılarından daha düşük kaliteli ekmeği resmi fiyatların 10 katını ödeyerek alabiliyor.

Tarım Bakanı Hassan Katana, bu ayın başlarında hükümet yanlısı El Watan gazetesine verdiği röportajda, "Hükümeti beklemek yerine evlerimizde ekmek pişirmeye geri dönelim." diyerek halkın hoşnutsuzluğunu gidermeye çalıştı.

Ancak ekmek gibi temel bir besinin fiyatları ikiye katlandıkça, kalitesi kötüleştikçe, karaborsaya düştükçe ve hükümetin temsilcileri konuyu umursamadıkça Beşar Esed'in otokratik hükümetinden korkan ve daha önce şikâyet etmeye cesaret edemeyen vatandaşlar öfkelerini dışa vurmaya başladı. Bu öfke iktidardaki Baas Partisine ait bir gazetenin bu ayın başlarında bir ‘gemiden indirilirken 500 ton buğdayın kaybolduğunu’ bildirmesinin ardından katlanarak arttı.

Savaş, kötü yönetim, ABD yaptırımları ve komşusu Lübnan'daki mali çöküşün yayılma etkisinden kaynaklanan endişenin arttırdığı derinleşen ekonomik kriz, Suriye poundunun değerini düşürdü. Bu da buğday ithalatını aşırı derecede pahalı hale getirdi. Kriz, mahsulün üretimini ve pazarlamasını da aksattı. Bu sorunlar da halkın ekmek bulamamasına neden oluyor.

Hükümete bağlı medyada ve hükümet yanlısı Facebook paylaşımlarında yer alan bazı raporlar, ekmek krizi olmadığını öne sürüyor. Ancak bu iddialar halkı daha da öfkelendirmekten başka bir şeye yaramıyor. Rejimin misillemesinden çekinerek isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Tartus sakini, özellikle “Orada oturup insanlarla alay eden ve her şeyin yolunda olduğunu söyleyen bakanlar, bizi sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyor” dedi.

Ekmek sıraları o kadar uzadı ki, Şam’daki bir fırıncı müşterilerini sırada sabit tutmak için 2 metreye varan yükseklikte zincir bağlantılı bir çiti, fırınının önüne çekti. Kafesi andıran bir şeye sıkışan erkeklerin ekmek kuyruğundaki fotoğrafları, internette viral hale geldi. Suriye’de yaşayanların yurtiçi ve yurtdışında aşağılanmasına neden olan çitin Suriye’yi bir hapishaneye benzetilerek paylaşılması tepkiyle karşılandı. Fırın sahipleri tepkiler üzerine çitleri kaldırmak zorunda kaldı. Ancak uzun kuyruklar hala devam ediyor.

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...