Samanyolu Haber 18 Mart Cuma günü 20.00 haberlerinde üniversiteye provokasyon amaçlı iki çarşaflı öğrencinin girmek istediği haberine yer verdi. Bu habere, aynı gün çok daha önemli ve aciliyeti olan Yemen'de Müslüman protestoculara karşı yapılan katliam ve Libya'da ateşkes ilan edilmesi haberlerinden önce yer verildi ve uzunca işlendi. Olayın hangi üniversitede ve şehirde geçtiğinin belirtilmediği gibi, haberle ilgili herhangi bir görsel malzeme de kullanılmadı. Kullanılan görüntüler farklı kampüsler önünde farklı zamanlarda çekilen geniş başörtülü veya siyah başörtülü ve giyimli öğrencilerle sınırlı kaldı.
Haberde, üniversitelerde kılık kıyafet serbestisinin sağlandığı bir dönemde, çarşaflı olarak üniversiteye girilmesinin provokasyon amaçlı olduğu belirtilirken, ilköğretim okullarına başörtülü olarak gidilmesinin de bir provokasyon olarak açığa çıktığı vurgulandı. Müslümanları ve başörtülü öğrenci ve memurları takip edip, tv ekranlarında teşhir etmeye çalışan 28 Şubat darbecilerini ve yobaz elitleri hatırlatan bu haber üzüntüyle karşılandı.
Samanyolu Haber'deki tutum 28 Şubat 1997 darbe sürecinde başörtüsü yasağı karşısında Fethullah Gülen'in başörtüsünün "füruat" olduğunu açıklamasını hatırlatmış ve ayrıca o dönemde özellikle büyük şehirlerde Gülen cemaatinin kurduğu kız öğrenci evlerinde ve yurtlarında kalan Müslümanlara okullarda başlarını açmaları konusunda yapılan telkinleri hatıra getirmiştir. Yine hatırlanacağı üzere o dönemde başörtüsünü İslami kimlik olarak algılayıp, Kemalist darbecilerle uzlaşmayan ve direnen öğrencilere de anarşist ve provokatör muamelesi yapılmıştı.
28 Şubat'tan bu yana ağır bedeller ödeyerek başörtüsü direnişini sürdüren Müslümanların kazanımı olarak nihayet üniversitelerde başörtüsü yasağı gevşemeye başladı. Bu hak ve özgürlük mücadelemiz için güzel bir gelişmedir. Aynı zamanda direnişçi Müslümanların da bir kazanımıdır. Ve bu direniş süreci içinde başörtüsü ve tesettür konusunun Rabbimizin emri olduğu için bir pazarlık aracı olamayacağı hep vurgulanmıştır.
Bugün de hak ve adaletten yana olan tüm Müslümanlar ve onurlu insanlar başörtüsünün her alanda şartsız olarak serbest olmasını istemeye devam etmektedirler. Bu serbesti ilköğretimde de, üniversitelerde de, memurluk, işçilik ve iş hayatında da söz konusu olmadıkça, Türkiye'de inanç ve düşünce özgürlüğünden bahsetmenin mümkün olamayacağı sürekli olarak tekrarlanmaktadır. İzleyicilerinin ana gurubunun dindar kesimden olmasına rağmen Samanyolu Haber'in bu gafı veya saçmalığı, Kemalistlere ve darbecilere karşı verilen tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesinin saflarına ve diline yabancı olduğunu göstermektedir.
Fiziki kimliğini ifade eden yüz görünümü anlaşılır olduktan sonra herkesin tesettürün motif ve biçimini değerlendirmesi kendi tercihidir. Dekolte giyen bayanlara, küpe takan erkeklere, hatta eşcinselliği yaygınlaştıran çabalara ses çıkartmayan Samanyolu Haber'in fısıltı olarak elde ettiği ve görüntüleyemediği çarşaflı öğrenci haberini, haber gündeminin ön sıralarına taşıması hayret uyandırıcıdır. Abartı ve ağır ithamlar taşıyan çarşaflı öğrenci haberinin gündeme getirilmesi, ancak dindar insanları üzmüş ve dayatmacı laik elitleri ve liberalleri ise sevindirmiştir.
Haberi takip eden bir çok kişi, 28 Şubat darbecilerinin oluşturduğu komplekslerden ve korkulardan kurtulamamanın Samanyolu Haber'i ne gibi saçmalıklara sürüklediğini bir kez daha anlamış ve yaralayıcı bir şaşkınlığa düşmüştür.
Haksöz-Haber / Ali Gözcü