Haksöz Haber
Akhisar Özgür-Der’de düzenlenen seminer programında Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay konuştu.
“Salih Amellerin Hayatımıza Katkıları” başlıklı konuyu anlatan Alpay, konuşmasına salih amelin tanımını yaparak başladı.
Alpay, konu hakkında özetle şunları anlattı:
“‘Ey Şuayb! Babalarımızın taptığını bırakmamızı emreden veya mallarımızı istediğimiz gibi kullanmamızı meneden senin namazın mıdır? Sen doğrusu aklı başında, yumuşak huylu birisin.’ dediler.” (Hûd Sûresi, 87)
Evet, Hz. Şuayb namazı emrediyordu. Zira onun namazı, hayatı kuşatan, hayata yön veren ve hayatı yöneten bir namazdı. Nitekim son Peygamber’e (S.) gelen âyette yüce yaratıcımız bu hakikati bir kez daha tekrar ediyordu:
“Kitab’dan sana vahyedilenleri okuyup uygula ve namazı dosdoğru kıl; muhakkak ki namaz, fahşâyı (iğrenç ahlaksızlıkları) ve münkeri (tüm kötülükleri) defeder. Allah’ı anmak en büyük şeydir! Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût Sûresi, 45)
Allah, “Gerçekten, Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (Nisa Sûresi, 48) âyeti ile şirkin çok büyük bir günah olduğunu bildirmiştir. Hz. Lokman da oğluna öğüt verirken öncelikle şirkten kaçınmasını söylemiştir. Hz. Lokman’ın bu öğüdü bir âyette şöyle bildirilmiştir.
“Hani Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki: Ey oğlum, Allah’a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür.” (Lokman Sûresi, 13)
Hz. Lokman’ın oğluna öğütte bulunduğu konulardan biri de insanların bir kısmının göz ardı ettikleri önemli bir gerçek olan Allah’ın her an her şeyi görmekte ve bilmekte olduğudur:
“Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu) ister bir kaya parçasında ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (her şeyden) haberdardır.” (Lokman Sûresi, 16)
Hz. Lokman kıssasında dikkat çeken önemli noktalardan biri de, Hz. Lokman’ın oğluna öğüt verirken sabrın önemini vurgulamasıdır. Hz. Lokman’ın bu öğüdü bir âyette şu şekilde haber verilmiştir:
“Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, mar’ufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.” (Lokman Sûresi, 17)
Hz. Lokman oğluna öğüt verirken, ona büyüklüğe kapılmanın büyük bir yanılgı olduğu konusunda da hatırlatmakta bulunmuştur. Çünkü bütün güç kudret Allah’a aittir. Aklın, bilginin gerçek sahibi Allah’tır. Her şeyde Allah’a muhtaç olan insan gibi aciz bir varlığın, kendisinde bir güç ve üstünlük varmış gibi büyüklenmeye kalkışması yürüyüşü ile, konuşması ile kibirli bir tavra girmesi son derece kötü bir ahlak özelliğidir. Hz. Lokman’ın büyüklenme konusunda oğluna yaptığı hatırlatma Kur’ân’da şöyle haber verilmiştir:
“İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürlenenleri sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir.” (Lokman Sûresi, 18 ve 19)
Allah, Hz. Lokman’ın oğluna hitaben yaptığı bu tebliğ ile müslümanlara din ahlakının özünü haber vermiştir.
Fahşâ ve münkerin, zulüm, inkâr ve isyanın her türünün tüm dünyada egemenlik kurduğu bir zaman diliminde, bugünün müminleri, tıpkı Hz. Şuayb (S.) ve elbette Hz. Peygamber (S.) gibi, huşû içinde ve sürekli kılacakları namazdan güç alarak “tevhid mücadelesi”ni yürütecekler; hayatın bütün alanlarını namaz ve vahiy merkezli olarak düzene koyacaklar ve böylece Allah’ın rahmet ve inayetine nail olacaklardır.
Alpay’ın konuşmasının ardından program sona erdi.