Salı Günü Yapılan Eylemler (GÜNCEL)

Siyonist İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırılar Türkiye bir çok yerinde protesto edilmeye devam ediliyor.

ANKARA'DA 2.EYLEM

İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısı Ankara Filistin Dostları Platformu Gönüllülerinde protesto edildi. Protesto gösterisine çok sayıda Müslüman katılırken kalabalık grup sık sık sloganlar attı.

İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabi Levi'nin rezidansının önünde gün boyunca protesto gösterisi yapan platform gönüllüleri, yolun trafiğe kapatılmasının ardından basın açıklamasını gerçekleştirdi. Basın açıklamasında İsrail'in saldırısı kınanırken, uluslararası kuruluşlar nezdinde İsrail'in mahkum edilmesi gerektiği belirtildi.

Gıyabi cenaze namazı için Şeyho Duman'ın ardında saf tutan Platform Gönüllüleri, Siyonist İsrail'in saldırısı esnasında hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı  ve dua etti. Namazın ardından bulvar yeniden trafiğe açıldı.

Platform Gönüllüleri, namazın ardından, rezidansın yanındaki Seğmenler Parkı'na gelerek eylemlerine burada devam ettiler. Eylem devam ederken yoldan geçen vatandaşların klakson çalarak Platform Gönüllülerine destek verdiler.

BURSA

Siyonist katil İsrail'in önceki gece Gazze'ye yardım taşıyan ve içerisinde yaklaşık 750 sivilin bulunduğu gemiye vahşice saldırısını yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto etti.

Özgür-Der'in düzenlemiş olduğu yürüyüş, Saat 19.00'da Teyyare Kültür Merkezinin önünde başladı. Bursa'lı Müslümanlar, yaklaşık bir kilometrelik yürüyüşün ardından Fomara meydanı'nda basın açıklaması okudu.

'Katil İsrail ortadoğu'dan defol', 'Zulme karşı direneceğiz', 'Rotamız insanlık yükümüz direniş' gibi sloganlar eşliğinde devam eden yürüyüşe sokaktan geçenlerin katılımı ve destekleri yoğundu. Yürüyüşün sonunda ise  Özgür-Der üyelerinden Mustafa Taşpınar Basın açıklamasını okudu.

Taşpınar, Gazze'deki insanlık trajedisini bertaraf etmek için dünyanın birçok farklı ülkesinden yola koyulan gönüllülere İsrail'in pervasızca saldırmasının daha önceden yaptığı kıyımlarını ve kural tanımazlığını tekrardan gösterdiğini ve hiçbir müdahale hakkı olmamasına, hatta gemidekilerin beyaz bayrak açmalarına rağmen İsrail'in, bu saldırısıyla Dünya için ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti. Bugün Gazze'nin İnsanlık onurunun, yaşama hakkının en somut sembolü haline gelfiğini söyleyen Taşpınar, İşgal altındaki Gazzze'nin kurtulması ve onun için mücadele edilmesinin tüm insanlık için kaçınılmaz bir görev olduğunu belirtti.

Gazze'ye uygulanan ambargonun kalkması halinde Filistin'de siyonizmin sonunun geleceğini ifade eden Taşpınar, BM'nin ve Avrupa Birliğinin sadece kınamakla yetindiklerini, ABD'nin ise 'üç maymun'u oynadığını hatırlatarak, ambargonun kalkmasını sağlamanın sorumluluğunun tüm Dünya müslümanlarının üzerinde olduğunu ifade ederek konuşmasına son verdi.

'Rotamız Gazze yükümüz direniş', 'İsrail ortadoğu ateşinde yanacak', 'İnsanlık onuru kuşatmayı kıracak' gibi pankartlarla meydanda bulunan Müslümanlar, basın açıklamasından sonra okunan kur'an tilaveti ve yapılan Dua'nın ardından dağıldılar.

 

VAN

İsrail terör devletinin uluslar arası hiçbir hukuk tanımadan masum insanlara karşı saldırıda bulunması bütün dünyada olduğu gibi, Van'da da protesto edildi. İkindi namazından sonra bir araya gelen Müslümanlar, İskele caddesinden yürüyüşe geçerek Sıhke caddesinden şehrin ana merkezine geldi. Açılış konuşmasını yapan Bahadır Tok, İsrail'in caniliklerine ve uluslar arası hukuku çiğnemedeki pervasızlığına değinerek, Müslümanların bu zulüm karşısında sessiz kalmaması gerektiğini belirterek, Vanlıların iki gün boyunca bu hassasiyetini göstermek için meydanlarda olduğunu belirtti. Kur'an okunuşundan sonra duygusal bir konuşma yapan Osman Gülaçar, Müslümanların duygularını tercüman olmaya çalıştı. Atılan sloganlarla tepkisini dile getiren kalabalığa hitap eden konuşmacılardan biri de Filistin Dostları adına kürsüye gelen Fuat Değer oldu.

Fuat Değer'in konuşmasının metni:

Kurulduğu günden bu yana Müslüman kanı ile yaşamını sürdüren aşağılık korsan devlet İsrail, dün yine insanlığın vicdanı olmaya çalışan yardım gönüllülerini ateşe tutmuş ve gemilere alçakça saldırarak bir kez daha kuruluş misyonunun ne olduğunu belgelemiştir. Ancak Balfour Deklarasyonu ile başlayan ve BM kararı ile kuruluşu uluslararası tezgâh tarafından onaylanan bu cinayet şebekesi, tek başına bu insanlık suçunu işlememiştir. Çünkü bunun Ortadoğu'nun kalbine zehirli bir hançer gibi saplanması, başta ABD olmak üzere, İngiltere, Fransa ve diğer emperyalist güçler tarafından desteklenmesi ile gerçekleşmiştir. Bu da göstermektedir ki, bu suçun tek faili İsrail değildir ve olamaz. BM tümüyle bu olaylarda ve cinayetlerde taraftır ve aynı suçtan tüm üyeleri ile birlikte yargılanmalıdır. 

İnsanlığın kanayan yarasına merhem olmak, yaralılara ilaç, açlara yiyecek ve çıplaklara giysi gibi son derece insani ve zaruri ihtiyaç malzemelerini, muhtaç Gazzelilere ulaştırmak için ölümü göze alan, gemiler dolusu bu yüce gönüllü ve fedakâr insanlar, ihanet ve alçaklığa bulanmış bu yüzyılın yüz aklığı olmuşlardır. Aç, susuz, ilaçsız ve sokakta kalan yetimlere bir parça teselli olmak ve yalnız olmadıklarını hatırlatmak için giden bu cesur ve namuslu insanlar, maalesef kudurmuş İsrail'in saldırısı ile şimdi büyük bir imtihan veriyorlar. Onlardan kimi yola çıkarken göze aldığı ve tatmak için dualar ettiği şehadet şerbetini içti, kimi de içmeyi, yani sıranın kendilerine gelmesini beklemekteler. Allah'tan, bu yiğit insanların amelini makbul kılmasını ve rahmetini diliyor, yaralılara da şifa, güç, direnç ve sıhhat diliyoruz. 

Biliyor ve iman ediyoruz ki, her kemalin bir zevali vardır. Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. İsrail son zamanlarını yaşıyor ve artık cami duvarına pisleye pisleye kendi sonunu hazırlamıştır. Uluslararası dayanaklarını ve kendisini koruyan devletlerin bile artık arkasında duramayacağı açıklıkta insanlık suçu işlemiştir. Silahsız, sivil ve beyaz bayrak sallayan insanlara karşı ateş açarak hem uluslararası insan haklarını ihlal etmiş, hem barışa dair sözlerini bizzat kendisi yalanlamış hem de artık sınır tanımazlığını bir kez daha göstermiştir. Bu aşağılık ve insanlık düşmanı Siyonist şebeke ve destekçilerinin yaptıkları yanlarına kar kalmamalıdır. Hükümetten beklentimiz, derhal İsrail'i durduracak müdahalelerde bulunmasıdır. Öfkeli açıklamalardan öte bir şeyler yapmaları, fiili bir tavır almaları gerekmektedir. Bunun nasıl ve hangi araçlarla olacağı bizi ilgilendirmiyor. Ancak bu aşağılık Siyonist cüretkârlık bilmeli ki, yaptıkları karşılıksız kalmayacak ve yaptıklarının bedelini ödeyecek. One minute burada da işlemeli ve İslam dünyasında taşınan başbakan posterlerinin gereği ortaya konmalıdır. Türkiye, gerek kendi vatandaşlarına yapılanların karşılığı olarak, gerek sivil ve yardım amaçlı giden insanlara karşı uygulanan bu vahşete karşılık, gerekse de bölgesel beklentilere uygun olarak İsrail'e gerekli cevabı derhal vermeli ve kirli işbirliklerine de acilen son vermelidir. Son zamanlarda uluslararası alanda elde ettiği ilgi ve başarı açısından, şeytan İsrail ile kirli ilişkilerden arınmalı, kendini aklamak için artık beklememeli, bu imajını fiiliyata dökmelidir. Bundan daha hassas olabilecek hangi dengeyi gözlemektedir. Kendilerinin ve masum insanların bu kadar aşağılandığı artık yetmedi mi? 

Gemilerde ve Siyonist zindanlarda sıkıntı ve zorluk içinde direnmenin yüz aklığını  kuşanan cesur yüreklere tüm içtenliğimizle dualar ediyor, insanlığımızın ve vicdanın bir gereği olarak, imanın ve ahiret bilincinin bir sonucu olarak zulmü ve zalimi lanetliyoruz. İnandıkları ve sorumluluğunu hissettikleri için bu ateşten gömleği giyen namuslu insanlara, onların şahsında tüm yeryüzü mazlumlarına selam, selam, selam ediyoruz.

ANTALYA

Gazze'de şehid olan kardeşlerimiz için Antalya'da gıyabi cenaze namazı kılındı. Muratpaşa Camisinde kılınan namaza çok sayıda Antalyalı katıldı. Cenaze namazından sonra şehidler için dua edildi. Topluluk daha sonra sloganlar atarak dağıldı.

 

AKHİSAR

Akhisar Özgür-Der Temsilciliğinin, AGD Akhisar temsilciliğiyle birlikte düzenlediği protesto eylemi ve basın açıklaması eski belediye binası önünde yapıldı.

Akhisar Özgür-Der adına konuşan Hüsamettin Yılmaz yardım gemileri hakkında bilgi verdikten sonra, İsrail'in operasyonun hukuksuz olduğunu bu operasyonda şehitler verdiğimizi bir çok kardeşimizin yaralı olduğunu belirtti. AK Parti hükümetinin acil biçimde tutuklanan, gözaltına alınan kardeşlerimizi kurtarması gerektiğini vurguladı. Son olarak müslümanların sorumluluklarına değinen konuşmacı katılanlara gösterdikleri duyarlılıktan ötürü teşekkür etti. Basın bildirisini Akhisar AGD'den Muhammed Çaltı okudu. Bir çok döviz ve pankartın açıldığı eylemde ''İnsanlık onuru siyonizmi yenecek'', ''Katil İsrail hesap verecek'', Katil İsrail Filistin'den defol'', ''Gazze'ye selam direnişe devam'' gibi sloganlar atıldı. Aziz Karaboğa'nın yaptığı duadan sonra eylem sona erdi.

 

SİVAS

Sivas'ta protestolar 2. gününde. Dün pek çok sivil toplum kuruluşu ile birlikte yapılan basın açıklaması bugün Sivas Özgür-Der girişiminin basın açıklaması ile devam etti. Protesto gösterisinde Eğitimci-Şair Sinan Ceran Özgür-Der Genel başkanı Rıdvan Kaya'nın Mavi Marmara gemisinde yaptığı konuşmayı toplulukla paylaştı ve dualar edildi. Protesto gösterisi sloganlarla ve müzik dinletileriyle sona erdi.

ANKARA

Ankara'da Siyonist elçilik önündeki protestolar devam ediyor

Filistin Dostları Platformu'nun çağrısıyla protestocular Hem Siyonist Elçilik hem de Gaby Levi'nin konutu olarak kullanılan adreste dünden bugüne tepkilerini göstermeye devam ediyorlar. Gösteriye yoğun bir katılım vardı. Özellikle dün akşam saatlerine doğru yakın illerden gelen göstericilerin katılımıyla daha büyük sayıya ulaşan göstericiler; "Kahrolsun Siyonist İsrail", "Yaşasın Küresel İntifada", "Uyan Diren Özgürleş", "Rotamız Gazze Yükümüz Direniş", "Yaşasın İslami Direnişimiz", "İslami Direniş Kazanacak, Siyonist Devlet Yıkılacak" sloganlarını attılar, tekbir ve "la ilahe illallah" haykırışlarıyla meydanı inlettiler. Eyleme İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV), Genç Birikim Dergisi, Araştırma Vakfı (AKEV), Vahdet Vakfı, Mahrumlarla Dayanışma Vakfı (MEKDAV), Merhamet Derneği, ASDER, Kardelen Vakfı, Mazlum-Der, Özgür-Eğitim Sendikası, Memur-Sen, Saadet Partisi gibi birçok kuruluş katıldı. Geç vakitlere doğru eyleme bazı sol gruplar da destek verdiler.

Eylemde 31 Mayıs'ta gün boyu aralıklarla yapılan basın açıklamalarında sırasıyla Genç Birikim'den Ali Kaçar, İLKAV'dan Mehmet Pamak, Bülent Koca, Merhamet Derneği'nden Mehmet Emin Akın, Vahdet Vakfın'dan Muhittin Özdemir, İHH temsilcisi Mustafa Sinan, ASDER Ankara Şubesi fahri başkanı Şahin Özdaş, Siyonist devletin katliamını, terörünü, korsanlığını protesto eden, tüm dünyanın ve TC hükümetinin sorumluluklarını hatırlatan, Müslüman olarak bizim insani ve İslami sorumluluklarımızı gündemleştiren konuşmalar yaptılar. Zaman zaman eyleme destek için gelen Mazlum-Der, Memur-sen, AGD, Saadet Partisi temsilcileriyle, Konya, Isparta, Amasya, çorum, Kayseri vb illerden gelen destekçilerin temsilcileri de yaptıkları kısa konuşmalarla Siyonist terör devletinin katliamını protesto ettiler.

Pek çok kuruluş adına yapılan açıklamalarda özetle şunlar ifade edildi:

"İsrail tıpkı hamisi ABD gibi mazlum bir halkın topraklarını terörle, katliamla ele geçirip gasp ederek kurulmuş ve sürekli mazlumların kanıyla beslenen vampir terör devletidir. 62 yıldır işgal ettiği Filistin topraklarında sürekli kan dökmekte, akıl almaz zulümlerle, hayvandan aşağı konumu temsil eden insandışılaşmış vahşetlerle mazlum Filistin halkını yok etmeye, soykırıma uğratmaya çalışmaktadır. Filistin halkının İslami kimliğini kuşanarak HAMAS önderliğinde vahiyle yeniden dirilişi yaşamasını ve onurlu İslami direnişini bölgedeki hegemonyaları için büyük tehlike olarak gören Siyonist katiller ve küresel emperyalist destekçileri ile bölgedeki işbirlikçi yönetimler hep birlikte bu gelişmenin önünü kesmeye, Filistin halkının İslami hükümet kurmasını engellemeye, kendi topraklarında insanca Müslümanca yaşamasına fırsat vermemeye çalışıyorlar. Bu amaçla Filistin halkını sindirmeye, İslami direnişten vazgeçirip Siyonist terör devlketiyle uzlaşmaya, işgalciyi tanımaya zorlamaktadırlar. Gazze'ye sıkıştırıp çevresini duvarlarla çevirip, açlığa, susuzluğa, elektiriksizliğe, gıdasılığa,ilaçsızlığa, hasılı en zaruri ihtiyaçlarını bile gidermekten mahrum bırakarak bu emperyalist projeye teslime zorlamaktadırlar. Her taraftan kuşattıkları Gazze'ye tünellerden gıda ve ilaç girişini bile işbirlikçi Firavun yönetimi ve işbirlikçi Abbas ile de ittifak ederek engellemeye, nefes borularını dahi kesmeye teşebbüs etmiş bulunmaktadırlar.

İşte böyle bir kuşatılmışlık ve ahlaksız ambargo uygulamasıyla yok edilmek istenen bir halka hiç değilse acil ihtiyaçlarını karşılamak üzere tamamen insani amaçlarla Gazze'ye gitmek isteyen gemilere ve bu gemilerdeki silahsız sivil yardımseverlere uluslar arası sularda savaş gemileriyle saldırıya geçen ve bugüne kadar da hiçbir hukuku tanımamış olan korsan terör devleti, kendisine yakışan alçakça, hatta alçaklığın bile bir seviyeyi ifade etmesi sebebiyle ancak çukur denebilecek hayvandan aşağı bir uygulamayla yeni bir vahşetin altına daha imza atmıştır. Bir kısım kardeşlerimiz şehid edilmiş, bir kısmı yaralanmış, bir kısmı da esir edilmişlerdir.

Bugün tüm dünya insanlığının aşağılandığı, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı, insani erdemlerin horlandığı bir gündür. Evet bugün Siyonist terör devletinin aşağılık bir korsanlıkla insaniliğe meydan okuduğu, gözü dönmüşlüğün zirvesine çıkarak tüm dünyayı ve her türlü hukuk anlayışını katil silahlarıyla tehdit ettiği bir gündür. Bu sebeple de bu büyük saldırıya, vahşete karşı suskun kalanların, herhangi bir yaptırımla terör devletine haddine bildirmek üzere harekete geçmeyenlerin utançla başlarını yere eğmeleri gereken bir gündür.

Bizler, başta TC hükümeti olmak üzere, yükü insanlık olan gemilerde vatandaşları bulunan 32 ülkenin yönetimlerini, eğer hâlâ bir nebze insani erdem ve ahlaki değerlere sahipseler, terör devletinin bu korsanlığına vakit geçirmeden hemen müdahale etmelerinin, derhal bir takım acil yaptırımlarla karşı karşıya bırakmak üzere hemen harekete geçmelerinin en temel insani sorumlulukları olduğunu hatırlatıyoruz. Bizzat kendi kararıyla kurduğu Siyonist terör devletinin kuruluşundan bu yana 100 civarındaki kararını tanımadığını, bu kararlara uymayı reddettiğini ve buna rağmen de hiçbir yaptırıma muhatap kılınmadığını hatırlatarak BM'i de artık kararlarının arkasında durmaya ve terör devletinin destekçiliğini, hamiliğini bırakarak, kendi ürettiği bu canavarı acil yaptırımlarla terbiye etmeye çağırıyoruz.

AKP hükümetini de, bugüne kadar olduğu gibi "one minute" çıkışlarıyla takdir edilecek tavırlar sergileyip, ondan sonra da hiçbir somut adım atmadan bütün ilişkilerini hiçbir şey olmamışçasına sürdürmesi misali turasızlıklardan kurtulmaya çağırıyoruz. Bu bağlamda, işgali sona erdirmesi ya da hiç değilse Gazze'ye yönelik zalim ambargo ve kuşatmanın kaldırılması gibi hiçbir talepte bulunmadan İsrail terör devletinin 20 yıldır beklediği OECD üyeliğini tamamen karşılıksız biçimde ona hediye etmesi gibi terör devletini daha da azdıran ikiyüzlü tutumlardan vazgeçmeye çağırıyoruz. Yani bugüne kadar yapa geldiği gibi, hiçbir yaptırıma yönelmeden tepkiyi sadece söylemde bırakarak İsrail terör devletini daha da azgınlaştıran edilgen, pasif tutumunu hiç değilse bundan sonra terk etmeye, öncelikle terör devletinin elçisini ülkeden kovmaya, ardından da derhal bütün askeri, istihbari ve ticari anlaşmaları iptal ederek, bu terör devletine ve korsanlıklarına karşı açık ve net bir tavrı, somut yaptırımlar da içerecek boyutta takınmaya çağırıyoruz.

Bizler de Müslümanlar ve tüm erdemli insanlar olarak, meydanlardaki kitlesel eylemliliklerimizle, bir yandan zalim işgalci terör devletinin işgal ve zulümlerine karşı itiraz ve protestolarımızı yükseltip, katliam ve terörünü ifşa ederek onu dünya kamu oyu önünde yalnızlaştırma çabası gösterirken, bir yandan da ülkelerimizdeki yönetimleri bu terör devletine ve hamileri küresel emperyalistlere karşı yüreklendirecek, bir an önce yaptırım amaçlı uygulamalar için harekete geçirecek baskı ve çabalarımızı sürdürmeliyiz.

Ayrıca Müslümanlar olarak esas ve sürekli işimiz olan, ümmeti vahiyle inşa stratejimizi her şartta ve durumda aksatmadan sürdürmeliyiz. Bilmeliyiz ki, Filistin'in, Kudüs'ün, Aksa'nın gerçek anlamda kurtuluşu da, topyekun Ümmetin kurtuluşu da, hatta tüm ezilen halkların, "başka bir dünya mümkün" sloganıyla umut arayan tüm dünya insanlığının işgal, sömürü, zulüm ve adaletsizliklerden kurtuluşu da Kur'an'ın karanlıklardan aydınlığa çıkaran, zulümden kurtarıp adalete ulaştıran mesajının, Resulullah (s)in ve eğittiği ilk Kur'an neslinin yolunu takiple oluşturulacak çağımızın "Kur'an Toplumu"nun örnekliğinde/modelliğinde tüm dünyaya sunulmasından ve ümmetin vahiyle yeniden dirilip tevhide vahdeti sağlayarak izzetli günlerine kavuşmasıyla Allah'ın vaat ettiği yardıma müstahak olmasından geçmektedir."

Polisin saldırgan tutumu

Protesto gösterileri aynı yerde hala devam ediyor. Daha önce gösteriye müdahale etmeyen polis bu sabah saatlerinde katılımın azalmasını fırsat bilerek kardeşlerimize müdahale etti. Çok kalabalık bir ekiple yaklaşık 15 kişilik gruba çok sert bir şekilde müdahale eden polis gemideki savunmasız kardeşlerimize yaptığı müdahaleyle Siyonist askerleri aratmıyordu. Göstericileri yaklaşık 50 m. sürükleyen polis bu arada yumruklarla, coplarla kardeşlerimizi feci şekilde dövdüler bazı kardeşlerimiz hastaneye kaldırılırken diğerleri hafif yaralarla bu saldırıyı yakında bulunan Seğmenler parkına sığınarak atlattılar. Buna rağmen gösteriler hala devam etmekte.

Bu akşam basın açıklaması ve gıyabi cenaze namazına davet

Şu an da eylem Siyonist elçilik ve elçinin konutunun önünde devam etmekle birlikte Ankara Filistin Dostları Platformu'nun açıklamasına göre bugün saat 18.30'da Siyonist elçiliğin bitişiğindeki Seğmenler Parkı'nda geniş katılımlı bir basın açıklamasını müteakip önce Kur'an-ı Kerim tilaveti yapılacak, sonra da Gemi ve Gazze şehidleri için gıyabi cenaze namazı kılınacaktır. Bütün Müslümanlar, onurlu, duyarlı insanlar bu eyleme katılmaya ve Siyonist katillere karşı tepkilerini göstermeye çağırılmışlardır.

ADRES; Atatürk bulvarı Seğmenler Parkı Yanı Farabi Sk. (Protokol Yolu) Kavaklıdere-ANKARA

ERCİŞ

Ambargo altında tutulan Gazze halkına yardım götürmek maksadıyla, dünyanın değişik ülkelerinden toplanan gönüllüleri taşıyan gemilere, İsrail'in gece baskını düzenlemesi ve açtığı ateşlerle birçok insanı şehit edip, yaralaması bütün dünyada olduğu gibi Van Erciş'te de Eğitim-Birsen Şafak-Der, Başak-Der'in organizesiyle Filistin Dostları tarafından düzenlenen bir gösteriyle protesto edildi.

Erciş Kara Yusuf(Büyük Camii) Camiinde kılınan ikindi namazından sonra bir araya gelen Müslümanlar adına ilk önce Nedim Sağlam basın açıklamasını okudu. Daha sonra da, Gültekin KELEŞ 'Gemide ki Filistin dostlarının tümünün dönüşüne kadar eylemlilik halinin devam edeceğini söyledi.Sık sık tekbirlerle kesilen konuşmalar sonrası Nurbay AYDIN son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi ve dua okudu.

ADANA

Furkan Eğitim Vakfı önderliğinde düzenlenen mitinge yaklaşık 2 bin kişi katıldı. İstasyon meydanında gerçekleşen mitingde Siyonist İsrail aleyhine sloganlar atıldı. Grubun meydana sığmaması üzerine yolu trafiğe kapamak isteyen kalabalığa polis biber gazı sıkarak müdahale etti.

TOKAT

Tokat'ta Gazze yardım filosu için eylemler kesintisiz devam ediyor. Katil İsrail'in Gazze filosuna saldırmasıyla meydanlara çıkan Tokatlı Müslümanlar iki gündür öğleden sonra başlattıkları eylemliliklerini cumhuriyet meydanında akşam geç saatlere kadar sürdürüyorlar.

En son eylemde konuşan Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Örs, Tokat'tan yardım filosuna katılan İHH gönüllüsü Doğan Özlük'ü "Gemide bulunan Doğan Özlük kardeşimiz aldığımız haberlere göre sağlıklıdır. Kendisiyle Tokat halkı olarak gurur duyuyoruz. Doğan arkadaşımız bugün burada olsaydı yüreğinden yaptığı dualarla yeri göğü inletirdi. Allah ondan razı olsun, cihadını mübarek etsin." sözleriyle andı.

Mavi Marmara gemisinin Kudüs, Gazze ve Mescid-i Aksâ'nın özgürlük mücadelesinde artık bir sembol olduğunu söyleyen Örs sözlerine şöyle devam etti: "Gazze yolcularını taşıyan Mavi Marmara gemisi insanlık vicdanının sembolü olmuştur. Bundan sonra Mavi Marmara dendiğinde işgale, zulme, zorbalığa meydan okuyan tertemiz vicdanlar akla gelecektir. Mavi Marmara yolcuları hangi halk ya da dinden olursa olsun özgürlük savaşının öncü isimleri olarak her zaman şerefle anılacaktır. Burası, bu meydan artık Mavi Marmara Meydanı olmuştur. Kudüs'ü özgür şafaklara taşımaya niyet eden Mavi Marmara hepimizi zulüm ve işgallere karşı tek yürek haline getirmiştir. Hamas ve İslami Cihad'ın yükselttiği mücadelenin sevdalısı olmaktan mutluyuz, gururluyuz. Onların yanındayız, onların kalpleriyle kendi kalplerimizi birleştirmekten büyük bir kıvanç duyuyoruz."

Ahmet Örs konuşmasını yerel ve küresel bütün zulümlere karşı birlikte mücadele çağrısıyla tamamladı.

Mavi Marmara Haberleri

Mavi Marmara mağduru Osman Atalay 150 bin TL tazminat davası kazandı
'Mavi Marmara' gemisi icradan satıldı
Gülden Sönmez, Mavi Marmara ile ilgili yargı sürecini anlattı
Siyonist İsrail'in Mavi Marmara saldırısının üzerinden 11 yıl geçti
Bülent Yıldırım: Mavi Marmara bir dönüm noktasıydı