“Saldırgansak Niye Hep Biz Ölüyoruz?”

Al Jazeera ekibi Kozluca (Xenikê) köyüne gitti. HDP konvoyuna saldırdıklarına ilişkin haberlerin yalan olduğunu savunan köylüler, ‘Biz saldırıyorsak neden hep biz ölüyoruz’ diyorlar.

Abdülkadir Konuksever'in haberi:

HDP konvoyunun seçim çalışmaları için gittiği Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Kozluca köyünde dün çıkan olayda HÜDA-PAR’a yakınlığıyla tanınan Mehmet Şerif Şimşek ve Abdülcelil Talayhan yaşamını yitirmişti. Öldürülen iki kişinin cenazesi otopsilerinin ardından Mardin’den köye getirilerek köy mezarlığında defnedildi.

Kozluca köyü hiçbir şey yaşanmamış gibi sakin. Köylüler meydana kurulan taziye çadırında taziyeleri kabul ediyorlar ve gerilim yok. Ancak Kozlucalılar pek çok şeye kızgınlar.

‘Öldüğünde iş elbisesi üzerindeydi’

Dün öldürülenlerden Abdülcelil Talayhan’ın kuzeni Mahmut Demir, Abdülcelil ile birlikte tarladaki işlerinden döndükleri sırada vurulduğunu anlatıyor.

‘Tarlada işimizi bitirmiş eve dönüyorduk. HDP konvoyunu uzaktan gördük. Köyden çıkıyorlardı ama bir ucu hala köyün içindeydi. Abdülcelil ile birlikte meydana girdiğimizde S. T. adındaki kişiyi evinin damında gördüm. Elinde kaleşnikof vardı. Birden ateş etmeye başladı. Ben havaya ateş ediyor sandım. Ancak arkamı döndüğümde benden on metre uzaklıktaki Abdülcelil’in düştüğünü gördüm. Yeğenim Mehmet Şerif Şimşek yardım için üzerine koştuğunda onu da vurdu. Ardından karakoldan jandarmalar geldi. Mehmet Şerif Cizre’de oturuyor, babasını ziyaret için gelmişti, Abdülcelil benimle tarladaydı. Öldüğü fotoğraflara bakın, üstünde hala tarladaki iş elbisesi var.”

Olay nasıl oldu?

Cizre’de memur olduğu için kendisini hedef alabilecekleri endişesiyle ismini vermek istemeyen bir köylü, olayı şöyle anlattı:

“Konvoy köyün içerisine girdi. Müzik sesi yüksekti ve babaları PKK tarafından öldürülen bir evin yanında durdular. Konvoydaki araçlardan bazıları ‘vatan haini’ diye bağırdı. Birkaç kişi gidip gitmelerini istedi. Belli bir amaç için geldikleri belliydi. Biraz itiş kakış yaşansa da olay çıkmadı. Konvoy köyün çıkışına doğru yol almaya başladı. Herkes bitti diye düşünürken konvoydakilerden birinin yanından fırlayan S. T. evine gitti. Ardından dama çıkarak keleşle taramaya başladı. İki kişinin düştüğünü gördüm. Herkes bir tarafa kaçtı. Normalde saatlerce gelemeyen jandarma ekipleri anında gelerek S. T. ve ailesini köyden kaçırdı.”

Niye Kozluca?

Kozlucalılara göre olay tesadüfi ve o an gelişen bir şey değil. Başka bir köylü doksanlı yıllarda yaşanan bir olayın köylerini tecrit ettiğini savunuyor.

“Bizim köyün geneli mütedeyyindir ve HÜDA-PAR’a yakındır. Doksanlı yıllarda PKK’liler gelip köy meydanında hepimizi toplayıp ‘ya bize tabi olursunuz ya da boşaltırsınız’ dediklerinde biz karşı durduk. O günden beri köyümüz nüfusuna kayıtlı tam altı kişi faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Köyümüzü ‘Hizbullah köyü’ diye mimleyerek propaganda yaptılar. Bu köyden olduğumuzu duyanlar garip garip bakıyordu. İlçeye inmek istediğimizde İpek Yolu üzerindeki minibüsler bile bizi almazlardı. Adeta tecrit edildi. Eğer tarlalarımız olmasa belki de açlıktan ölürdük. Pek çok köylü tehdit nedeniyle okullarını bırakıp köye döndü. Ölen Abdülcelil de onlardan biriydi. Dindar ve çok iyi bir insandı. PKK ve HDP buraya hiçbir zaman hâkim olamadı. Bu olay da Abdülcelil’in hedef alınması da bundandır.”

‘Çatışma yok kalleşlik var’

HÜDA-PAR Şırnak İl Başkanı Abdullah Kılınç dün yaşanan olayda çatışma değil, "kalleşlik" olduğunu söylüyor.

“Olayın ardından hemen köye geldik. Olayı görenlerle tek tek konuştuk. Anladık ki bu tezgahlanmış bir olay. Gelmişler propaganda yapmışlar; tamam yapsınlar bir itirazımız yok. Bir saat boyunca küçücük köyde dolaşıp durmuşlar. Üstelik meydanda kızlı erkekli halay çekmişler. Şimdi bu köy PKK’ya altı şehit vermiş. Hepsi inançlı insanlar. Sen gelip bunu yaparsan olmaz. Çok iyi biliyorlar ki köyün tamamı HÜDA-PAR’lı, öyle olmasına rağmen tahrik ediyorlar. Medyada çıkan ve çatışma diye adlandırılan olay da küçük bir arbede. Zaten yatışmış ve zaten giderlerken bu kişi keleşini alıp taramış.”

‘Öç almayacağız’

Ölen arkadaşlarının şehitlik mertebesine yükseldiklerini söyleyen Kılınç öç peşinde olmadıklarını ancak hükümetten HÜDA-PAR’a yapılan saldırıların faillerinin bulunmasını beklediklerini söyledi.

“Bütün bölgede seçim kampanyamız saldırıya uğruyor. Bayraklarımız indiriliyor, posterlerimiz yırtılıyor, anons araçlarımız taşlanıyor ve seçim bürolarımızın önünden geçerken sözlü saldırı yapılıyor. Biz metanetimizi koruyoruz. Silahlı bir örgüt değiliz ve siyasal zeminde mücadele yürütüyoruz. Ancak onlar planlı ve programlı. Medyayı iyi kullanıyorlar ve mağdur olduğumuz olayları bile kendi lehlerine çeviriyorlar. Peki onların yaptıkları haberlere göre hep biz saldırıyorsak neden hep biz ölüyoruz? Arkadaşlarımızı sürekli sakinleştiriyoruz olay çıkmaması için. Ancak bunun da bir sınırı vardır. Hükümetten HÜDA-PAR’a yapılan saldırıların faillerini bulmasını bekliyoruz.”

HDP mi HÜDA-PAR mı?

Kozluca köyü ile ilgili çıkan ve köylüleri kızdıran haberlerden birisi de köyün HDP’li olduğu bilgisi.

Kozluca Köyü'nde, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri'nde İl Genel Meclisi sonuçlarına göre; seçime DBP adıyla katılan HDP 222 oy alırken HÜDA PAR 112 oy aldı. Ancak bu sonuca sadece Kozluca Köyü'nün merkezi değil, bu köye bağlı olan ve toplamda köyün nüfusundan daha fazla nüfusu bulunan iki mezra da dahil. Çatışmanın yaşandığı köyün merkezinde büyük çoğunlukla HÜDA PAR'a oy veren seçmenler yaşarken Yeşilce ve Bağvert mezralarında da ağırlıklı olarak HDP'ye oy verenler yaşıyor. Kozluca’daki saldırıyı gerçekleştiren ve olaydan sonra jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınan S. T. İdil İlçe Jandarma Komutanlığı’nda bulunuyor. S. T'nin ailesi de jandarma ekipleri tarafından köyden çıkartılarak güvenli bir bölgeye götürüldü. Kozluca’da HDP’ye yakınlığıyla bilinen birkaç aile de ortamın sakinleşmesini beklemek üzere köyden ayrıldı.

(Kaynak: Al Jazeera)

 

Haber Haberleri

DEM Partili Kızıltepe Belediye Başkanı Zeyni İpek istifa etti
Emevi Camii halılarının yenilenmesine Gaziantep talip oldu
"Çarşı"ın Gezi davasında tüm sanıklar beraat etti
Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı