Şakşakçılık yapmayan nankördür!

Adem Özköse’yi hedef alan troller neyi amaçlıyor?

HAKSÖZ HABER

Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş... doğru: / Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru. / Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının; / Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın; /Sanki zincirdekiler hep boşanır zincirden, / Yıkıvermiş de tımarhaneyi çıkmış birden! / Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük. / Dinliyor kaplamış etrafını yüzlerce hödük!

Rahmetli Mehmet Akif “Süleymaniye Kürsüsünde” isimli şiirinde yaptığımız bu alıntı içinden geçtiğimiz günleri özetler nitelikte. Dilli düdükler kendilerini toplum nezdinde muteber adamdan sanarak mütevazi yaşam süren, çabasına binlerce Müslümanın şahit olduğu haysiyetli insanları hedef gösterebiliyorlar.

Şakşakçılık yapmayan nankördür!

Adem Özköse yıllardır ortaya koyduğu şahitlik ile dost düşman herkes tarafından saygı duyulan bir isim. Şahitlik edersiniz ya da etmezsiniz ancak herkes Adem Özköse’nin nasıl bir insan olduğunu bilir. Onun gücü yettiğince adalet ve merhameti esas alan bir duruşu vardır. Peki, fırıldak karakterli ve her hıyarım var diyene tuz alıp koşan besleme tipler hakkında ne söylenebilir?

Adem Özköse’nin hayatı ve eserleri gibi aktüel gelişmelere karşı sergilediği duruş da gücü yettiğince İslami kaygı ve ölçülere yaslanıyor. Propaganda, kara-propaganda veya linç kampanyalarına katılmayışı ve itirazlarını dile getirmesi kurulan oyunları bozuyor, girişilen kumpasları başarısız kılıyor olduğu için troller tarafından hep bir engel olarak tanımlanıyor. Kirli kampanyaların parçası olmasa bile hiç değilse sessiz kalsa belki idare edilebilir. Ancak o sosyal medya paylaşımlarıyla hedeflenen iklimi geciktiren bir unsur olarak rahatsızlık kaynağı şeklinde beliriyor.

Türkiye’de medyanın serencamı her zaman oldukça problemli bir düzlemde ilerledi. Sol-Kemalistlerin kurduğu düzende medya, vesayet sisteminin devamını sağlamak için en önemli araçlardan birisiydi. Dindar-muhafazakarlar ise bu bağlamda her bir ‘alternatif’ olma imkanını yaptıkları işlerde taşıdılar.

İlk başlarda sevindirici olan bu gelişme öyle bir noktaya vardı ki ‘alternatif’ olma ihtimalini ortadan kaldıran ‘rezil’ işler yapıldı. Bunlardan en meşhuru ise ‘pelikan’ olarak bilinen şebekenin yaptıklarıdır. Yalan ve iftiralarla hedef gösterme, sosyal medya ağlarında sahte hesaplar üzerinden örgütlenen tehdit ve şantaj, rakiplerini Fetöcülük ve vatana ihanetle itham etme ve provokasyon gazeteciliğinin en başarılı örneklerinden olan pelikan çetesi Türkiye’de hükümet düşürecek kadar söz sahibi olabildi maalesef.

Belli bir isimi ve çevresinin en sık kullandığı tariz tanımlamalarından birisi de “Kraliçe’nin adamları” söylemiydi. Bir şekilde Batı ile kurulan ideolojik bağımlılık ve menfaat ilişkilerini ifade etmek için kullanılan bu suçlayıcı terkip ile sistematik bir kampanya halinde İslamcı ve dindar-muhafazakar insanlar hedef alındı. Trol mantığına itiraz eden, hukuku gölgeleyen ilişki ağlarına ve biçimlerine karşı çıkan herkesi “Kraliçe’nin adamı, üst aklın oyuncağı veya beşinci kol” ithamıyla sindirmek isteyen korkunç bir psikolojik savaş örgütlendi son süreçte.

Ahlaki noktada yaşanan derin ve kronik zafiyetlerin varacağı yer de burası olacaktır.

Biz bunları niye mi yazıyoruz? Troller’in sosyal medyada Adem Özköse hakkında yazılan itham ve ilzam edici sosyal medya paylaşımlar ile saldıraya geçmeleri aklımıza bunlar düşürdü. Halbuki Kuzguncuk’taki yalı etrafında menfaat hesapları yapan ahlaksız trollerin hepsini üst üste koysak, onla çarpsak, yüzle toplasak bile bir tane Adem Özköse eder mi? Hasbi adamlarla hesabi tiplerin kıyas edildiği nerede görülmüş!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!