Sait Şahin: Dağa mı Çıkalım?

"Hizbullah" adı altında hiçbir şiddete bulaşmayan sanıklara verilen cezalara "Biz de dağa mı çıkalım?" tepkisi...

"Hizbullah Davası" adı altında yıllardır süren davalar geçtiğimiz günlerde sonuçladı. Dava kapsamında hiçbir şiddet olayına bulaşmadıkları halde onlarca yıl hapse mahkum edilen sanıklar duruma isyan etti. Kendilerine karşı bilinçli bir linç kampanyasının sürdüğünü belirten sanıklar "Biz de şiddete mi başvuralım, dağa mı çıkalım!" diye sitem ediyor.

2010-11 yıllarında STK'lara yönelik yapılan hukuksuz operasyonlar ile oluşturulan davanın sonucunda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi üç kişiye 12,6'şar yıl, diğer 13 kişiye 6,3'er yıl olmak üzere toplamda 113 yıl ceza verdi.

Aralarında Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin'in de bulunduğu üç kişiye verilen cezaların benzeri daha önce de Adana'da açılan bir davada verilmişti. Adana'daki davaların sonucunda verilen kararlar Yargıtay tarafından da onaylandı. Emsal teşkil etmesi durumunda bu davaların da Yargıtay tarafından onaylanabileceği belirtiliyor.

Aynı zamanda 28 Şubat mağdurlarından da olan davanın sanıklarından Sait Şahin, hiçbir huksuz işe bulaşmadıkları halde, şiddete başvurmadıkları halde kendilerine verilen cezaların haksız olduğunu ve bunun kimse tarafından önemsenmediğini söyledi.

"DAĞA MI ÇIKALIM?"

Doğru Haber Gazetesi'ndeki köşesinde konuya değinen Şahin, "Öyle görülüyor ki devlet, PKK ile barışın imkanlarını zorlarken, Hizbullah dosyaları adı altında Müslümanlara amansız bir savaş açmış. (Bu durum, devlet ile PKK arasında Hizbullah başta olmak üzere İslami yapıların tasfiyesinin pazarlık konusu mu oldu sorusunu akla getiriyor.) Devlet bir taraftan elinde silah olanı ovaya çekmenin taklalarını atıyor. Diğer taraftan ise silah ile işi olmayanları dağa çıkmaya zorluyor. Sahi, boşalan Kandil'e çıksak mı ne!" diye sordu.

"BİZE BİR ÇIKAR YOL GÖSTERİN"

"Bazıları bu hesabı yadırgayabilir ama ne yapalım devlet ancak elinde silah, molotof olanı, öldüreni, yakıp yıkanı görüyor." diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "(Sadece devlet mi, medya, siyaset, sivil toplum... kimsenin bu cezaları gördüğü yok.) Siz kendinizi bizim yerimize koyun ve bize bir çıkar yol gösterin. 90'lı yılların çok boyutlu zulmünü görmüş ve 28 Şubat sonrası 5'şer, 10'ar yıl cezaevinde kalmış ve ancak birkaç yıldır cezaevinden çıkmış insanlar olarak, sivil ve siyasi çalışmalardan dolayı tekrardan ağır hapis cezalarına çarptırılmak, insanlara bu hesabı yaptırmaz mı!"

(Dünya Bülteni)

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu