Said Sıyam

Ahmet Varol

Yüce Allah buyuruyor: “Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki; Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. Onlardan kimi (Allah yolunda şehit edilmek suretiyle) adağını yerine getirdi, kimi de (şehit olmayı) beklemektedir. (Ahitlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır.” (Ahzab, 33/23)

Filistin, ümmetin onurudur. Ne yazık ki uluslararası emperyalizmin ve Siyonizmin hesabına çalışan medya organları, zihinleri Filistin konusunda uluorta yalanlarla bulandırmak suretiyle insanlarımızın bu davaya yaklaşımını olumsuz yönde etkiledi. Oysa orada ümmetin namusu, onuru savunulmaktadır. Orası Müslümanların bir ribat noktasıdır. Yani savunma çizgisidir. Tarihte de hep öyle olmuştur. Müslümanlar orayı kaybettiklerinde birliklerini ve izzetlerini de kaybetmiş, oraya sahip çıktıklarında ise bunları yeniden elde etmişlerdir.

Bugün orayı işgal altında tutan düşman, İslâm ümmetinin en azılı düşmanıdır. Tarihin hiçbir döneminde de Müslümanların dostu olmamıştır. Çünkü her şeyden önce Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de onları Müslümanların baş düşmanı ilan etmiştir. Bu baş düşman, Siyonizm ideolojisini geliştirerek düşmanlıktaki şiddet ve azgınlığını artırmıştır.

Müslümanların baş düşmanı saldırganlıkta, azgınlıkta hiçbir ölçü tanımıyor. Bakın kasten çocukları hedef alarak toplu halde öldürüyor. Aileleri toptan yok ediyor. Camileri, hastaneleri, okulları özellikle vurarak insanları toptan imha ediyor. Fosfor bombaları atarak, kararlı direniş yüzünden yanlarına yaklaşamadığı kitleleri havadan üstlerine ateş yağdırmak suretiyle yakmaya çalışıyor.

İşte bu baş düşman, 15 Ocak Perşembe akşamı Filistin direnişinin önemli liderlerinden birini, oğlu, kardeşi ve kardeşini, bütün aile efradıyla birlikte şehit etti. Filistin’in değerli ilim adamlarından Prof. Dr. Nizar Reyyan’ın bütün aile efradıyla birlikte şehit edilmesinden sonra direnişin siyasi kanadının önemli önderlerinden ve öncülerinden İçişleri Bakanı Said Sıyam, 21 yaşındaki oğlu Muhammed ve kardeşi İyad Sıyam ile birlikte şehit edildi. Vahşi katliamda İyad Sıyam’ın aile efradı da toptan şehit edildi.

Başlattıkları vahşi saldırıda hareket ettiğini gördükleri her şeye saldıran Siyonist caniler, bazı kişileri de özellikle hedefe yerleştiriyorlar. Filistin direnişinin öncüleri, bu şekilde hedefe yerleştirilenlerin başında geliyor. Dolayısıyla onlarla ilgili tedbirlerin biraz daha güçlü olması gerekiyor. Ama onlar yine de mücadelenin başını çekmekte, ümmetin savunma hattının korunması için her türlü tehlikeyi göze almaktadırlar.

O insanlar zaten “Allah yolunda ölmek en yüce arzumuzdur” ilkesiyle yetişmiş oldukları için hayatlarını şehadetle noktalamak suretiyle, ümit ediyoruz ki bu arzularına kavuşmuş olmaktadırlar. Allah, şehadetlerini kabul buyursun, mekânlarını cennet eylesin. Şehitlerin seyyidi Hz. Hamza’ya (r.a.) komşu eylesin. Ama ne olursa olsun, bize onlardan ayrılmak, onları yolcu etmek zor geliyor.

Filistin direnişi şimdiye kadar birçok önemli liderini şehit verdi. Şeyh Ahmed Yasin, Fethi Şikaki, Abdülaziz Rantisi, İbrahim el-Mukadime, Salah Şehade, Yahya Ayyaş, İsmail Ebu Şenneb, Cemal Selim, Cemal Mansur ve daha niceleri… Ama bunların hiçbirinin şehadetiyle o direniş aksama geçirmedi, kesintiye uğramadı. Direniş bayrağı yere düşmedi. Mücahitler güçlenerek yollarına devam ettiler. Said Sıyam’ın şehadetiyle de sarsıntıya uğramayacak, işgalci saldırganın tüm azgınlığına rağmen kararlılıkla mücadelesini sürdürecektir.

Ama o insanlar ümmetin savunma hattını, onurunu, namusunu, hukukunu ve kutsallarını koruyabilmek için kendilerini, oğullarını feda ediyorlar. Zorluklara ve acılara katlanıyorlar. Karşılarında insanlık adına hiçbir değere sahip olmayan, bütün ölçüleri çiğneyen, üstelik çağın tüm azılı güçlerini arkasına almış olmanın şımarıklığıyla insanları kitleler halinde katleden düşman var. Bu durum karşısında “çağın hâkim güçlerini karşımıza alamayız” diyerek vahşetin önüne geçmek için pratiğe dönük adımlar atmaktan çekinmeye devam mı edeceğiz?

Orada bu vahşi katliamları gerçekleştiren canavarın, bizim hava sahamızı kullanarak pilotlarını yetiştirmesine imkân veren anlaşmayı iptal etmek için daha ne kadar cinayet işlemesini, daha ne kadar katliam gerçekleştirmesini bekleyeceğiz? Böyle bir vahşet karşısında göstereceğiniz tavır, hangi siyasi çizgide olursa olsun, bu ülkenin tüm insanları tarafından büyük destek görecektir. Siyonist saldırganın, semirmesine imkân tanıyan askeri ve ekonomik anlaşmaları iptal etmek için Gazze’nin tümünü yıkmasını mı bekleyeceğiz? O zaman iptal etseniz de bir anlamı olmayacaktır. Açıklamalar, beyanatlar, mekik diplomasisi, Siyonist saldırganın vahşi katliamlarının önüne geçemiyorsa, bunu yapacak adımlar atmalısınız. Halkımızın da gösterilerinde yönetimi pratiğe dönük adımlar atmaya çağırmak için sesini biraz daha yükseltmesi gerekiyor.

VAKİT