Sahte peygamberler de Irkçılıktan besleniyordu

Mehmet Göktaş, ırkçı cahiliyenin ürettiği hastalıklara dikkati çektiği yazısında sahte peygamberlerin de bu bataklıktan beslendiğini söylüyor.

Mehmet Göktaş’ın Doğruhaber’de yayımlanan yazısı (2 Eylül 2024) şöyle:


Sahte Peygamberler güçlerini kabilecilikten almışlardır!

“Benim için bizim kavmin yalancı peygamberi Mudar oğullarının (Hz. Peygamberin kavmi)sahih peygamberinden daha iyidir.”

Bu sözü söyleyen kişi daha önce Müslüman hatta sahabe olan Talha b. Nemri’dir ki Müseylemetü’l kezzab denilen yalancı peygambere uyan bir kişidir.

Kavimcilik, kabilecilik yalancı peygamber üreten bataklıklardır. Sahte peygamberler ortaya çıkarken bütün cesaretlerini kabile ve kavimlerinin ırkî taassuplarından almaktadırlar.

Bunun bir başka anlamı; insandaki kabile taassubu öylesine güçlüdür ki tevhid ve nübüvveti bile göz ardı edebilecek şeytani boyuttadır.

Müseyleme’yi peygamberlik iddiasına sürükleyen güç kavminden aldığı cesarettir. Halbuki kendisi hicretin onuncu yılında Ben-i Hanife heyetiyle birlikte Peygamber Aleyhisselam’ın huzuruna gelerek Müslüman olmuştu. Yemame’ye döndükten sonra irtidat ederek peygamberliğini ilan etmiştir. Olayı detaylı bir şekilde tarih sayfalarından öğrenebilirsiniz.

Bizi ilgilendiren konu, hesabını kavmi üzerine yapmış olması ve bu hesabı az çok tutturmuş olmasıdır. Yemame Savaşı içerisinde önemli sahabelerin de bulunduğu 700 ila 1700 Müslüman şehid verilmiştir.

Daha Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) hayatta iken ortaya çıkan sahte peygamberlerden birisi de Yemenli Esved-i Ansi’dir.

O da öncelikle kendi kabilesi olan Ansi’lerden güç alarak peygamberliğini ilan etmiş, ardından yakın kabileler kendisine uymuş, kısa zamanda Yemen’in önemli kısmını ele geçirmiştir. Bu yalancı peygamber de Müslümanlara pahalıya mal olmuş, epeyce şehid verilmiştir. Allah’tan ki Esved-i Ansi denilen bu azgın ve yalancının hanımı Azadi, Peygamber Aleyhisselamı seven samimi bir Müslümandı, dışardaki Müslümanlarla işbirliği yaparak bu yalancı gebertildi ve Müslümanlar da rahat bir nefes aldı.

Tuleyha ve Sicah’la birlikte bütün bu sahte peygamberlerin çıkışı Hz. Ebubekir’in halife seçilmesinin hemen ardından gelişen irtidat olayları başlığı altında tarih sayfalarında genişçe yer almaktadır.

Kabile ve kavim taassubunun Müslümanları nasıl ve nerelere savurduğunu göstermesi açısından bu olayların ciddi olarak gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

“Bizim sülalenin yalancı peygamberi sizin sülalenin gerçek peygamberinden daha sevimlidir” sapkınlığına ne kadar yakınız veya ne kadar uzağız.

Selam ve dua ile.

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango