Burada basın açıklaması yapan topluluk Siyonist İsrail’i lanetleyen sloganlar atarak "Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle, zulme karşı duranlar olacağız!" mesajını verdi.
Topluluk adına Dr.Harun Çolak’ın okuduğu basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
Bismillahirrahmanirrahim.
Selam olsun canlarıyla, kanlarıyla vatanlarında kalmanın ve özgürlüğün bedelini ödeyen izzet sahibi, civanmert Gazze halkına!
Selam olsun şehadet rüyasıyla, ölüm pahasına mesleklerinden vazgeçmeyen Gazze’nin şeref ve haysiyet timsali hekim ve sağlık çalışanlarına!
Selam olsun zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyen, kararlılıkla protestolara ve boykota devam eden vicdanlı insanlara!
Bugün 14 Aralık 2024. Gazze’deki dehşet verici ablukanın 435. gününde, sessiz yürüyüşümüzün 57. haftasında bildirimizi okumak için toplanmış bulunuyoruz.
Suriye’de yaşanan zaferlerin coşkusuyla yüreğimiz dolup taşmakta. Geçtiğimiz hafta Şâm-ı Şerîf’in tekrar fethedildiği haberini büyük bir sevinçle aldık. Kalplerimiz; cihada koşan, kanlarını bu yolda dökmekten beri durmayan mücahid kardeşlerimizle birlikte atıyor. Rabbimizden onlara muvaffakiyet vermesini niyaz ediyoruz. Cümle Ümmet-i Muhammed’i de mücahidler için duaya davet ediyoruz. Allah Teâla Bilâdüşşam’ın tamamının tekrar fethini, bizlere de o günleri görmeyi nasip etsin…
Bizler; memleketimizin dört bir yanında görev yapan hekim ve sağlık çalışanları olarak Gazze’deki sağlık krizini bir yılı aşkın bir süredir, büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz. Sahada çalışan gazetecilerden, Gazzeli meslektaşlarımızdan, insanî ve uluslararası yardım çalışmaları yapan kuruluş ve organizasyonlardan bize ulaşan bilgiler; durumun vehametini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir.
Gazze’deki ablukanın; insanî yardım girişi ve dağıtımına engel olduğuna, yardım ekipleri ve su kaynaklarına yönelik yoğun saldırılarla birlikte kasten organize edilmiş bir kıtlığa sebep olduğuna tanık olmaktayız. Şu anda nüfusun yüzde 96'sı giderek artan gıda güvencesizliği ile karşı karşıya. Gazze ve refah sınır kapısında 600’a yakın çocuk hasta, kronik hastalıklar nedeniyle tedavi beklemekte ancak yalnızca çok kısıtlı sayıda hastanın tedavi amaçlı tahliye edilmesine müsaade edilmektedir. Bu çocuklar yaşam ile hayat çizgisi arasında sıkışıp kalmış durumundalar. Hekimler olarak bu çocukların Gazze'den tahliye edilmesi için İsrail üzerindeki uluslararası baskının arttırılması çağrısında bulunuyoruz.
Gazze’nin her yerinde; insansız hava araçlarıyla, keskin nişancılarla, hava ve kara bombardımanıyla; sivil çocuklara, kadınlara ve erkeklere yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor. %90'ı sivil olmak üzere 44 binden fazla insan İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Yerleşim alanlarının kasıtlı olarak yok edildiğine şahit olduk. 400 günü aşkındır evlerinden sürülen, güvencesiz koşullar altında yaşamaya zorlanan kardeşlerimizin mazlumluğuna şahit olmaktayız.
Gazze’nin kuzeyinde elektrik, su ve gıda olmaksızın hizmet vermeye çalışan tek hastane olan Kamal Adwan Hastanesi ve çevresi de her gün dronlarla yoğun bombardımana maruz kalmaktadır. Hastane müdürlüğü israilin tıbbî yardım konvoyunun kuzeye girişini engellediğini duyurdu. Ayrıca geçtiğimiz perşembe günü, bu bombardımanların birisinin neticesinde Doktor Said Cude hayatını kaybetti. Cude iki ayı aşkın bir süredir kuşatma altında olan Gazze'nin kuzeyindeki tek ortopedi cerrahıydı… Bu gelişmeler yaşanırken Hamas, Arap Sağlık Bakanları Konseyi'ni sistematik bir yıkıma maruz kalan Gazze'deki sağlık sektörü sisteminin kurtarılması için acil ve pratik kararlar almaya davet etti. Arap ülkelerindeki sağlık bakanlarına "Gazze Şeridi'ne tam donanımlı ve personelli sahra hastaneleri getirilmesi, yaralı ve kritik durumdaki hastaların tedavi için yurt dışına seyahat imkanının sağlanması konularında İsrail'e baskı yapılması" çağrısında bulunuldu.
Soykırımın sonuçlarının önlenmesi ve iyileştirilmesinde; sağlık sisteminin, hastanelerin ve sağlık profesyonellerinin rolü muhakkak büyük önem arz etmektedir.
Sağlık çalışanları ve sağlığı koruyanlar olarak bizim için değerlerimiz, en az teknik becerilerimiz kadar önemlidir. Bu soykırıma seyirci kalacak değiliz! Bu nedenle memleketimizin her tarafından yükselen seslerimizi; sivillerin hedef alınmadığı, güvenli koşullarda çalışabilmeyi talep eden Gazze’li meslektaşlarımızın sesleriyle birleştiriyoruz.
Uluslararası toplumu, devletleri ve ilgili yönetimleri Gazze halkına karşı yapılan soykırım ile ilgili bir kez daha uyarıyor ve şunları talep ediyoruz:
• Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlansın!
• Gazze’deki abluka kaldırılsın!
• İnsanî ve tıbbî yardımlarla beraber tıbbî yardım sağlayacak heyetlerin Gazze’ye girişi sağlansın!
• Sağlık tesisleri ve sivil altyapı korunup tahrip olanlar ise yeniden inşa edilsin!
Bu sonuçlara ancak; Gazze ve Lübnan'da yaşamı korumaya yönelik uluslararası bir siyasetle, İsrail'e yönelik somut siyasî ve iktisadî yaptırımlar yoluyla ulaşılabilir.
Bizler tüm toplumların ve devletlerin üzerine düşen görevi yapacağına inanıyor; herkesi bu apaçık zulme karşı elinden, dilinden gelen her şeyi yapmaya ve boykota davet ediyoruz.
Kanıksamayacağız!
Normalleştirmeyeceğiz!
Sabırla ve azimle,
Zulme karşı duranlar olacağız!
From the River to the Sea
Palestine will be free!
From the River to the Sea
Palestine will be free!
Free Free Palestine!
Free Free Palestine!
(Katılım sağlayan meslektaşlarımıza ve halkımıza teşekkür eder, hekimliğin hikmetle buluştuğu bu tavrımızda sebat edeceğimizi hatırlatırız, hayırlı günler!)