Sadece rotasından dolayı bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, "ROSELINE-A" geminin aranmasına ilişkin, "Sadece rotasından dolayı Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz." dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tekirdağ'da Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale Merkezini ziyaret etti.

Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Karaismailoğlu, "mavi vatan"ın kıymetini çok daha iyi anladıkları bir tarihi dönemeçten geçtiklerini belirterek, "Denizci bir millet olarak üç yanımızı çevreleyen denizlerimizdeki hakimiyetimizi dünyaya göstermek bizler için son derece kutsal bir vazife haline dönüşmüştür." diye konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine verdikleri desteği tüm ulaşım modlarında yaptıkları projelerle sürdürürken, denizlerin de odak noktaları olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, şu bilgileri verdi:

"Karada, havada, demir yollarında son 18 yılda yaptığımız reform niteliğindeki çalışmalar arasında denizcilik konusunda yapılan işler hep ayrı bir önem taşımıştır. Bakanlığımızın 2003-2019 yılları arasında devlet bütçesi ve kamu özel iş birliğiyle yaptığı 158 milyar dolarlık yatırımdan deniz yollarının aldığı pay 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2003-2019 yılları arasında deniz yollarımızdaki büyümeyi şu rakamlarla açıklayabiliriz; tersane sayımız, 37'den 83'e yükseldi. Dış ticaretimizdeki deniz yolunun miktarı 57 milyar dolardan, 222,1 milyar dolara, Türk sahipli deniz ticaret filosu 8,9 milyon detveyt tondan 29,3 milyon detveyt tona, limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 190 milyon tondan 484 milyon tona, elleçlenen konteyner miktarı 2,5 milyon TEU'dan 11,6 milyon TEU'ya, deniz yolu ile gerçekleşen dış ticaret taşımaları 149 milyon tondan 353 milyon tona, 9 olan Ro-Ro hattı 25'e, uluslararası düzenli Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı 220 bin 345'ten 591 bin 734'e yükseldi. Kabotaj hatlarında taşınan yolcu sayısı, 99,8 milyondan 150,3 milyona, kabotaj hatlarında taşınan araç sayısı 6,2 milyondan 13,4 milyona çıktı."

Bakan Karaismailoğlu, denizlerdeki yük ve yolcu taşımacılığında kaydedilen artışlarla birlikte, deniz ve kıyıların emniyetine de azami ölçüde önem verdiklerini, bu konuda yatırımları da en doğru zamanlama ile yaptıklarını ifade etti.

Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası deniz sözleşmelerine uygun olarak, denizlerde 24 saat esasına göre çalışan acil müdahale sistemi kurulmasının büyük bir gereklilik olduğuna işaret eden Karaismailoğlu, şunları kaydetti:

"Sistem ile aynı zamanda, ekipman ve yetişmiş personel temini noktasında komşu ülkelerle bir takım iş birliği yükümlülüklerimiz de bulunmaktadır. 2005 yılında, acil müdahale merkezlerinin oluşturulması konusunda çalışmalara başladık. Bu kapsamda, denizlerimizdeki kazalar sonunda oluşacak petrol ve diğer zararlı maddelerden kaynaklanan kirliliğe hazırlıklı olmak amacıyla, bakanlığımızın koordinasyonunda risk değerlendirme ve fizibilite çalışmalarını yaptık. Denizlerimizde kirliliğe karşı hassas noktaları tespit ederek, risk haritalarını çıkardık. 2015 yılında Antalya Deniz Kirliliğine Karşı Acil Müdahale Eğitim ve Koordinasyon Merkezini hizmete açtık. Devamında da Marmara'nın kuzey-batısında geniş lojistik imkanlara sahip olan Tekirdağ'da Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Durum Merkezi (UDEM)'i 2017 yılında hizmete açtık."

UDEM'in çalışmaları

Karaismailoğlu, UDEM'in, Türkiye'nin deniz kirliliğine karşı müdahalede koordinasyon merkezi ve beyni konumunda olduğunu dile getirdi.

Merkezin, kirliliğe müdahalenin yanı sıra Ar-Ge, tatbikat, eğitim, konferans, fuar ve sertifikasyon gibi tüm faaliyetleri tek çatı altında toplayacağını vurgulayan Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"UDEM, aynı zamanda kriz koordinasyon ve operasyonun yürütüleceği yer olacak. UDEM’de bulunan büyük laboratuvarda acil müdahale ekipmanlarının testleri de yapılmakta. Merkezimizdeki 12 farklı kıyı tipi ile tasarlanmış dalga havuzunda gerçek petrol temizleme operasyonları yapılarak acil müdahale eğitimleri verilecek. Uluslararası düzeyde bir akademi olacak merkezimizde ayrıca, gemi inşa simülasyonu, acil kurtarma tatbikatları da yapılacak. UDEM, 2020 yılı içinde 10 milyon liralık petrol ve diğer zararlı maddelerden kaynaklı kirliliğe müdahaleye yönelik ekipman ve malzeme ile donatılarak, denizlerdeki olası kirlilik karşısında mücadele kapasitesi artırıldı. Merkezimiz, aynı zamanda eğitim, koordinasyon ve sertifikasyon mercii olarak, ülkemizde ve bölgemizde önemli bir işlev görmektedir."

UDEM mensuplarına da seslenen Karaismailoğlu, "Sizler denizlerimizin can kurtaranlarısınız. Sizler, 'mavi vatanımızda atan kalbimizsiniz. Sizler denizlerimizde doğal yaşamın koruyucuları, çevre muhafızlarımızsınız. Sizler gibi sizlerin yetiştireceği yeni arkadaşlarımız da ülkemizin denizlerinde etkin görevler üstleneceklerdir. Merkezin yapımında emeği geçen, donanımında katkı sağlayan ve burada 7 gün 24 saat esasına göre hizmet veren değerli arkadaşlarımızın tamamına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hepinize bu kutsal vazifenizde başarılar ve kolaylıklar diliyorum." ifadelerini kullandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türk bayraklı "ROSELINE-A" isimli ticari geminin açık denizde uluslararası hukuka aykırı şekilde durdurularak aranmasına ilişkin, "Sadece rotasından dolayı Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından birine ait olan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz. Aksi takdirde dünyadaki tüm gemileri şüpheli ilan edecek bir gerekçe ortaya koymak mümkündür." dedi. 

Bakan Karaismailoğlu, Tekirdağ'da Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale Merkezini ziyaretinde gazetecilere yaptığı açıklamada, 22 Kasım Pazar günü uluslararası sularda seyir halinde olan Türk bayraklı ticaret gemisine Avrupa Birliği İrini Operasyon Merkezinin talimatıyla bir savaş gemisi tarafından müdahalede bulunulduğunu anımsattı.

Bu müdahalenin, gemi kaptanının savaş gemisi tarafından istenen tüm sefer bilgilerini ileterek iş birliği yapmasına rağmen uluslararası sularda gerçekleştiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, "Bu müdahale, iyi niyetle devletimizin iznini almaya çalışarak değil, bayrak devleti olarak Türkiye'nin rızası olmaksızın, uluslararası hukuka aykırı olarak yapılmıştır. Olay, gemi kaptanı tarafından ilk olarak Bakanlığımızın ana arama kurtarma koordinasyon merkezine bildirilmiştir. İhbarda bulunulduğu ilk andan itibaren Bakanlığımızın merkezi ile gemi arasında irtibat kurularak durum hakkında alınan tüm bilgiler, ilgili kurumlarımız ile anlık olarak paylaşılmıştır." diye konuştu. 

"Şüpheyi ortaya koyan somut bir delil sunulamamıştır"

"Şu ana kadar şüpheyi ortaya koyan somut bir delil sunulamadığı gibi, Avrupa Birliği tarafından yapılan açıklamalarda geminin rotasının şüphe sebebi olduğu ifade edilmiştir." diyen Karaismailoğlu, şöyle devam etti:

"Bu, kabul edilemez bir gerekçedir. Uluslararası hukukta bir gemiye müdahalede bulunabilmeniz için şartlar bellidir. Sadece rotasından dolayı Türkiye'nin saygın denizcilik firmalarından birine ait olan ve Uluslararası Denizcilik Örgütü Konsey üyesi bir ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyi şüpheli ilan edemezsiniz. Aksi takdirde dünyadaki tüm gemileri şüpheli ilan edecek bir gerekçe ortaya koymak mümkündür. Ticaret gemilerinin seyrüsefer serbestliğinin hiçe sayıldığı bu müdahale yalnızca deniz ticaretini sekteye uğratacak bir hareket olmamıştır. Gemi adamlarımıza suçlu gibi davranılarak bir odaya toplanmışlar ve uluslararası hukuka uygun olmayan tarzda fiziki müdahaleye maruz kalmışlardır."

Karaismailoğlu, pandemi sürecinde vefakar şekilde hizmet veren, çalışma süreleri dolmasına rağmen gemilerde aylarca çalışmaya devam etmek zorunda kalan, hayatın her alanındaki ürünlerin tedarik zincirinde yer alan gemi adamlarının sorunlarının çözülmesine yönelik uluslararası alanda sayısız çağrının yapıldığı bugünlerde gemi adamlarına yönelik bu müdahaleyi kabul etmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi. 

Deniz ticaretinin sürdürülebilirliği konusunda ciddi bir tehdit olan bu adım karşısında Türkiye'nin ilgili tüm kurumlarının eş güdüm içinde gerekli tepkileri verdiğini söyleyen Karaismailoğlu, şunları kaydetti:

"Ülkemizin denizcilik idaresi olarak Bakanlığımız, Birleşmiş Milletlerin bir alt örgütü olan Uluslararası Denizcilik Örgütünün tüm çalışmalarına konsey üyesi olarak aktif bir şekilde katılmaktadır. Ülkemizin kararlılığını sergilemek adına, dünya ticaretinin bu ve benzeri hareketlerden olumsuz yönde etkilenmesinden duyduğumuz endişeyi ve bu hukuksuzluğu protesto ettiğimizi Uluslararası Denizcilik Örgütünün dün başlayan hukuk komitesi toplantısının açılışında dile getirdik. 

Bu endişelerimizin yanı sıra hukuka aykırı atılan bu adımı gerekçeleriyle birlikte tüm katılımcı ülkelere izah ettik. İlerleyen süreçte bu hukuksuzluğu her platformda anlatmaya ve önleyici tedbirleri hayata geçirme gayretlerimize devam edeceğimizi belirtmek isterim. Denizcilerimize buradan 'Allah selamet versin.' diyorum. Dünyanın neresinde olursa olsunlar, karşılaştıkları sorunlarda yanlarında olduğumuzu bilmelerini isterim."

Gündem Haberleri

Tunceli ve Ovacık belediye başkanlıklarına kayyum atandı
Hakan Fidan: BRICS’e ortaklıkla ilgili bir teklif aldık
ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"