Sabra ve Şatilla Katliamı Ne İlk Ne de Son Katliamıdır!

Terör devletinin en vahşi katliamlarından biri olan Sabra ve Şatilla'daki katliam, üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen hafızalarda yerini koruyor.

16 Eylül tarihi şüphesiz insanlık tarihinin en korkunç en barbar ve en vahşi katliamlarından biri sayılan Sabra ve Şatilla katliamının yıldönümüdür.

16 Eylül 2014 tarihi yakın geçmişin en kanlı ve vahşi katliamının 32. yıldönümüne işaret ediyor. Sabra ve Şatilla katliamının insanlık tarihinin şahit olduğu katliamların en vahşilerinden biri olduğu konusunda herkes hem fikirdir. Katliamın gerçekleştirilmesi ise şöyle oldu:

İşgalci Siyonist askerler 16 Eylül 1982 tarihinde Filistinli mültecilerin kaldığı ve Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyinde bulunan Sabra, Şatilla ve Burc el-Beracine kamplarını buralarda ikamet edenlerin herhangi bir yere kaçmalarını önleyecek şekilde kuşatmaya aldılar. Arkasından Lübnanlı Hıristiyan Falanjist milisler Siyonist askerlerin gözetimi altında kamplara girerek büyük bir katliam gerçekleştirdiler. Lübnan hükümetinin açıklamasına göre bu katliamda toplam 991 kişi öldürüldü. Bunlardan sadece 328 kişinin kimliği tespit edilebildi. Saldırganlar öldürdükleri kişilerin cesetlerini tanınmaz hale getirdiklerinden çoğunun kimliği tespit edilemedi.

Katliam sonrasında hazırlanan raporlarda ifade edildiğine göre 16 Eylül 1982 akşamı katliamı gerçekleştiren Falanjist milislerden biri söz konusu kampları kuşatma altında tutan Siyonist güçlerin subaylarından biriyle irtibat kurarak, yanında 45 kişinin olduğunu bunlar hakkında ne yapacağını sordu. Siyonist subay, "Tanrının istediğini yap" cevabını verdi. Raporda bildirildiğine göre Falanjist milis aynı soruyu ikinci kez sorduğunda Siyonist subay, "Onlar hakkında ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorsun. Bir daha bu hususu bana sorma" cevabını verdi.

Bu cevap Siyonist askerlerin Falanjist milislerle önceden anlaştıklarını, onlara gerekli talimatı verdiklerini ve sadece dünya kamuoyu önünde kendilerini temize çıkarmak için bir gerekçelerinin olması amacıyla bu katliamı kendi elleriyle gerçekleştirmekten kaçındıklarını bütün açıklığıyla göstermektedir.

Katliamlar, cinayetler, terör ve bunlara bağlı olarak kan ve gözyaşı üzerinde varlığını sürdüren işgal rejimi 1948 yılından beri dünyanın vurdumduymazlığı karşısında Filistin halkına yönelik zulmüne hiç ara vermedi.

1948 yılında başlayan Nekbe’nin ardından bugüne kadar sayısız katliamlar gerçekleştiren işgal rejimi en son Gazze’ye açtığı 51 günlük savaşta yasaklanmış silahları da kullanarak binlerce insanı katletti ve yaraladı. On binlerce kişinin evsiz kaldığı Gazze adeta harabe şehre döndü.

 

Filistin Haberleri

Direnişçilerle çatışmada Abbas rejiminin bir subayı öldürüldü
Siyonistler Batı Şeria'da 7 yeni "kaçak yerleşim birimi" kurdu
Son 2 ayda Gazze'nin kuzeyine sadece 12 yardım tırı ulaştı
Fas'ta doktorlar Gazze'de sağlık çalışanlarının hedef alınmasını protesto etti
Filistin'deki aşiretler direnişçilerin peşinin bırakılmasını istedi