Sabır!

Abdurrahman Dilipak

Herkes iddianameyi bekliyor.. Dün sanki iddianamenin açıklanacağı beklentisi vardı. Oysa iddianame mahkemenin kabulünden sonra açıklanacak..

Bu durumda iddianamenin açıklanması için biraz daha beklememiz gerekecek..

Bana kalırsa bu, bu haftanın işi değil.. 2 bin 455 sayfayı bir haftada incelemek kolay değil..

Zaten hemen açıklanırsa eleştiri konusu olur. “İncelemeden karar verdiler” denir.. Onun için bir, hatta 2 hafta beklememiz gerekebilir.

Eğer mahkeme iddianameyi geri iade ederse, (Bu ihtimal beklenmese de teorik olarak mümkün) tekrar savcılığın hazırlık yapması ve tekrar mahkemeye göndermesi gerekebilir..

Kaldı ki, mahkeme iddianameyi kabul etse bile bu nakıs bir iddianame olacak. çünkü, son gözaltına alınanlarla ilgili olarak ek iddianame hazırlanması sözkonusu..

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Ergenekon soruşturmasına ilişkin açıklamasında, davaya 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakacağını açıkladı. İddianamenin tamamlanan kısmı 441 klasör ve 2 bin 455 sayfadan oluşuyor. 48'i tutuklu, toplam 86 şüpheli var. Sanıklara “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti çalışamaz hale getirmek, patlayıcı atmak, Danıştay'a ve Cumhuriyet'e saldırıya teşvik etmek” gibi suçlardan dava açılıyor.

Konu ile ilgili sürpriz gelişme, özden örnek hatıralarının iddianameye dahil edilmemesi.. Savcı Engin, Nokta Dergisi'nde yayınlanan "darbe günlüklerinin" soruşturma kapsamı dışında tutulduğunu da özellikle açıkladı. Bu önemli. Peki niçin? Ciddiye alınmadığından mı, yoksa ayrı bir dava konusu mu olacak, bu belli değil.. Ama bir hukuk devletinde bunun aksi de sözkonusu olamaz. “Gördüm, biliyorum ve dava açmayacağım” demek için iddianın soruşturulduktan sonra ciddi bulunmaması gerekir..

MİT’in başbakanlığa gönderdiği 2004 tarihli istihbarat bilgilerinin iddianameye ne ölçüde yansıdığını, iddianame açıklandığında göreceğiz..

İddianamenin yine ilginç bir yanı ise, mahkemeye adı açıklanmayan 20'ye yakın gizli tanığın dinletilmek istenmesi.
İddianame açıklandıktan sonra, sürpriz gelişmeler, bilgi ve belgelerin, tanıkların ortaya çıkarak, dava süresince ek iddianamelerle davanın kapsamının genişlemesi, sanık ve tutuklu sayısının artması hiç de sürpriz olmayacak.
Bu konudaki tek endişe, o zaman bu davanın nasıl görüleceği ile ilgili.. Eğer bu dava genişlemeyecekse, o zaman ilişkilendirilmiş yeni, paralel davalar açılabilir.

Hatta göreceksiniz, bu dava kapsamında birçok davanın yeniden görülmesi gerekebilir.. Bunlar arasında mesela bizim Tolon davası da var. Hatta Erkaya davasının, 312 General davasının da yeniden ele alınması gerekebilir.. 312 General davasında “Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke”den söz ediliyor olması dava konusu edilmişti, daha şimdiden Erdil generallikten erliğe tenzili rütbe ettirildi.. Yani sonuçta iddia gerçek oldu. Bu durumda da 312 General davasındaki iddia havada kalmış oldu aslında..

Şemdinli davası da, Danıştay davası da bu ana davadan etkilenecektir..

İddianame açıklanana kadar tartışmalar devam edecek.

Dava hangi hızla görülecek bilmiyoruz, ama her duruşmada bu konu yeniden gündemin ilk sırasına oturacak..
Soruşturmayı 3 savcı yürüttü. 1 yılı aşkın sürede hazırlanan iddianame muhalefetin tepkisine sebeb olsa da, temiz eller operasyonunda hazırlık süresi çok daha fazla bir zaman almıştı.. Sanık sayısı, elde edilen belgeler, olayın vehameti ve mevcut durum göz önüne alındığında, bu süre içinde bu kapsamda bir iddianame hazırlanmış olması bile büyük bir başarı...

Biliyorsunuz, 36 kişi hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verilmişti.
İddianamede örgüt yöneticilerinin tüm suçlamalardan cezalandırılması istendi. Bu arada terör örgütü tanımına açıklık getirildi. Terör tanımı, Terörle Mücadele Kanunu’nda açıklandığı şekli ile ele alındı.
Son durum bu..

Ağustos ayı yaklaştıkça ve AK Parti davasının sonuçlarına, yerel seçimin yaklaşmasına bağlı olarak, siyasi gündem ısınmaya devam edeceğe benziyor..

Davanın açılması ile Türkiye’de yeni bir süreç başlayacak.. Ve o zamana çok kalmadı.

Sabır!

Selam ve dua ile..

VAKİT