Sabed Kur’an Seminerlerinde Tarık Suresi İşlendi

Aylık olarak gerçekleştirilen seminerlerin bu ayki konusu “İnsanın Yaratılış Gayesi Bağlamında Tarık Suresi” idi.

Sapanca’daki dernek merkezinde gerçekleştirilen semineri Ali Fuat Us sundu.

Seminerine, kendisinden önceki seminerlerde neler anlatıldığını hatırlatarak başlayan Us kısa notlar halinde öncelikle onları sundu:

İlk seminerimiz, Yılmaz Karakış kardeşimizin sunduğu “Hoşnutluk ve Haviye Gerçekliği ve Karia Suresi” konulu seminerdi.Bu semineri maddeleştirirsek:

1-Şiddetli bir sesle dünya hayatının sonunun gelmesi,

2-Hoşnutluk , dünya hayatının sonu ve cennet,

3- Rabbin hoşnutsuzluğu ve haviye(cehennem çukuru) gerçeği,

4-Kıyametin kopması ve topluca Allah’ın huzurunda bütün insanlığın kıyama durması,

5-Suredeki temel vurgu, Kıyamet ve sonrasındaki Ahiret hayatı şeklinde sıralanabilir.

Sonraki semineri “İnsanın Nefsine Karşı Şahitliği ve Kıyame Suresi” başlığı altında Süphan  Öztekin sundu.Bu semineri de

1-Nefsin sorgulanması ve yargılanması. Nefsin dünyalı olması.Nefsin ahirette kendisini sorgulamasının bir anlamının olmaması.

2- Nefsin kendi muhasebesinin tevhidi olması ve bu sorgulamada da vahyin hakem sayılması

3- Nefsin kendi yaptıklarına kendisinin şahit tutulması şeklinde özetleyebiliriz.

“Malın Tasarruf Hakkı ve Hümeze Suresi” diğer seminerimizdi. Yalçın Arıcıoğlu tarafından sunulan seminer

1-Bu surede ana vurgu ahiretin göz ardı edilip dünyaya meyledilmesidir. Yani, dünya sevgisinin baskın gelmesidir.

2-Yine surede iki karakter vurgulanmaktadır.

a)Takva, yani Rabbe karşı sorumluluk bilinci,

b)Fücur, yani dünyevileşme, Rabbe karşı sorumsuzluk,

3-İslam’da mal sadece Allah’ındır  şeklinde özetlenebilir.

Sonraki seminer Erol Ülgen tarafından sunulan “Vahyin Hatırlatan Vasfı ve Mürselat Suresi” başlıklı seminerdi.Bu semineri de şu şekilde özetlersek:

1-Vahyin mesajını yaydıkça yayanlar, yani hayatlarına geçirenler

2-Neşriyat tekrar diriliş. Surede vahyin, Hz. Peygamber’in peygamberliğiyle yeni bir ivme kazanması ve Allah’ın dininin sürekli zikredilmesi ele alınmış.

3-Dünya hayatının bir sonunun olduğu gibi, insan hayatının da bir sonu olacaktır.Hayatı bu bilinç üzere yaşamak gerekmektedir.

4- Allah’ın huzuruna ümmetler, kendi peygamberleriyle çağrılacaktır.Hiçbir ümmetin mazereti kabul görmeyecektir.

5-Kıyamet, vahiyle onu inkar edenlerin yüzleşecekleri bir  yer olacaktır.

Bir sonraki seminer “İnsanın önündeki Tuzaklar ve Kaf Suresi” başlığını taşımaktaydı.Yalçın Arıcıoğlu tarafından sunulan seminerin ana vurguları şunlardı:

1-Kaf suresinin ana konusu yeniden diriliş ve ahiret hayatıdır.

2-Allah Rasulünü inkar edenler, onu bile bile inkar etmektedirler.

3-İnsanı yönlendiren a)Aklı selim mi? b) Vahiy mi? c)Yoksa vesvese mi? İşte bu çok büyük önem arz eder.

4-İnsanın önündeki en önemli tuzaklar:

a)Akıl

b)Vesvese

c)Dünyanın hoş gösterilmesidir.

Hüseyin Bozkurt da “Rabb İçin Mücadele ve Beled Suresi” konulu semineri n sunumunu gerçekleştirdi.Bozkurt’un semineri de şu şekilde özetlenebilir:

1-Kutsal belde Mekke’ye yemin edilerek, insanın bir zorluk içinde yaratılışından bahsediliyor.

2- İnsan kendisini asla yeter olarak görmemeli.Rabbi tarafından türlü türlü imtihandan geçirildiğini asla unutmamalı.

Ali Fuat Us kendisinden önceki seminerlere ait notlarını paylaştıktan sonra kendi konusuyla ilgili olarak şunları söyledi:

Tarık suresi adını, “karanlığı delen yıldız” anlamına gelen “Tarık” kelimesinden almıştır.17 ayetten oluşan suremizin vahyin inişinin 4. Yılına denk geldiği rivayet edilmektedir.Surede, insanın yaratılışı, yapıp ettiklerinin kaydedildiği, öldükten sonra dirilmesi, inkarcıların tuzaklarının er-geç bozulacağı gibi konulara yer verilmiştir.

İlk ayette;

“Düşün gökleri ve gece vakti geleni” ayetini düşündüğümüzde, Tarık şeklinde Rabbimizin bildirdiği yıldız vahyin ilk muhataplarının aşina oldukları bir yıldızdır.Kur’an, bu şekildeki ifadeleri defalarca kullanmıştır.Mekke ortamının, o zifiri cahili karanlığını düşündüğümüzde, Rabbimizin vahyin ilk yıllarında bu sureyi indirmiş olması da vahye karanlığı delen bir yıldız gibi bir anlam yüklendiğinin kanıtı gibidir.Zaten ardından gelen ayette de “Tarık” ın ne olduğunun idrak ile bilinemeyeceği, onun “Delen bir yıldız” olduğu vurgulanmaktadır.

Surenin dördüncü ayeti de “Zaten hiçbir insan yoktur ki; ilahi gözetim ve koruma altında olmasın” şeklinde gelmektedir.İşte surenin girişini de vahiy bağlamında ele alırsak; “Vahiy, insanı hem korur hem de gözetir” şeklinde anlamak mümkün olmaktadır.

Daha sonra Us, seminerine şöyle devam ederek;

Surede 5. Ayetten itibaren insanın fiziki olarak neyden yaratıldığı ve 11. Ayetteki  “Düşün!” vurgusuyla da niçin yaratıldığı vurgulanmıştır diyerek Kur’an’daki insanın yaratılış gayesiyle ilgili ayetleri sıraladı:

Hicr/99: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et.”

Hac/77: “Ey Müminler!Rabbinize rüku ve sücud edin.Rabbinize tevhid ile ibadet edin. Hayır işleyin, umulur ki felah bulursunuz.”

Yasin/60-61: “Ey Ademoğulları!Şeytana tapmayın. O sizin için apaçık bir düşmandır diye açıklamadım mı?Bana itaat edin.İşte dosdoğru yol budur.”

Zariyat/56: “Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”

Bütün peygamberler Allah’ın vahyini insanlara ulaştırarak şahitliklerini yerine getirmişlerdir.Mü’minler de vahyin şahitliğini yapmakla emrolunmuşlardır.

Us daha sonra da tarık suresinin son kısmıyla ilgili olarak da şunları söyledi:

Rabbimiz 15. Ayette inkarcıların birçok tuzak kurduğunu bildiriyor.Ve de ardından gelen ayette de bu tuzakları boşa çıkaracağına yemin ediyor.Surenin, vahyin ilk yıllarında indiğini düşündüğümüzde, Rabbimizin öncelikle Hz. Peygambere dikkat telkin edilerek, ona ağır bir görev yükleyen Rabbinin onu yalnız bırakmayacağına dair de güven aşılanıyor.Fakat en son ayette gelen “O halde artık küfürde inkarda direnenlere mühlet ver, süre tanı” emriyle de Hz. Peygambere, vahyin şahitliğinin süreklilik arz etmesi gerektiği, o yüzden de hem vahyi insanlara ulaştırmada hem de vahye düşman kesilenlerle mücadelede bu şekilde hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Ardından seminer soru-cevap bölümüyle son buldu.Bir sonraki seminer  Ömer Faruk BEDİR tarafından “Peygamberlerin Uyarıcı Vasıfları Ve Kamer Suresi” başlığı altında 23 Haziran 2012 Cumartesi günü gerçekleştirilecektir. 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı