HAKSÖZ HABER
Danıştay tarafından alınana and kararı tartışılmaya devam ediliyor. Türkiye’de ne kadar vesayet meraklısı varsa and etrafında yaşanan tartışmalar turnusol işlevi gördü.
Kemalist, milliyetçi, liberal kesimden insanlar andın uygulanmasının durdurulmasını kabullenemediler. Baştan aşağı şirk kültürünün ürünü olan ve ırkçı-ayrımcı ifadeler barındıran and metnini savunanların temel itirazı şu şekilde: “Bu metnin neresinden rahatsız oldunuz?”
Neresinden rahatsız olmayalım ki! Andımız sanki Fatiha suresinin yapısı bozulmuş kötü bir Türkçe çevrisi gibi… Varlığını ve hayat gayesini bir kişi veya topluluğa adamak açık ve net şirktir!
Andımızı yürürlükten kaldıran karara itiraz eden Danıştay 8. Dairesi’nin kararını kimin temyize götürdüğünü hatırlamakta fayda var. Zira bu husus Sabah gazetesi yazarı Yüksel Altuğ için oldukça önem arz ediyor. Sabah gazetesi ve temsil ettiği politik konumlanış doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan merkezli bir zeminden güç alıyor. Ancak Danıştay 8. Dairesi’nin kararını temyize taşıyan da Cumhurbaşkanlığı. Altuğ topu Danıştay’ın son kararına atıyor ama bu kararın alınmasında temel etken hükümetin müspet tutumudur.
Özetle Erdoğan’ın e’sini duyduğunda hazır ola geçen basın yayın mensupları nasılsa and meselesinde kabadayı kesilmişler. Yüksel Altuğ, “Gelin de yasaklayan Andımız’ı” başlıklı yazısında, okurken kendisini ayrıcalıklı hissettiğini söylediği metnin yasaklanmasını kabul edememiş belli ki. Kendi kafasından inandığı şeyleri bütün bir memlekete icbar eden Altuğ, Türkiye’yi de kendisini Türk hissedenlerin ülkesi olarak tanımlıyor.
Bu nasıl bir mantıktır? O halde kendisini Türk hissetmeyenler ne olacak Sayın Altuğ? Sağa sola tehditler yağdıran siz onlar için hangi akıbeti uygun görüyorsunuz? Sabah gazetesinin muhafazakâr yazarları da bu konuda süt dökmüş kedi misali… Acaba gazetelerindeki gemi azıya almış olan laik yazarlara tek laf söyleyecekler mi?
Yazıya dönecek olursak Altuğ, her sabah evinin önünde kızıyla andımızı okuyacağını söyledikten sonra yazıyı şöyle bitiyor: “Kim yasaklayabilir ki, yüreğime kazınmış Andımız'ı?..” La havle… Siz kızınızla beraber istediğinizi okuyun sayın Altuğ! İsterseniz her sabah tam tam dansı da yapabilirsiniz. Ama bunu sizin gibi düşünmeyen insanlara dayatamazsınız! Bunu anlamak bu kadar zor mu gerçekten? Yoksa ‘andcı’ tipler de anlama zorluğu mu var?!