Üzerinde fazla düşünmeye gerek yok. Bu sorunun çok kolay bir cevabı var:
Partinin başına, Erbakan'ın soyundan olan yiğit delikanlı, geleceğin büyük lideri, Türkiye'nin yeni umudu, imam hatipli Fatih Erbakan geçer, kavga biter.
Başka ne bekliyorsunuz ki?
Ne yani, elleriyle kurduğu, doğurduğu, emzirdiği, kuş sütüyle ve tüyüyle besleyip büyüttüğü partisini, Numan Kurtulmuş gibi referandumda "evet" oyu vermiş birisine teslim edecek hali yok ya!
Kapatır daha iyi, hatta kapattırır!
Hoca, daha önce kurduğu çok sayıda partiyi kapattırma maharetini göstererek kendisine oy veren kitlelerin oylarını denize dökmeyi başarmış bir liderdir.
Bendeniz, Erbakan'ın partisinin başına kendisinden sonra Fatih Erbakan'ı geçireceğini defaatle yazmış birisiyim.
Ama sakalım yok ki, sözüm dinlensin.
Fatih Erbakan konuşmalarıyla partiyi sahiplenmiş, "Bu parti muhterem babamın partisidir" deme basiretini göstermiştir de.
"Yok canım, Erbakan Hoca Emevi hanedanından değil. Partiyi oğluna bırakıp da kendine küfrettirmeyi göze alacağını sanmam" diyenler...
N'oldu?
Var mı Fatih Erbakan'dan başka genel başkan adayı?
Erbakan kendisi mi aday olacak kongrede?
Oğlunu ne günlere büyüttü?
Hatta oğlu olmasaydı, hasbelkader kızlarından birini geçirirdi partinin başına. Kızlar olmazsa damatlardan birini seçtirir yine de Numan'a ve arkadaşlarına yar etmezdi partisini.
Bu gibi liderlerde "evlat ve damat sevgisi" konusunda ilginç bir Emevileşme var.
Sorun bu işte!
Bu parti Erbakan ailesinin mi yoksa bu partiye oy veren seçmenlerin mi?
Neyse, Erbakan ve ailesi cephesinde durum belli de Numan Kurtulmuş ve arkadaşları şimdi ne yapacak?
Numan Bey dün muhafazakâr gazetecilerin karşısına geçti ve onlara "Bundan sonra ne yapalım" diye sordu.
Herkes kendi fikrini söyledi.
Her ne kadar "yeni bir parti kurma yolundalar" izlenimi verseler de, demek ki daha ne yapacaklarına kesin karar vermemişler!
Saadet'de mi kalacaklar?
AK Parti'ye mi geçecekler?
Yoksa yeni bir parti mi kuracaklar?
Ben fikrimi orada söylemedim, burada yazayım:
Bugüne kadar olağanüstü bir dönem dışında partiden kopup da yeni bir parti kurarak başarılı olmuş kimse olmadı. Partiyi terk edip dışarıdan muhalefete başlayınca biraz hariçten gazel okunmuş gibi oluyor.
Kalın ve mücadele edin!
Ahmet Taşgetiren'in orada söylediği gibi, Erbakan hoca kendisi aday olsa bile onun karşısında risk almaya değer.
Yeni parti kurulsun diyenler "bu durumda AK Parti'den farkın ne olacağının ortaya konulması gerektiğini" söylediler ve artık Saadet Partisi'nde "Erbakan kültü ile akılcı, rasyonel siyaset üretebilme zemininde buluşulacağını sanmıyoruz" dediler. Bunu söyleyen Nihal Bengisu Karaca.
Yani "Artık Saadet Partisi'nden bir hayır çıkmaz."
AK Parti'ye geçilsin diyenler ise "yeni kurulacak bir partinin AK Parti'den farkı olmalı ki, ona muhalefet edebilsin, bu mümkün olmayacaksa AK Parti'ye geçilmeli" görüşündeler.
Acaba yeni bir parti kurulsa AK Parti'den farklılığı mı yoksa Saadet'ten farklılığı mı vurgulamak daha önemli olur?
Mevcut iktidar, iktidarın kısmi nimetleriyle meşgul olurken, aile çözülüyor, üniversite gençliği çözülüyor, ahlak elden gidiyor, dolayısıyla yeni bir parti kurulsun ve parti "ahlak, adalet, özgürlük" üç ayağı üzerine oturtsun.
Ama salondaki genel rüzgar "Yeni bir partinin pek heyecan vermediği" yolundaydı.
Şunu gördüm:
Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının artık Saadet'le bir arada olmaları mümkün görünmüyor.
Erbakan'ın bu ekibe karşı harekete geçmesinin sebebi referandumda "evet" oyu vermeleri...
Numan Bey diyor ki: "Evet dedik böyle oldu, bu yaşadıklarımız "evet" dememizin cezası... Biz "evet" vermeseydik, "hayır" çıkma ihtimali yüksekti..."
Bir de "Biz artık 28 Şubat artıkları ile siyaset yapamayız..." sözü var ki, Kurtulmuş'a göre 27 Nisan sürecinde Saadet'in "çatı parti" olması yolunda toplantılar olmuş!
Vaaaay, büyük iddia!
Çıkar bir gün ortaya gerçekler.
Tabii Numan Bey ve arkadaşlarına "Yeni mi anladınız" demek isterdim.
Siz ki hocanın dizinin dibinde büyüdünüz, nasıl oldu da onu tanıyamadınız?
BUGÜN