Selahaddin E. Çakırgil, gündemi değerlendiriyor:
Türkiye, kendi hava sahasının Suriye sınırında Rusya tarafından tekrar ihlal edildiğini bildirdi, 30 Ocak günü.. Yapılan resmî açıklamada, ‘İhlal öncesinde Rusya uçağı Türk hava radar unsurlarınca defalarca rusça ve ingilizce olarak ikaz edilmiştir.’ deniliyordu. Ve NATO da, Rusya’nın Türkiye hava sahasını ihlal ettiğini bildirerek, Rusya’ya ihtarda bulunmuş, dostlar alışverişte görsün misali..
Rusya ise, ‘Türkiye’nin ihtarda bulunmasının teknik olarak mümkün olmadığı ve ancak cahilleri kandırmaya yönelik olduğu’ gibi tuhaf bir açıklamada bulundu. Yani, taammüden, önceden planlı cinayet işleyen kaatiller misali, suçunu hukukî olarak nasıl savunacağını önceden hesablamış..
Tayyîb Erdoğan, ‘Putin krizi tırmandırmak istiyor; devam ederse, bedelini öder.’ dedi. Ancak, bu bedel nasıl ödetilir, orası meçhul.. Putin’in ise, daha geçenlerde, ‘Ben St. Petersburg sokaklarında, çocukluğumda şunu öğrenmiştim. Bir kavga kaçınılmazsa, ilk yumruğu sen atacaksın..’ dediği unutulmamalı..
NATO, bu ilk yumruğun atılmasını bekliyor gibi..
Türkiye ateşe atıldıktan sonrası mı.. Onu da NATO, kendi menfaatlerine göre sonra düşünür.
(...)