Taha Akyol’un Karar’da yayımlanan konuyla alakalı yazısı (22 Ekim 2019) şöyle:
Suriye’deki Rusya
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşecek. En önemli konu tabii Suriye ve terör meselesi…
Yeni durum, ABD ile yapılan anlaşmadan sonra, güney sınırlarımızın güvenliğinde Rusya’nın rolünün çok daha artmış olmasıdır: Rusya YPG’nin Esat’la ittifak yapmasını sağlamıştır. Esat Türkiye’ye karşı kinle doludur. Ankara, sınır güvenliğinin sağlanmasında YPG’yi ve Esat’ı Moskova üzerinden etkilemeye daha bir ihtiyaç duyacaktır.
Rusya ile ilişkilerde önümüzde şu soru var: Esat’la YPG’yi Rus şemsiyesi altında toplayan Moskova kazandığı bu inisiyatifi nasıl kullanacak?
Tabii ki öngörülebilir vadede Türkiye’yi rahatsız etmeyecek şekilde kullanacak...
Ama uzun vadede? Bunu bilmiyoruz!
SOÇİ’DE KRİTİK GÜNDEM
ABD ile varılan anlaşmada Fırat’tan Irak sınırına kadar 444 km. uzunluğundaki bir bölgeyi YPG’nin terk etmesi kararlaştırıldı. Fakat Türkiye’nin kontrolündeki “güvenli bölge”, Barış Pınarı harekatıyla askerin denetim sağladığı Tel Abyad ile Resulayn arasında 120 km. uzunluğunda bir alandır.
Kalan 324 km. uzunluğundaki geniş alanda, başta Ayn el-Arab (Kobani) ve Kamışlı olmak üzere YPG’nin yönetim kurduğu veya mevzilendiği çok önemli yerler vardır. Bu akşama kadar buralardan da çekilmeleri gerekiyor.
Fakat bu arada Moskova, Esat rejimiyle YPG’yi anlaştırdı. YPG’nin kendi kaleleri haline getirdiği Kobani ve Kamışlı’da PYD ile birlikte hem rejim kuvvetleri hem Rus askerleri var!
Fırat’ın batısındaki Mümbiç’te de durum böyledir; Rus askerleri, Esat güçleri ve silahlı YPG unsurları birlikte bulunuyorlar.
Rusya ve Esat buralardan YPG’yi kesin ve kalıcı olarak çıkaracak mı?
Bugünkü Soçi görüşmesinin en önemli gündem maddelerinden biri bu.
Erdoğan, Irak sınırına kadar 444 km. uzunluğundaki şeritte 12 gözlem noktası kuracağımızı açıklamıştı.
Moskova sık sık Türkiye ile Suriye arasındaki 1998 tarihli “Adana Mutabakatı”na atıfta bulunuyor. Fakat bu mutabakat Türkiye’nin kuzey Suriye’de 12 gözlem noktası kurması gibi bir madde içermiyor! Putin şimdi bunu kabul edecek mi, Esat’a kabul ettirecek mi?
MOSKOVA YPG’Yİ KORUYOR
Barış Pınarı devam ederken, Şam yönetimine yakın El Mayadin televizyonunda Şam’ın SDG (YPG) ile anlaştığı, Esat kuvvetlerinin Mümbiç’e girmekte olduğunu açıkladı.
Erdoğan defalarca Türkiye’nin Mümbiç’e de operasyon yapacağımızı söylemişti, bunun önünü kesiyorlardı.
Aynı gün SDG (YPG) ‘’Türkiye’nin saldırganlığına karşı koymak için, ülkenin sınırlarını ve egemenliğini korumakla görevli olan Suriye hükümetiyle anlaştık’’ diye açıklama yaptı! (13 Ekim)
Ertesi gün Suriye Devlet televizyonu, YPG’nin kontrolündeki yerlere Suriye ordusunun girmeye başladığını duyurdu. Kamışlı ve Haseke’de YPG’liler resmi binalara Suriye Cumhuriyeti bayrağını çekerken poz veriyorlardı. (14 Ekim)
Üç gün sonra Rus Dışişleri Sözcüsü Zaharova, Barış Pınarı sürecinde “ciddi şekilde tırmananan gerilim”den bahsederek, “Şam, Suriye ile Türkiye arasındaki sınırın kontrolünü ele almalı” diye açıklama yaptı.
YPG’nin Şam’la birleştiği, Şam’ın da Moskova’ya bağlı olduğu bir tablo Türkiye için ne kadar güven vericidir? Esat, elindeki bu terör örgütünü, babasının yaptığı gibi, Türkiye’ye karşı ileride tehdit aracı olarak kullanmaya kalkmaz mı?
Keşke Arap Baharı’ndan sonraki siyasetimiz o kadar coşkulu değil, biraz ihtiyatlı ve esnek olsaymış, değil mi?
PUTİN RUSYASI
Erdoğan bütün bunları Putin’le görüşecek; bir olumsuzluk olacağını sanmıyorum fakat uzun vadeli konularda çok dikkatli, hesaplı olmak lazım.
Putin çok konuşmayan, ikide bir tivit atmayan, elindeki kartları erken açmayan, hesabi bir lider. Rusya’yı Moskova Knezliğinden imparatorluk haline getirmiş büyük Çarları ağzına aldığını ben görmedim. Ama ilan edilmemiş bir imparatorluk siyaseti güdüyor.
Ukrayna siyaseti, Kırım’ı ilhak etmesi, Rusya’yı “Sıcak Denizler”e ulaştırması, savunma ve donanma bütçelerini şişirmesi onun “güç” odaklı bir siyaset anlayışına sahip olduğunu gösteriyor.
Siz hiç “Rus ekonomisinin rekabet gücü” diye bir şey duydunuz um? Ama Rus askeri gücü apaçık ortada.
Rusya ile siyasi ve iktisadi ilişkilerimiz çok iyi olmalı. Soçi görüşmelerinin çok iyi geçmesini yürekten diliyorum. Ama Rusya’ya “stratejik ortak” diye bakmanın ihtiyatsız bir tavır olduğu da apaçık ortada.