Özgür-Der Üniversite Gençliği Dicle Üniversitesinde bugün saat 12:30’da Fen Fakültesi önünde toplanarak Halep'teki hastanelere, kadınlara, çocuklara, bomba yağdıran Esed rejimini, destekçileri olan işgalci İran, ABD, Rusya ve Hizbullah’ı kınadı.
Programın sunuculuğunu yapan Muhlis Kılıç: “Zalimlerin yapmakta olduklarından Allah’ı habersiz sanma! Onları ancak, gözlerin yuvalarından dışarı fırlayacakları bir süreç için erteliyor.”(İbrahim 42) Ayetini hatırlatarak eyleme başladı. Daha sonrasında gündem değerlendirmesini yapmak üzere Hakan Kılıç’ı çağırdı. Kılıç konuşmasında şu noktalara değindi:
Malumunuz Suriye’de 6 yıldır devam edile gelen savaşta birçok katliam gerçekleştirildi ve bu katliamın bilançosu olarak 400 binden fazla sivil halk katledildi. Son bir haftadır Halep’e 200’e yakın uçak seferi ve bombardıman düzenlenerek bu katliamlara devam edilmekte.
Avrupa’da 3-5 adam öldüğünde başkentleri seferber eden, dayanışma sergileyen batılılar kan akıtma devam ediyor. Coğrafyamızda olup biten katliamlara batı medyası ise tamamen lal kesilmiş durumdalar. Batıda barış nidaları atanlar Suriye de ölen onlarca kadın, çocuk katliamlarına karşı tek kelime dahi etmemektedir.
Bizleri her türlü zorluğa mahkûm edebilirler ancak direnişimizi bitiremezler. Şunu biliyoruz ki rabbimizin yardımı direnenler ile beraberdir.
Bizler de burada Ya Rab diyoruz Halep’te, Hama’da, Humus’ta, Mısır’da, Filistin’de, Orta Afrika’da, Patani’de ve yeryüzünün zulüm altında olan diğer yerlerinde mazlumlara yardım eyle, zulmedenleri helak eyle, oyunlarını boşa çıkar.
Selam olsun zalime karşı kıyamda duranlara,
Selam olsun mazlumun yanında saf alanlara,
Selam olsun Bilad-ı Şam’ın yiğitlerine,
Selam olsun halebin yiğitlerine.
Ardından Muhlis Kılıç, İrfan Tanrıverdi’yi basın açıklamasını okumak üzere çağırdı.
Basın açıklamasının tam metni:
Bismillahirramanirrahim
Tüm zorluklara tüm baskılara yokluklara ve imkânsızlıklara rağmen kararlı bir şekilde süren Suriye kıyamı adeta destanlaşan bir direniş olmaya devam ediyor.
Zulüm ve gaddarlığı kelimelerle izah edilemeyecek, işkence ve katliamlara dair fotoğraflarına bakmaya bile dayanamadığımız derece de vahşi bir rejime yani Esed diktatörünün liderliğindeki Baas rejimine karşı, Suriye’de ki halk tarafından 15 Mart 2011’de Derea’da başlatılan direniş, 6. Yılınca yılına girdi.
Ancak 6. Yılına giren bu direniş Suriye de sadece nizamla mücadele etmekle kalmıyor, aynı zamanda bütün yerli ve küresel şer odaklarıyla mücadele etmeye çalışıyor. Suriye de izzeti zillete tercih edip kıyama kalkan Suriye halkı kıyamın başladığı günden beri çok zor ve kısıtlı imkânlarla mücadelesine devam ediyor.
4 günden beridir Rusya ve işbirlikçileri tarafından havadan ve karadan yoğun bir şekilde bombalanan Halep şehrimiz bütün zorluklara rağmen direnmeye devam etmektedir. Rusya’nın bütün dünyanın gözü önünde Halep’te gerçekleştirdiği bu insanlık dışı kıyım ve katliama ne yazık ki bütün insanlık dilsiz ve sağır kesilmiştir.
Dün Suriye’ye iyice yerleştikten sonra bir anda tüm dünyada Suriye’den çekiliyor algısı oluşturmayı başaran emperyalist Rusya’nın bu adımının taktik bir çekilmeden ibaret olduğunu biliyorduk. Nitekim son günlerde kanlı elleri, ölüm ve vahşet saçan hava bombardımanıyla Halep’in üzerine yeniden üşüşmesi bu kısmi çekilmenin sadece bir göz bayama taktiğinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Emperyalist Rusya neden Esed ve İran çaresiz kalınca milyon dolarları göze alarak havadan imdatlarına yetişiyor? Ve neden Halep?
Çünkü Halep karadan İslami direnişin kalesi konumundadır. Esed ve hain İran yetersiz kaldığı her durumda emperyalist Rusya yine imdatlarına yetişmiş ve stratejik Türkmendağı bölgesini ele geçirerek Halep’te direnişi boğmayı yeğlemişti. Ama Allah’a şükür İslami direniş güçlerinin gücünü öncelikle imanından alan kararlı duruşuyla bunu başaramamıştı.
Ve aynı Rusya bugün yine sahnede. Yine Halep’te ve bu kez açıktan açığa kadın-çocuk, genç-yaşlı, sivil-silahlı hiçbir unsur arasında ayrım gözetmeyeceğini ortaya koymaktadır. En son bir hastaneyi vurarak içerideki tıbbi personel ve hastaların başına yıktı. Vahşet çetesinin önde gideni Rusya bu katliamında Halep’in tek çocuk doktoru Muhammed’i de şehit etti. İslam tarihinde ilk kez Halep’te Cuma kılınamamıştır.
Evet, Halep yanıyor hem de tüm dünyanın gözü önünde. Cenevre’de sözde barış maskesi takanlar ve masada Esed’li geçişi dayatmaya çalışan ahlaksız, ikiyüzlü ve vicdansız “küresel sorun çözücüler”den merhamet bekleyen yok!
Zalimler, katiller, ikiyüzlüler eninde sonunda yenilecektir! Elbette bir gün Esed despotu da tarihin lanetli çöplüğündeki yerini alacaktır. Esed ve avenesi İran, Hizbullah, Rusya ve bilumum yalakaları bugün olmasa bile yarın ukbada mutlaka ama mutlaka ateşi boylayacaktır! Ve güzel akıbet elbette her koşulda hakkı ve adaleti ayakta tutmaya azmeden anın şehitlerinin; rabbe, insanlığa ve eşyaya karşı sorumluluk bilincini kuşanan muttakilerin olacaktır!
Ey aziz Halep halkı, alçakça ve şerefsizce bombardımanlara ve dünyanın ikiyüzlü tutumuna rağmen şehadet kefenini kuşanarak mevzii terk etmeyen onurlu halk ve siz ey kararlılıkları, fedakarlıkları ve adanmışlıklarıyla göz dolduran Allah yolunun adanmış erleri; Müsterih olun, sabır edin ey Halep halkı; Allah’a andolsun ki cennet sizi bekliyor! Ve düşmanlarınızı cehennem!
Selam olsun; Halep’e, Şama, Deraya, Hamaya ve İdlip’e!
Selam olsun izzetiyle direnip Cennet’e talip olan Bilad-ı Şam’ın yiğitlerine!