Haksöz Haber
Üçü de anti-emperyalist; yani Ortadoğu coğrafyalarını ve dahi Suriye’yi emperyalist çizmelerin kirletmesine karşılar! “Kahrolsun Emperyalizm ve Yerli İşbirlikçileri” mottusunun da yegâne sahiplenicileri onlar! Senelerdir yansıttıkları tablo bu. Ha bir de ABD’nin “Ilımlı-radikal fark etmez İslâmcıları desteklemelerine ve İslâm coğrafyalarında sol-sosyalist halkçı hareketlere karşı kullanması”na karşılar!
Durdukları pozisyonun “ahlak ve tutarlılığ”ını asıl bu nokta oluşturmakta. ABD ve Batı emperyalisttir; ve bu emperyalizm İslâmcıları büyütmektedir; Rusya ve Çin ise bu oyuna gelmeyen, bu oyunu bozmaya çalışan yegâne güçlerdir!
İşte bu duruş onların kalpleri ve zihinlerinde Rusya ve Çin’in aklanıp paklanmasını, Kaddafi, Sisi, Esed gibi diktatörlerin ve dahi İran gibi aktörlerin kahramanlaştırılıp anti-emperyalist nişanıyla ödüllendirilmelerini sağlamakta.
Aslında bu “masum” ve “onurlu” duruşun bir başka müsebbibi de Kemalizm. Kemalizm ortak paydaları. Dahası; Kemalizmden mülhem İslâm düşmanlıkları. “ABD İslâmcıları destekliyor.” iddiaları, aslında ABD nefretlerini fersah fersah aşan bir İslâm düşmanlığının uzantısı. Rusya’nın ve Çin’in sosyalizmi mi yoksa İslâm’a ve İslâmcılara açtığı savaşla mı ilgileniyorlar diye sorulsa ikincisi elbette baskın gelir. Zira her ikisinin de sosyalistliklerinin yerinde yeller estiğini gayet iyi biliyorlar.
İşte bu İslâm düşmanlığı, onları İslâm coğrafyalarındaki diktatörler ve onlara destek verenlerle de dost kılmakta. İslâm düşmanlığıyla bulaşık AK Parti düşmanlıkları, iç ve dış herhangi bir gelişmede duruşlarını “tutarlı kılan” yegâne mihenk taşı. Maskelerinin düştüğü zannedilen her gelişmede bir yenisine sarılabilmekteki maharetleri bunun göstergesi.
İşte Suriye’deki son gelişmelere ilişkin yorumları ve manşetleri. Sanki Rusya yıllardır Esed ve İran’ın arkasında değildi. Peki, bunlar için yeni olan ne? Yeniymiş gibi yansıttıkları husus, Türkiye’nin tezlerinin kabul görecek olmasından duyulan korkunun izalesi ve ABD’nin sadece IŞİD’e değil, IŞİD ile savaşan direnişçilere yönelik yeterli saldırıda bulunmaması. Esed’in zorlandığı noktalarda gereken yardımları ulaştırmaması, hatta Esed’in ve İran’ın irtifa kaybettiği alanlardan ABD ve Türkiye’nin sorumlu tutulması. İşte Rusya’nın müdahalesi onlara göre buna bir itiraz teşkil etmekte! Çok iyi biliyorlar ki Rusya müdahale etmeseydi güvenli bölge konusu doğal akışı içerisinde masadan sahaya inebilecek, rejimin güvenli addedilen bölgeleri direnişçilerce daha da kuşatma altına alınacaktı.
Onlar, Türkiye’nin (AK Parti) ve “cihadçı teröristler”in(!) yenilgisiyle ilgililer; Rusya’nın ve Rusya-ABD’nin Suriye ile ilgili gelecek senaryoları ve Suriye halkı zerrece kendilerini ilgilendirmemekte. Tıpkı mülteciler konusundaki ikiyüzlülükleri ve popülizmleri gibi.
Attıkları manşetler ve yaptıkları yorumlar Rusya’nın non-emperyalist (terim bize ait; yani emperyalist olmayan müdahale) müdahalesyle birlikte artık Suriye’nin (Esed’in) kurtuluşa ereceği; “cihadçı teröristler”in sinek gibi avlanacağı; Suriye’nin bütünlüğünün işte asıl şimdi sağlanacağıyla(!) ilgili.
Bu meyanda Birgün gazetesi “Rusya cephede” derken ve “cihadçıları vurması”nı gurur ve memnuniyetle duyururken; habere “ABD’nin Suriye sahasından geri çekilmesi gerektiği” tehdidini(!) de eklemeyi uygun görmüş!
Cumhuriyet “Türkiye için tam bir felaket” sürmanşetine “Esed’in güçleneceği” müjdesini eklemiş. Tabî “güvenli bölge hayalinin suya düşeceği”ni de.
Aydınlık’ın sürmanşetine göre ise “Suriye birliğini yeniden kuruyor”muş! “Rusya’nın müdahalesiyle moraller yükselmiş, umutlar daha bir artmış!”.
Kim direnişçilerin canını daha fazla yakıyor ise, kim Türkiye’nin tezlerinin çökmesi için elini taşın altına koyuyor ise, kim Esed gibi diktatörlerin ayakta kalması için hakiki bir gayret sarfediyor ise, bu mahfiller onun safında, onun ilkelerinin bekçiliğini üstlenmiş hâldeler! Tıpkı Mısır konusundaki Mursi karşıtlıkları, Sisi ve ordu yanlısı tavır, tutum, manşet ve sürmanşetlerinde olduğu gibi!
Mottoya itirazımız yok! Tüm Ortadoğu halkları ve özelde Suriye halkı için daha bir gür sesle, aşk ve şevkle dillendirilmeli:
“Kahrolsun emperyalizm ve yerli işbirlikçileri ve onların Sol-Sosyalist-Komünist-Anarşist-Kemalist savunucuları!”.