Akif Beki tarafından kaleme alınan ve bugün Karar gazetesinde “Esad’ın Katliam Ruhsatı Afrin Olamaz” başlıklı yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:
Türkiye’nin Astana dostları, başları sıkıştıkça Afrin kozuna başvuruyor.
Hemen akıllarına, Türkiye’nin Afrin’i Esad’a devretmesi gerektiğini söylemek geliyor.
Hani tam da Duma’dan, Doğu Guta’dan kimyasal vahşet fotoğrafları gelirken... Esad rejimi, karambolde sivilleri katletmeye devam ederken...
Ne demeye Doğu Guta yerine Afrin’i gündeme getirdiklerini sormazsınız herhalde.
Fakat sandığınızdan biraz daha derin galiba mesaj.
Asıl konuşulması gerekeni konuşturmamak, odak kaydırmak, Esad savaş suçlarını rahat işlesin diye gözleri başka yöne çevirmek, hunharlığın üstünü örtmekle sınırlı değil gibi.
Suriye masasındaki çözüm ortakları Tahran ile Moskova, sanki Ankara’ya karşı Afrin kartını kullanmayı alışkanlık haline getiriyor.
Ne zaman Esad infial uyandırsa baş hamileri Rusya ve İran, Afrin silahına sarılıyor. Yumuşak karın, zayıf nokta bellemiş gibi orayla oynamaya kalkıyorlar.
Afrin üzerinden Türkiye’yi sıkıştırma, iradesini esir alma taktiği diyelim.
İstiyorlar ki...
Batı’ya demediğini bırakmasın Ankara...
“Suriyeli çocukların kanı ellerinize bulaştı, yazıklar olsun” diye Batı’yı haşlasın...
Esad’ın caniliklerine sesi çıkmıyor, seyirci kalıyor diye Batı’yı suçlasın, dövmekten beter etsin, şamar oğlanına çevirsin...
Ama dönüp kendilerine tek laf etmesin, üzerlerine bir damla kan bulaştırmasın, Rusya’yla İran’ı bu işe karıştırmasın, Afrin’de hava sahasını açmalarının diyetini böyle ödesin...
***
Türkiye’nin mücadelesiyle kendilerinin sözüm ona terörle mücadele iddiasını bir tutuyorlar.
Doğu Guta’yı güya teröristlerden temizlediklerini söylüyorlar.
Ankara da bunu böyle kabul etsin. Esad’a muhalif tek Allah kulu bırakmama katliamlarına göz yumsun. Rejime direnen köy kasaba ne varsa yakıp yıkma, taş üstünde taş bırakmama, karşı gelen kimseye hayat hakkı tanımama harekatlarını terörle mücadele saysın, görmezden gelsin bekliyorlar.
Esad’ın günahlarının hesabını sordurmadıkları gibi, üste bir de alacaklı duruma geçip Ankara’yı borçlu çıkarıyorlar.
Trump, bozuk ağzıyla “Hayvan” demiş Esad’a. Fransa BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırmış.
Yine de...
Resmi medyasıyla Afrin harekatını karalayan, TSK’yı sivilleri katletmekle, Kürtlere saldırmakla suçlayan Tahran’a bir şey denmesin de...
Afrin’de sivil ölümleriyle ilgili kaygı belirten, dikkat uyarıları yapan Batı, Doğu Guta’ya gelince niye sessiz diye yerden yere vurulsun, Esad’ın suçlarından sorumlu tutulsun, döktüğü kan üstlerine sıçratılsın istiyorlar.
Ama yanılıyor Astana müttefikleri, ne Afrin Esad’ın güvencesi ne de bu sürdürülebilir bir denklem.
Afrin’i istismar ederek ellerindeki kanı yıkatamaz, sanki kendileri tarafından korunmuyormuş gibi Esad’ın suç ortaklığını Batı’nın üstüne yıktıramazlar.
Bu fırsatçılığın ekmeğini uzun süre yiyemezler.
Derim ki Afrin şantajına fazla güvenmesinler.
‘Yoksa çekilip kenti Esad’a terk etmeye zorlarız sizi ha’ tacizleriyle Türkiye’yi Esad’ın suçsuzluğuna ikna edeceklerini düşünmesinler.
Astana ittifakını çatırdatmak niyetinde değillerse tabii.