‘Rusya, Türkiye’ye bağımlı hale geldi’

Rusya’nın en etkili gazetelerinden Kommersant’ta Marianna Belenkaya imzasıyla yayımlanan analizde, Moskova'nın Ankara ile iyi ilişkilere gereğinden fazla bağımlı hale geldiğini belirtiliyor.

Rusya merkezli Kommersant gazetesinin, Türkiye-Rusya ilişkilerinde 2020’deki gelişmeleri değerlendirdiği analizi turkrus.com sitesinde özetlenerek aktarıldı. Marianna Belenkaya imzalı analiz ve uzman görüşlerinde Rusya’nın Türkiye ile ilişkilere bakışını inceleyen önemli değerlendirmeler söz konusu. Birçok çatışma bölgesinde karşı taraflarda yer alan Türkiye ile Rusya aynı zamanda tarihsel olarak da oldukça çatışmalı bir maziye sahip. Gerilimli ilişkide iki tarafın da kazanım ve kayıpları olmakla birlikte Rusya bir şekilde belirleyici olmaya devam ediyor. Haksöz Haber okurları için iktibas ediyoruz.


"Rusya, bağımlı hale geldi"

Rusya ve Türkiye bu yıl beklenmedik şekilde yeni bir iş birliği düzeyine ulaşarak, bölgesel iş birliğini Suriye’den Libya ve Dağlık Karabağ’a kadar genişletti. Bu diyaloğun sıcak noktalar konusunda yoğunlaşması, Brüksel’de ciddi endişelere yol açtı. Brüksel, Moskova ile Ankara’nın Akdeniz’de etki alanlarını paylaşacaklarından şüphelendiler. Aynı zamanda Washington, Rusya ve İran’ın Türkiye'nin doğal düşmanları olduğundan emin.

Donald Trump’ın yönetiminde ABD bu kartı oynayamadı. Burada soru, Başkan Joe Biden’ın yönetiminde durumu kendi lehlerine değiştirip değiştiremeyecekleri. Moskova için bu, en olumsuz senaryolardan biri.

Zira Türkiye ile yakın koordinasyon, bir yandan Rusya’nın çatışma bölgelerinde etkisini artırmasına olanak sağlarken, diğer yandan Moskova’yı Ankara ile iyi ilişkilere gereğinden fazla bağımlı hale getirdi.

Ankara ile Moskova’nın Suriye, İdlib ve Kürtler konularında önceki anlaşmaları gibi, Mart ayındaki anlaşmaları da hala tam anlamıyla hayata geçirilemedi.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Moskova ile Ankara’nın Suriye, Kafkasya ve Libya’da etki alanlarını paylaşmak konusunda anlaştıklarını ileri sürdü.

Ancak Moskova, Ankara’nın çıkarlarının Rusya’nın sınırlarına oldukça yakın olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Rusya ve Türkiye için yeterli alan olup olmadığı sorusunu sormadan edemez.

Ankara, Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını tanımadığını Kiev ile ikili temaslarında sıkça ifade ediyor ve Kırım Tatarlarının durumundan duyduğu endişeyi sürekli dile getiriyor.

Ukrayna ile Türkiye arasında askeri-teknik iş birliği alanında artan temas da Moskova’nın öfkesine neden oldu.

Aralık ayında iki ülke (Türkiye ve Ukrayna) Ukrayna ordusunun ihtiyaçları için korvet ve SİHA üretimi konusunda anlaşma imzaladı.

Kommersant’a değerlendirmede bulunan Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü öğretim görevlisi Pavel Şlıkov, Erdoğan’ın yakınlaştığı Pantürkizm fikirlerine dikkat çekti.

Rusya ile Türkiye’nin yakınlaşmasının itici gücünün Batı karşıtlığı ve AB ile ABD’nin yaptırımları olduğunu belirten uzman, diğer yandan Ankara’nın bölgesel gündemle ilgili kendi vizyonunu dayatmaya çalışmasının üzücü olduğu, ancak Rusya’nın şu ana kadar bu durumu lehine çevirmeyi başardığı değerlendirmesini yaptı.

Fakat bu durumun her an tersine dönebileceğini belirten Şlıkov, ‘Erdoğan’ın, özellikle erken seçim durumunda seçmenlerden puan toplamak için ne kadar ileri gidebileceğini bilmiyoruz’ ifadesini kullandı.

Şlıkov, uçak krizinin ardından Moskova ile Ankara’nın bölgesel güvenliğe ağırlık verilen yeni bir iş birliği modeli geliştirdiğine işaret ederek, iki ülkenin bu alanda birçok konuda uzlaşma sağlayamamasını ise ‘paradoks’ olarak değerlendirdi.

Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü (MGİMO) öğretim görevlisi Maksim Suçkov ise ABD’deki yeni yönetim sonrası Ankara ile Washington arasında yakınlaşma girişimleri olacağına dikkat çekerek, Batı’nın, Rusya, radikal İslam ve Orta Doğu’dan mülteci akışına karşı duran bir Türkiye’yi tercih edeceği yorumunu yaptı.

Kaynak: turkrus.com

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!