Moskova, beklendiği gibi, soğuk savaş dönemi müttefiki ve hiç bir zaman desteğini eksik etmediği Şam rejiminin arkasında durdu. Bir yandan silah satışını ve askeri danışmanlık desteğini artırırken, diğer yandan uluslararası arenada ve BM’de Esed aleyhinde her hangi bir adımın atılmasını engelledi.
Esed güçlerinin son dönemde sahada gerilemesi ve birçok bölgeden çekilmesi Rusya’yı harekete geçirdi. Moskova geçtiğimiz ay, Suriye’nin sahil kenti Tartus’ta yer alan deniz üssüne yakın Lazkiye'de bir hava üssü daha kurdu ve oraya hem savaş uçakları hem de 500-1000 arasında asker gönderdi.
Suriye'deki askeri varlığını güçlendiren Rusya geçtiğimiz hafta Bağdat’ta İran, Irak ve Esed ile ortak bir istihbarat toplama ve koordinasyon merkezi kurdu.
Daha sonra yaphtığı bir açıklamayla, ‘Esed’den resmi bir talep gelirse Suriye’ye askeri destek göndermeyi düşünebileceğini" duyurdu. Bu açıklamanın hemen ardından Esed rejiminden bu talep geldi. Rusya parlamentosu da Çarşamba günü yetki tezkeresini onay verdi. ve aynı gün hava saldırısı başladı.
Rusya’nın Suriye’deki hava saldırılarının ne anlama geldiğini, kısa ve uzun vadedede bölgesel etkilerinin ne olacağını uzmanlara sorduk.
‘Rusya’nın birinci hedefi ablukadan kurtulmak, sonra Esed’i kurtarmak’
Medya Günlüğü yöneticisi Cenk Başlamış, Rusya’nın Esed’i elbette korumak istediğini ancak bu hamlesinin birinci hedefinin farklı olduğunu düşünüyor. 2014’te Kırım’ın ilhakinden ve Ukrayna savaşından sonra Rusya’nın Batı tarafından siyaseten yalnızlaştırılmaya çalışıldığını belirten Rusya Uzmanı Başlamış, petrol fiyatlarındaki düşüşten dolayı 1998 yılından bu yana en ağır ekonomik kriz yaşadığını belirtiyor. Başlamış’a göre, Moskova Suriye’de inisiyatifi alarak kendisine empoze edilen politik ve ekonomik izolasyonu kırmaya çalışıyor.
‘Meydan okuma değil kararsız ABD’nin işini kolaylaştırıyor’
Başlamış, Rusya’nın Suriye’de hava saldırısı kararını alarak dışarıdan göründüğü gibi ABD’ye meydan okumaya çalışmadığını, sadece ne yapmaya bir türlü karar veremeyen ABD’nin Suriye’de işini kolaylaştırdığı kanısında.
2013 yılındaki kimyasal silah krizini hatırlatan Başlamış, Rusya’nın o zaman da inisiyatifi alarak Esed rejimini vurmak konusunda kararsız olan ABD’yi, düştüğü zor durumdan kurtardığını savunuyor.
“Hem ABD hem Rusya IŞİD’i yok etmekten bahsediyor. Dolayısıyla aralarında bir görüş ayrılığı olduğunu düşünmüyorum. Bence, Rusya kesinlikle ABD’ye meydan okumaya çalışmıyor. Onun yapmaya çalıştığı şey, Suriye’de ne yapacağını bir türlü bilemeyen kararsız ABD’nin işini kolaylaştırıyor ve içinde olduğu ablukadan çıkmaya çalışıyor.”
“Rusya ile ABD Suriye konusunda masaya oturacaklardır. Kırım olayından sonra iki ülke arasındaki askeri görüşmeler askıya alınmıştı. Ancak Suriye’de askeri varlığını artıran Rusya, ABD’yi yeniden o görüşmeleri başlatmaya ikna etti. Yüzüne bakmayan ABD’liler artık arkasından koşmaya başladı. Birden bire Rusya, Suriye konusunda ne yaptığı veya ne söylediği dikkate alınan en önemli ülke haline geldi. Rusya kendi çıkarları peşinde. Moskova’nın Esed’in kalması konusuyla çok uğraştığını düşünmüyorum. Elbette, Esed’i kurtarmak için elinden geleni yapacak. Fakat birinci hedefleri o değil. Rusyak ekonomik krize rağmen ve istediği sonuçları alamasa bile, Suriye’de ödeyeceği maddi bedel ne olursa olsun oradan çekilmeyecek. Çünkü Rusya bu hamleleri attıktan sonra geri dönemez. Başarılı olmazsa, çok sık kullandığı gerekçeyi yani Batı’yı suçlamaya başvuracak.”
‘Rusya’nın birinci hedefi IŞİD değil Esed’i kurtarmak’
Omran Stratejik Araştırmalar Merkezi Ortadoğu Uzmanı Arif Keskin ise Rusya’nın açıkladığının aksine birinci hedefinin IŞİD olmadığını, gerileyen Esed’i kurtarmak olduğunu savunuyor.
“Rusya ve İran’nın Suriye’de Esed’den başka bir seçeneği kalmadı. Dolayısıyla onu savunmak istiyor. IŞİD’e bakarsak Esed’e bir zarar vermediğini görüyoruz. Aksine IŞİD dünyada muhaliflerle ilgili bir algı kirliliğine neden oldu ve Esed gittiği takdirde alternatifin IŞİD olduğu kanaatini yaydı. Böylelikle Esed’in kalıcılığını sağladı. Rusya’nın şu anki önceliği Esed’in kalması. Rusya’nın muhalifleri vurması IŞİD’in daha da güçlenmesiyle sonuçlanacak. Rusya bunu istiyor. Esed’in kalıcı olmasını garantilemek istiyor. Rusya IŞİD’e bir tehlike olarak bakıyor ancak şu anki önceliği Esed’in kalıcılığını sağlamak.”
‘Gerekçeler: Batı’ya mesaj, Suriye’yi İran’a bırakmamak’
Keskin, Rusya’nın Suriye’de hava saldırıları kararının başka nedenlerinin de bulunduğunu ve bunların arasında Batı’ya mesaj yollamak olduğunu söylüyor.
“Rusya, soğuk savaş döneminden sonra güçlü olduğu Ortadoğu’da güç kaybetmişti. Moskova şu an yavaş yavaş Ortadoğu’da etkinliğini göstermek istiyor. Hem jeopolitik mücadelelerin hem de siyasi denklemin bir parçası olmaya çalışıyor. Batı’ya ‘Ben de varım’ mesajını vermek istiyor. Batı, İran ile nükleer anlaşmadan sonra Tahran’ı Moskova’dan uzaklaştırmak ve Suriye krizini çözmek için İran’la masaya oturmak istiyordu. Rusya bir şekilde devreye girerek olası bir ABD İran yaklaşmasını engelledi ve ‘Ben de burada etkinim’ mesajını verdi.”
‘Rusya’nın operasyonu Türkiye sınırını etkiler’
Ortadoğu uzmanı, Akademisyen Serhat Erkmen de, Rusya’nın asıl hedefinin Esed’i korumak olduğunu savunuyor. Buna gerekçe olarak Rusya’nın vurduğu hedeflerin çoğunlukla IŞİD’e değil, diğer Suriyeli muhaliflere ait olduğunu gösteriyor.
Erkmen, Rusya’nın hava saldırılarının benzer hedeflerle devam ettiği takdirde uzun vadede Halep’in kuzey kırsalını, yani Türkiye sınırını da etkileyebileceğini ifade ediyor:
“ABD’nin bombardımanının yanı sıra, IŞİD’in Halep’in kuzey kırsalında ilerlemesini engelleyen bir başka faktör, orada Fetih Ordusu başta olmak üzere silahlı muhalif grupların olması. Rusya bombardımanının bu grupların çatışma gücünü etkilerse Türkiye’nin güney sınırındaki yani, Cerablus-Azez hattındaki bu muhalif grupların IŞİD’e karşı gerilemesine yol açabilir. IŞİD Azez’e doğru yürürken ABD’nin aynı bölgede IŞİD’i bombalaması, YPG’nin Cerablus’a müdahale etmesini kolaylaştırır. Böylelikle mevcut Halep Türkiye koridoru kapanabilir.”
Kaynak: Al Jazeera