HAKSÖZ-HABER
Aşırı yaz sıcaklarında darbe yapmanın mahzurları bir bir ortaya çıkıyor. Güneşin tepe noktada olduğu bir zaman diliminde havada halkın üzerine bombalar yağdıran jetler ararken idrak yollarında meydana gelen sarsıntı analiz diye bilcümle saçmalığın piyasaya sürülmesine sebebiyet veriyor.
Memlekette kendisine gazeteci, askeri ve stratejik analist havası veren o kadar çok kişi var ki. Hoş gerçekte gazeteci olsa ne mana ifade eder? Önemli olan kimin ne söylediği değil mi? Türkiye’de gazeteci ve siyasetçilerin en önemli özelliği gerçeklikten hoşlanmamaları ve hayal âleminin hatta daha ötesi kimi devletlerin istihbarat örgütleriyle iltisaklı merkezlerin ürettiği propaganda amaçlı psikolojik savaş hikâyelerine itibar etmeleridir.
15 Temmuz tarihinde bütün bir toplum olarak kanlı ve tahrip gücü yüksek bir darbe kalkışmasına muhatap olmuşuz. 250 kardeşimiz katledilmiş, iki bin 200’ü aşkın kardeşimiz ağır yaralanmış. Askeri darbenin failleri belli, planlayıcıları belli, tutuklanıp içeri alınanları ve firari olanları da belli ama nedense kimileri için bu somut gösterge ve gelişmeler yetmiyor. Şöyle uçuk kaçık fantastik hikâyeler uydurmak gerekli.
Şok Şok Şok! Yalanları Sıralıyoruz!
Yalan ve saçmalığın itibar görmesi için muhakkak bir Fransız, bir İngiliz, bir Amerikan ya da bir Rus’un herzelerine itibar edilmesi gerekir. Örneğin Cumhurbaşkanını kurtarıcı kahramanlar icat etmek lazım. E bizim pilotlarla, Polis Özel Harekat’la, Cumhurbaşkanlığı Koruma Polisleri’yle bu iş asla olmaz. Ne yapmak lazım: Ne idüğü belirsiz üçüncü sınıf bir haber portalının Türkiye uzmanı görünümlü beşinci sınıf yazarına başvurmak gerek. Evet, şaka değil, sergilenen sefaletin, aşağılık kompleksinin şehvetli popülizm hırsıyla birleştiği bir vasatta Fransız Hannibal Genseric üzerinden girişilen operasyon devreye sokuldu.
Hannibal Genseric kimdir, kimi temsil etmektedir, verdiği bilgilerin somut veya mantıki delilleri nelerdir, bu söylemleri piyasaya sürmekteki maksat nedir gibi soruları soran yok tabii. Fırsattan istifade ne kadar salakça ve kullanılmaya açık olursa olsun piyasa yapmak üzere start verildi yine. Darbeyi Türkiye toplumu, siyaseti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan değil meğer Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus Hava Savunma Sistemi, Rus Özel Harekat Birlikleri engellemiş. Bir iki cümle NATO-Şangay rekabetinden dem vurup Türkiye bağlamında KGB ve CIA arasındaki rekabetten bahsetmek en şapşalca söylemleri dahi analiz kılığında piyasaya sürmek için yeterli olabiliyor. Elbette ahlaksızca kurgulanmış bütün bu saçmalıkları papağan gibi okur ve takipçilere taşıdıktan sonra ortaya bir adet “doğruluğu yanlışlığı size kalmış” mesajı bırakmanız gerekiyor.
Akılla, ahlakla, canı pahasına darbecilere karşı onurla direnen Müslüman bir toplumla alay etmenin, onlar üzerine hiç utanmaksızın psikolojik savaş ve komplo teorileri boca etmenin bir bedeli olmalı. Yapılan bu kirli, karanlık, şaibeli ve itibarsızlaştırıcı faaliyetlerin hesabını herkes vermeli. Yalan olduğu, Rusya adına kamu diplomasisi yürütüldüğü, Türkiye toplumu ve yönetimini küçük düşürürken Suriye halkının katili Rusya’ya itibar kazandırma çabasının merkezde olduğu bu türden Beşinci Kol faaliyetleri bundan sonra kolayca piyasa yapamamalı. Yalana, kara propagandaya, psikolojik savaş argümanlarına ortak ve aracı olanlarda utanma duygusu ve özür dileme bilinci olmayabilir ama en azından giriştikleri bu çirkefliklerin kayıt altına alındığını bilmeleri icap eder.
Rus savaş uçaklarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı darbecilere karşı koruduğu ne kadar açık bir yalan ise İdlip’te, Halep’te, Türkmen Dağı’nda Suriye halkının üzerine bomba yağdırdığı da bir o kadar gerçektir. Esed ve İran muhibbi çevrelerin Rus ayılarına ilişkin güzelleme yarışına girmeleri için 15 Temmuz gibi kanlı bir darbeyi dahi fırsat bilmeleri rezilliğin zirvesini işaretlemektedir.
Konuyla ilgili Nevzat Çiçek’in twitleri: