Rus gemileri Karadeniz’de ‘kim tarafından’ ve nasıl batırılıyor?

Rus savaş gemisi Amiral Makarov’un Ukrayna füzesi ile vurulduktan sonra yandığı anlar Bayraktar TB2 ile kayıt altına alındı. Makarov gemisinin, Moskva’nın ardından Rusya’ya ait ikinci batan gemi olduğu ifade edildi. Peki ama nasıl?

Fatih Demir- HAKSÖZ HABER

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 76. Gününe girdi. Rusya’ya ait Amiral Makarov adlı geminin Ukrayna kuvvetleri tarafından vurulduğu ve yandığı anlar TB2'nin kamerasıyla kaydedilirken, battığı iddia edildi.

Rus kruvazörü Moskva, 13 Nisan'da Karadeniz'de saldırıya uğramış ve batmıştı. Geminin nasıl battığı ise tam olarak kesinleştirilememişti. Rus firkateynine ait Amiral Makarov'un da 6 Mayıs'ta saldırıya uğradığına dair doğrulanmayan bilgiler medyaya yansıdı. Gemilerin vurulması ve batırılması sonrası ayrıntılar yavaş yavaş gün yüzüne çıkarken, birkaç önemli soru ortaya çıkıyor.

İlk soru: Sözde mükemmel hava savunma sistemleriyle donatılmış bu gemiler gafil mi avlandılar ve eğer öyleyse bu nasıl oldu? İkinci soru: Ukrayna füzelerinde onları tespit edilemez yapan özel bir şey mi vardı? Üçüncü ve can alıcı soru: Neden gemilerden biri veya her ikisi de saldırılara yanıt vermedi veya veremedi?

Rus savaş gemileri, mükemmel radarları ve farklı türlerdeki etkili önleme füzelerini birleştiren modern hava savunmalarıyla donatılmışlardı. Moskva'nın iki sistemi vardı: Osa-MA (SS-N-4) olarak bilinen kısa menzilli silah sistemi ve S300.

Osa-MA gelen gemisavar füzelerine karşı koymak için tasarlanmıştı. Daha yüksek kabiliyete sahip ve daha uzun menzilli bir hava ve füze savunma sistemi olan ve Türkiye’nin de bir üst modelini aldığı silah sistemi: S-300F ise gemiyi her türlü hava saldırısından korumak için gemiye adapte edilmişti.

Amiral Makarov'un vurulduktan sonra yandığı anlara dair video görüntüsü Ukrayna tarafından basına servis edildi.

Makarov gemisi de hava savunma sistemine sahip özel bir kruvazördü. 3S90M BUK hava savunma sistemi ile donatılan gemi 130 km'ye kadar ulaşan uzun menzilli silahlara sahipti. Üstelik BUK savunma sistemi 10 veya 15 saniye gibi kısa bir sürede gelen füzeleri durdurma kabiliyetine sahip olduğu yönünde bilgiler ile tüm dünyaya tanıtılmıştı.

Moskva'yı vuran Ukrayna gemisavar Neptün füzesi yaklaşık 900 km/sa maksimum hızda uçan, ses altı, denizde manevra yeteneğine sahip bir seyir füzesidir.

Yani kıyıdan 60 mil (96,56 km) uzaktan ateşlenen Neptün'ün bir hedefi vurması için altı dakikadan biraz daha fazla zamana ihtiyacı olacaktır. Denizde kullanılan birçok silahın bilgisi saklansa da ülkeler tarafından Neptünlere dair gizli hiçbir bilgi yok. Rusya ateşlenen füzeyi ya görmedi ki bu durumda Rusya’nın savunma sistemleri aktif değildi ya da beklenildiği gibi çalışmıyordu.

Makarov ise konumu ve potansiyel savunmasızlığı göz önüne alındığında vurulması daha muhtemel kolay hedefti. Silah uzmanlarına göre ve yayımlanan videoya göre Makarov bir Neptün füzesi ya da Türkiye yapımı Bayraktar gibi yavaş uçan bir insansız hava aracı tarafından vuruldu.

Hem Makarov hem de Moskva, Verba (9K333) adlı en son Rus MANPAD'ı da dahil olmak üzere hava savunma füzeleri, hızlı ateş silahları ve MANPAD karadan havaya füzelerden oluşan katmanlı savunma sistemlerine sahipti. Yani olası bir tehdit algılandığında tüm istasyonların en yüksek düzeyde alarmda olması gerekiyordu. Ya saldırı önceden görülemedi ya da silahlar istenildiği gibi çalıştırılamadı.

İki üst düzey yeteneklere sahip geminin art arda iki ay içerisinde vurulması daha farklı bir senaryonun da olabilme ihtimalini akıllara getiriyor. Rusya’nın silahlarının tamamen işlevsiz olduğunu iddia etmek akıl ve mantıktan uzak bir durum. Bunun yerine daha mantıklı olabilecek bir durum var: O da ABD’nin Ukrayna’ya açıktan ve ‘üstü kapalı’ verdiği destek.  Saldırı biçimleri ve saldırıya karşı Rusya’nın veya diğer kaynakların hiçbir şekilde Rus gemilerinin karşılık vermediği-veremediği göz önüne alınırsa ABD’nin bu saldırılardaki rolünün ne olduğu önem kazanıyor.

Her iki durumda da, mevcut bilgilere dayanarak söylenebileceği kadarıyla Rus gemisi füzelere karşı yanıt vermedi. İyi radarlar ve modern elektronik karşı önlemler de dahil olmak üzere iyi hava savunmaları varsa neden iki gemide füzelere karşı koymadı?

Ukraynalı yetkililer, Moskva'nın ABD'nin yardımıyla hedef alındığını söylüyor. Pentagon ise resmi olarak bunu reddediyor.

Moskva gemisinin batışında dikkat çeken bir durum daha vardı. ABD’ye ait P-8A adlı modifiye edilmiş Boeing 737 Karadeniz semalarında geziyordu. P-8A, denizaltıları tespit etmek için sonarlarıyla çevreyi tarıyor ve torpido ile gemisavar füzeleri fırlatabiliyor. Moskva’nın batışında P-8A'nın herhangi bir silah fırlattığına dair bir kanıt ise yok. Zaten saldırı ihtimali ABD’yi Ukrayna savaşına otomatik bir şekilde dahil ederdi. Ancak P-8A, BAE tarafından oluşturulmuş ayrıntılı bir AN/ALR-55 elektronik karşı önlem sistemine sahiptir.

ALR-55 elektronik sistemlerin yapabilecekleri çoktan sınıflandırıldı ve uzmanlar tarafından analiz edildi. Düşman radarlarını bozabilir veya muhtemelen radarları yanıltabilir bu sistem. Bu nedenle, ABD Donanması’na ait P-8A'nın sistemlerini, Ukrayna'nın Neptün operatörlerine bağlaması durumunda, Rus gemilerindeki radarları karartması veya yanıltması teorik olarak mümkündür.

Bunlar yepyeni sistemler ve Karadeniz arenasında faaliyet gösteren P-8A’larda varsa ve kullanılmak isteniyorsa ‘Neden Ukrayna saflarında kullanılmasın’ sorusunu akıllara getiriyor olsa da ABD ve NATO’nun Rusya’ya karşı böylesine tehlikeli saldırılarda bulunması pek olası görülmüyor!

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm