HAKSÖZ HABER
Batı kadar doğuda da kapitalist zihin ve ülkeler mevcut. Özgürlük ne batıya özgü ne de doğunun hamiliğindedir. Ancak Türkiye'de bazı sözde antiemperyalist ülkelerin sözcülüğünü, onların arzu ve niyetlerini hatta taleplerini kendilerince; kalemleri ya da dilleri yettikçe anlatmaya aktarmaya çalışan kişi ve gruplar mevcut. Haliyle bu kişileri, gazeteleri ve televizyonları okuyup dinleyenlerin de Mehmet Ali Güller'in sorduğu soruların benzerlerinin kendilerine sorulacağı bir zemin de oluşmaktadır. Tabi ki bu sorulara hakkaniyetli cevaplar vermeleri beklenirken hiç bir zaman bu beklenen "gerçekler" bu kişilerin ağzından çıkmamakta aksi yönde beyanlara devam etmektedirler.
Cumhuriyet'teki yazısı ile Güller son derece basit bir takım sloganlarla sözde anti-emperyalist duruş pazarlarken esasında Amerikan emperyalizmine karşı Rusya-Çin emperyalist kanadının ülkemizdeki propagandistlerinden biri olarak öne çıkıyor. Suriye'den Libya'ya, Karadeniz'den Orta Asya'ya değin her bölgede Türkiye'nin Rusya-Çin-İran cephesinde yer tutması, bu ittifakla stratejik anlaşmalar yapması, işgal ve katliamları görmezden gelip ahlaksızca menfaat ilişkileri kotarması yönünde "analizler" serdeden Mehmet Ali Güller bugünkü yazısında da benzer "analizler" paylaşarak menfaat odaklı yaklaşımını tekrar lanse etmiş oluyor.
Türkiye neden Ukrayna'yla askeri ve diplomatik olarak yakınlaşıyor?
Türkiye neden Kırım'ın Rusya tarafından işgal ve ilhak edilmesini tanımıyor?
Karadeniz'de Ukrayna ile değişik anlaşma ve tatbikatlar yaparak Türkiye nasıl olur da biricik dostumuz Rusya'yı üzer, güvenilir komşumuz Putin'i sinirlendirmeyi göze alabilir? gibi çok değişik ve çok esaslı bir takım sorular soruyor Mehmet Ali Güller.
Bu kafaya göre "Tam bağımsız Türkiye" hayali ancak Rusya-Çin cephesine asker yazılınca, açık pazar ve atlama taşı olmaya razı olunca gerçekleşebilir.
Oysa bu haliyle özgürlük naraları atanların özgürlük düşünceleri bile belli bir problematiği içinde barındırıyor. Rusya ve Çin'in kapitalist ve sömürgeci olmadığını iddia etmek realiteden uzak bir safsatayken, ısrarla bunu dillendirmek de kişinin sözlerinin değersizleşmesine ve anlamsızlaşmasına sebep oluyor. Aydınlık ekibi veya Cumhuriyet hiç fark etmeksizin kendilerine özel görünen kapitalistleri özgürlükçü olarak lanse etmek gibi huyları olan gazete ve yazarların gerçekle olan ilişkisi her zaman için sorgulanmaya mecburdur.